Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Osmanlı düşü BOP tokadı...

08 Kasım 2016 Salı

Ey, milliyetçi-mukaddesatçı değerlerle siyaset yaptıkları yalanı ile seçmenleri uyutmayı seçerek, iktidar erkini, siyaseti, hak-hukukun ayaklar altına alınması, devletin tüm kurumlarının ele geçirilmesi, askeri-sivil fark etmez diktatoryal güç aracı yapanlar... Kendileri için hak, özgürlük olan yaşam tarzlarını, alt kimlik aidiyet, inançlarını, tüm ülke vatandaşları, yetişecek çocuklarımız için hangisi olduğu sonuçta fark etmez ayrımcı ırkçı, mezhepçi “dindar ve kindar” çizgide üretmek için... Sadece laik Cumhuriyet’in yıkılmasının değil, ülkenin terör örgütlerinin cirit attıkları, kan akıttıkları, iç savaş bataklığına çekilmesinde vicdanlarını sızlamayacak kadar kinle karartanlar... Aslında evrensel insan hakları, hukuk devleti ilkelerini, çağdaş yaşamı, savaşılacak cephede görüp dünyayı okumayı, aklı kullanmayı reddederek, her türden kirli, acımasız çıkar ittifaklarının içinde elde ettikleri güce, iktidar erkine tapınarak, işledikleri suçlarla, kendileri de içinde, bu ülkenin nefes alan her bireyi ile birlikte, geleceğini karartıyorlar...
Kurtuluş, kuruluş destanlarının gücü elinde, bugün de dünya tarihçilerinin bu dünyadan gelip geçmiş en büyük lider katına oturttukları Mustafa Kemal Atatürk ülkenin geleceğini çoğulcu, çağdaş parlamenter demokrasi, en gelişmiş evrensel insan hakları özgürlükleri çerçevesinde görürken... Askeri, siyasal kimlik, emek ve katkılarına burun kıvırdıkları İsmet İnönü, kendisi, partisinin iktidar erkini aşıp çok partili düzen, demokrasi uğruna iktidar erkini liberal, milliyetçi, mukaddesatçı siyaset çizgisi adına DP’ye teslim etme erdemliliğini göstermişken... 10 yılda çoğunluk sandık oyunun sivil diktatoryal rejime dönüştürülmesi, koşulsuz emperyal çıkarlar adına Kore’ye asker gönderilmesi tartışmalarını geçerek yakın tarihimize geçmenin zamanı...
Özal İktidarları süreçlerini kimseler, askeri darbe karşıtı, liberal demokrasinin rejimi olarak yutturmaya kalkışmasınlar. 12 Eylül darbesinin dış destekli Türkiye projesi olarak,MESS’ten yetişmiş Özal’ın ekonomik proje uygulayıcısı rehberliğinde, ülkemiz için öngörülen otoriterleştirilmiş rejim kuruluşu projesi olduğunu kanıtlayabiliriz. Darbenin ertesi sabahı, sözcü Pakdemirli, demokratik, özgürlükçü anayasa, sendikal haklar, örgütlenme hakları içinde Türkiye’de gelir dağılımı paylaşımının eşitlikçi, üretenden, emekten yana bozulduğunu, piramidi hızla düzelteceklerini ilan etmişti...

***

Erdoğan liderliğindeki AKP İktidarlarının 12 Eylül Anayasası’nın antidemokratik, örgütlenme, sendikal haklar yasaklarına el sürmeyip tam tersine kuralsız düzenden yana bozup durması bundan değil mi? Fazilet içinden AKP kurucuları, Irak işgali destekçiliğine de söz vermiş olma karşılığı gökten zembille çıkmış gibi, işçilerin iş güvencesi hakları oylamasında açık karşıt oyları ile kendilerini göstermemişler miydi?
Irak işgali desteği için verilmiş tezkere sözünde Meclis ayak diretince, danışmanlardan biri yüzsüzce AKP İktidarları, liderliği için “sifonu çekmeyin kullanın” uyarısını yapmamış mıydı? Irak’ta ABD komutanı talimatı ile TSK komutanlarının başlarına çuval geçirildi. Ünlü banker Soros konuştu; “En değerli malınız TSK’dir” deyiverdi. Irak bataklığında Saddam heykeli ile birlikte Kerkük-Musul’da nüfus-tapu kayıtlarının yakılmasına izin verenABD işgal güçleri hesapları tutmadı... Öngöremedikleri mezhepler çatışması doz tırmanışında rafineri yangınları... Kanlı petrolün önlenemez yükselişi, zengin kuzey dünyasını sarsan büyük ekonomik krizi üretince... Hele de Irak’tan paralısı da olsa ABD askeri cenazelerinin dönüşünün siyasi sonuçları... işgal projelerinden dönüşü, asker çekmeyi getirdi. BOP projesi haritaları ile yeni sınırlar çizilememiş, ırklar-mezhepler ayrımcılığında yeni parçalanmalar yarım kalmıştı.
Arap baharları projeleri düş kırıklığı, Libya’nın devlet olarak da çöküşü, yeni yangın yeri Suriye cehennemi... Bizimkilerin ağızlarına sürülen bal “ılımlı İslam, yeni Osmanlıcılık” projeleri de havada kalmıştı. Emperyal projelere daha yatkın çalışan Cemaat’in, Soros demokrasi cephesi ile kardeş kardeş yürüttükleri ortak, ABD-AB maddi-manevi fonları ile uygulamaya sokulan pek çok ülkedeki pek çok proje de istenen sonuçları vermemişti. Ne raslantı değil mi, kutsal İktidarları ortaklığı, FETÖ’cülerle yol ayrımları tarihleri nasıl da dünya dengeleri hesaplarıyla eşzamanlı.
Ne mi yapacağız? Titreyip kendi değerlerimize, laik Cumhuriyet, Atatürk devrimlerinin destanlarının yazılışı ilkelerine bakacak, günümüzle uyumlu sentezler üreteceğiz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları