Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kosova- Kobani (2)

19 Ocak 2016 Salı

1977 Ecevit’in seçim zaferi sonrası ilk yurtdışı gezisi Tito Yugoslavyası’na olmuş, Tito’nun dünya siyaseti deneyimleri ile Ecevit’in umut olmasına ilişkin gündemli, saatler süren özel bir görüşme gerçekleşmişti. Dönemin Türkiye büyükelçisi Kosovalı, dayımın yurt arkadaşı (Ramadan) olduğu için ayrıntılı öğrenme, kendime göre dersler çıkarma, gazetede haber yapma şansını yakalamıştım.. Tito, özetle üçüncü dünya, tek örnek “çokkültürlü, özyönetim” başlıklarıyla oluşturduğu yönetim modelinin, liderliği, birikimi ile, seçimini bölge için umut gördüğü Ecevit’le paylaşmaya çalışmıştı.. Üçüncü dünya oluşumunda Mısır ve Nâsır başta İslam dünyasının kendisine çok büyük şans tanıdıklarını, ancak laik olmayan şeriata bağlı yönetimlerin doğası gereği; iki kutuplu dünya düzeninde insancıl dengelerde kalıcı rol oynama gücünün, 3. dünya ittifakının dağılmasını tarihsel gelişmelerle, çarpıcı anılarla Ecevit’le paylaşmıştı.
Türkiye’nin üçüncü dünya içinde değil, Batı-ABD saflarında yerini almasını zaaf noktası olarak değerlendirmişti. İnsanlık adına gidişten çok kaygılı, hiç değilse Balkanlar’da yeniden çok kan akmaması yolunda işbirliği öneriyor, altından kalkamayacakları zorluklarda Yugoslavya ve Türkiye’nin sırt sırta vererek karşılıklı destekle Balkanlar’ın kurtarılması düşünü paylaşıyordu.. Tito’nun ne Yugoslavya özelinde ne de Balkanlar genelinde “barış” düşlü projesi gündeme sokulabilmiş, Avrupa’nın sınırları içinde bir kez daha çok kanlı ırklar, dinler, mezhepler çatışmaları ölümünün hemen ardından gündeme sokulmuştu.. Hepsi umudunu sonunda AB üyesi olup kurtulmaya bağlamış, yeni kanlı iç çatışmalarda ekilmiş ayrımcılık, düşmanlık tohumları cabası, Yugoslavya’nın parçalanması ile çaresizlik, yoksulluk, yoksunlukta dibe vurmuş 9 devletçik türetilmişti.. Her birinin içinde, 2-5 milyonluk devletçiklerde de yine ırk ve din-mezhep eksenli gettocuklarda çırpınma sürecine geçilmişti...

***

İçinden gözlemlerin akıl süzgecinden geçirilmiş ortak paydalarında, özünde çokkültürlülüğü dillerde, gerçekte gelişmiş kültürlerin çıkar ittifakı AB ülkeleri, ABD destekli çıkarlar ortak projelerinde, Yugoslavya’yı çokkültürlü geniş sınırlı, çok nüfuslu yapısı ile AB’ye katma yerine, parçalanmış, seçmeli üyelik sürecine sokmayı yeğlemişlerdi.. Bu çerçevede ürettikleri dış siyasetlerinde Hırvatistan, Slovenya torpilli öncelikli kopmalara, İslam nüfusu ağır basan; Bosna, Kosova, Makedonya’da daha kanlı çatışmaların ardından ancak, baştan siyaseten Rusya ile Slavlık ilişkilerinde uzlaşıları Sırbistan’dan yeni kopmalara dolaylı destek vermeyi seçmişlerdi.
İç dinamiklerinde “çokkültürlük, özyönetim” modelleri ile dünyanın insan hakları, barış içinde birlikte yaşamın ilkeleri babında umut olmuş modelinin, Tito’nun ölümü ile birlikte bu kadar kolay ve kanlı, ayrımcı çatışmalarla yıkılmasını, hepsi de birer emperyal güç odağına bağımlı, hepsi de kaosta, çıkmazda devletçiklerinin türetilmesini sorgulamak gerekmiyor mu? ABD’nin korumasında Makedonya’nın Kültür Bakanı’nın katıldığım Manastır’daki askeri müze olmuş okulunda, “Mustafa Kemal” sempozyumunda, “Balkanlar’da yeniden barış günleri için Tito ve Mustafa Kemal gibi yeni liderlere gereksinimimiz var..” demesini nasıl yorumlamalıyız? ABD üs devletçiği uğruna kurulan, yarı resmi tanıma sonrası, şimdilerde Sırbistan ile Kosovalı Sırpların haklarının yeniden verilmesi yolunda anlaşmaya zorlanan Kosova’da, UÇK’ye daha yakın siyasi partiler Meclis’te bomba patlatıyor, Başbakanlık’a saldırı eylemleri gerçekleştiriyorlar...
Suriye’de, Kürt siyasi hareketlerinin “Rojava mucizesi” dedikleri projenin özerklik ilkelerini birinci ağızdan siyasi temsilcilerinden dinliyorduk.. “Çokkültürlülük, özyönetim..” kavramları sık sık kullanıldığı için değil, ırklar, dinler ayrımcılığı üzerinden paylaşım dengeleri oluşturma çabalarına bakarak, “Tito’nun düşünün kötü kopyası..” deyivermişim.. Tito sonrası parçalanmanın iç dinamiklerinin, ırklar ve dinler ayırımcılığı, çıkar çatışmaları olduğunu yok sayabilir miyiz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları