Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Neden Ahmet Hakan?

03 Ekim 2015 Cumartesi

Terör, tehdit, şiddetle, yasal demokratik hakların kullanılması, özgürlüklerin gasp edilmesiyle... Kitlelerin susturulması, teslim alınmasında hedef seçilen kimliklerin, tarafların sorgulanması, doğru okunması... Baskı-şiddet-terör estirerek gasp edilmesi amaçlanan hakların savunulmasında, dik duruşta; “susturamazlar”, “korkmuyoruz”, “yolumuzdan dönmüyor, haklarımızı kullanmaktan vazgeçmiyoruz” demek, güçlü tepki verebilmek kadar anlamlı, önemli, işlevseldir...
Azmettirenlere ulaşamadığımız, asıl suçlular ve amaçlarına ilişkin sağlıklı sonuç yargıya varamadığımızda da sadece hukuk devleti, demokrasinin işletilmesi, suçluların adil hesap vermeleri sonuçlarına ulaşamadığımız gibi, insan haklarımızı kullanabileceğimiz, barış içinde birlikte yaşayabileceğimiz uygar bir toplum düzenine ulaşmamız, demokratik düzenimiz ağır yaralar alıyor. Rejimi biçimsel demokrasi olup yaşamın her alanına dönük hak ve özgürlüklerin kullanılabilmesi, insani değerlerde en diplere düşmüş ülke olmamız boşuna değil...
Yıllar sonra “kanlı pazar” eylemlerinin arkasındaki güçlerin, azmettiren suçluları, tetikçilerinin, ülkemize yönelik hesaplarının odağında, çağdaş uygarlığı, demokrasiyi yakalamaya çalışan örgütlü gençliği dağıtmak olduğunu söylemek bir anlam taşıyor mu? Kanlı pazar eyleminde rol alan İslamcı örgütlenme önderlerinin ünlü isimlerini bugünün siyasal yaşamımızda önemli, etkin görevlerde görmüş olmakla varacağımız çıkarımlar, dersler ne kadarı ile işlevsel? Ülkemizi 12 Mart’a taşıyan gelişmelerde, kilit dönemeçte rolü yadsınabilir mi? Çağdaş demokrasiyi yakalamada en ileri anayasal düzenimiz, sol demokratik siyasal partilerimiz, çok güçlü sendikal örgütlülüğümüz, aydınlanmada öncülük üstlenmiş liderlerimizi, Karadeniz’ler, Gezmiş’lerin yaşamlarıyla, tüm aydınlanmacılarımıza cezaevlerinde ödetilenleri yok sayacak mıyız?
DİSK’in 1 Mayıs etkinliğini, “kanlı 1 Mayıs”a çeviren derin provokasyonunun, ülkeyi çok daha baskıcı 12 Eylül darbesine taşıyan faili meçhuller halkalarında en önemli dönemeç taşı olduğunu, bugün toplumumuzun büyük çoğunluğunun görmüş olmaları, kirli oyunlarının sonuca varmalarını engellemedi... En kötüsü sözde askeri darbelerle hesaplaşma şovunda sahneye konan iktidarları dönemi siyasal oyunlarıyla, kafalar daha da karıştı...

***

Dünya dengeler değişiminde ülkemiz de içinde, insan hakları kazanımları geriye püksürtülen ülkelerde, askeri darbelerin yerine, sivil otoriterleşme yollarının önü açılıdı... Evrensel insan hakları, değerleri, algıları, örgütlenmeleri üzerindeki kavram karmaşalarıyla, çatışmacı cepheleşmelerde, paramparça, gettolaşmalar gündeme girdi... Şimdilik İslam dünyası, Ortadoğu, çoğunluk yoksul güney dünyası ülkeleri boyutlarında ırklar ve inançlar üzerinde iç savaşlar bataklığına çekilmiş ülkelerin, kaoslarında yaşananlar kadar olmasa da ülkemizdeki gidiş, yaşananlar da yüz güldürücü değil...
12 Eylül projesi ile Türkiye’nin aşağıya çekilmesinde yaşananlar, ödenen çok ağır bireysel, toplumsal bedeller de yetmeyip düzenin yeni çıkmazlarında yeni kirli çıkar projelerine gereksinimler gündeme girdi... Uğur Mumcu’nun katledilmesi en etkili dönemeç taşlarından biri, Özalizmin sistemin kriz bunalımı içinde kırılmasının arkasından, Cumhuriyet aydınlarının hedef alınmalarını düz mantıkla, dünya ölçeğinde ırk ve din ayrımcılığı üzerinden işletilen tuzağın, projelerin doğal sonuçları gibi okuma eğiliminde olduk. Azmettirenler için kuşkusuz; Cumhuriyet kazanımları, aydınlanma birikimi, laiklik, Atatürk devrimciliği de içinde, Anadolu’nun tarihinden beslenmiş çokkültürlülüğün, insan eksenli sol sentezinde buluşanlarını çökertmek önemliydi.
Şimdilerde toplumları paramparça eden, ırkçılık, dincilik batağında aşağı çeken projeler, iktidarları, çatışmaları dünyayı kasıp kavurmakta... Günümüz kirli çıkarlar iktidarlarının ömürlerini uzatmada, ırkçılık, dincilik üzerinden kurulu tuzaklarda, evrensel insan hakları, örgütlenme, basın özgürlüğü, demokrasi kriterlerine yer yok... Bu kez otoriterliğe biat etmeyen sermaye, basın, gazeteciler hedef tahtasındalar...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları