Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kankalıktan Şer Ortaklığına

02 Ocak 2014 Perşembe

Kanaldan kanala geçiş yaparken ekrana takılan görüntüye inanamayıp geri döndüm. Bilinçaltı yanılsaması değilmiş, Başbakan Erdoğan yeni yıla giriş saatlerinde bazı kanallardan “Ulusa Sesleniş” konuşması yaptı. Geçen aya kadar iktidar ortaklığından öte, kankaymış izlenimi verdikleri cemaat ortaklığını giderek suçlama, öfke dozunun tırmandığı tanımlamalar arasında, “Şer ortaklığı, çete, terör örgütü” algılamalarını beyinlere kazımak üzere, asık suratlı, öfkeli sesle, eski yılın son, yeni yılın ilk söyleminde döne döne yineledi. Oysa yeni yıla giriş saatlerinde halka seslenişin yayımlanmadığı başka kanallarda ancak CHP belediyelerinin yönetimde olduğu İstanbul-Ankara ilçelerinden yapay kar yağdırılan sokaklarından kalabalıkların coşkulu müzik, eğlenceli yeni yıla girişlerinin yayınları veriliyordu. Kimi kanallar da dizilerin en ünlü sanatçılarının katıldığı konserler, danslarla kitlelerin yeni yıla coşkulu, neşeli girmelerini sağlamaya çalışıyorlardı.
Tamam İktidarları cephesi “gâvur âdetlerini” reddetme adına yeni yıla eğlenerek umutla girmek isteyenlerin kutlamalarına katlanamıyor olabilirdi. Yine de Başbakan Erdoğan’ın yeni yıla giriş saatlerinde bir ay öncesine kadar aralarındaki cepheleşme, kadrolaşma, iktidar paylaşım savaşlarını kamuoyundan saklamaya çalışacak kadar, Türkiye’nin bu en uzun soluklu iktidar paylaşım ortaklığı, kankalığı ilişkisini, “Ülke için en büyük işleri yapma sürecinde İktidarı yıkmayı amaçlayan, dış düşmanlarla ittifak yapmış, devlet içinde odaklanmış terörist çete..” olarak ilan eden bir ulusa sesleniş öfke, nefret söylemi neyin nesi?
Hani “Yeni yıla nasıl girersen öyle geçer inancını gözeten danışmanlar, feshedilen ortaklık, kankalığın ardından bir diğerini yok etme savaşlarında baskın çıkmaya yönelik taktiklerde en ağırından suçlamalarla beyin yıkamayı öngörüyor, desek yeni yıla en iyimser, umutlu girilmeye çalışılan saatlerde de “Halka sesleniş, öfke, tehdit, en ağırından suçlamalar ne ölçüde işlevsel, kitleler üzerinden etkili olur?” sorusunun yanıtını veremedik. Bildikleri olmalı elbet ya da ipin ucu hepten kaçtı.

***

Yeni yıla giriş gecesinde Taksim’i insansız bırakamasalar da bu yıla damgasını vuran Gezi Parkı ruhuna Fatiha okutmak kastıyla olsa gerek Gezi Parkı’nı polis kordonu ile gece boyu halka kapattılar. Taksim’e müzikli, ışıklı, şenlikli en kalabalık meydan kimliğini verdirmemek üzere de ellerinden geleni yaptılar.. Yeni yıla giriş, umutlu gecenin haberlerinde, isteseler kasıtlı bu kadarı ile olumsuz kılamayacakları haberlerin sıralanmasını sağladılar.
En çok okunan haber kuşkusuz Türkye’de ücretli çalışan en büyük kitleleri, milyonları ilgilendiren asgari ücret zammının belirlenmesi, bir simit parası kadar 1.4 lira olmasıydı. TÜİK bile bir işçinin geçimini sağlayabilmesi için en az 1205 lira olması gereğini saptamışken 846 lira olarak belirlenen asgari ücret, çalışanın yoksullaştırılmasının belgesi. Dün simitle karşılaştırmalı Hurşit Güneş’in yaptığı hesaplamayla, İktidarlarının bütününde asgari ücret yüzde 359 oranında artarken yüzde 600 oranında artan simit fiyatının çok gerisinde kalıyor, 2002 yılında bir asgari ücretli 920 simit alabilirken bugün ancak 604 simit alabilecek
Yeni yılın sabahına uyanış haberleri daha da moral bozucu. Özel tüketim ürünleri, hizmet zamları, istense olamaz, günler mi kalmadı dedirten cinsten sıralanmış. Motorinle başlıyor, üst üste vergi, ceza zamlarını hız kesilmeden tüketim vergileri zamlarının içki, sigara satış fiyatlarına yansımaları hesaplanıyor. Sonra yeni bir dizi zammı kaçınılmaz kılan tüketim ürünleri zamları furyası sıralanıyor. Ama Başbakan Erdoğan, onu tamamlamak üzere bakanları, cemaatin Türkiye’yi büyütme projelerini kırmaya, ekonomisini çökertmeye yönelik şer ortaklığı çetesi, terör örgütü oluşumu konumuna geçtiğine ilişkin bombardıman açıklamalar yapıyorlar. Nefes kesen bir hızla yürütülen operasyonların onanmasından öte, İktidarlarının yıllar boyunca çok büyük işler yapmalarına karşın, bir çete operasyonu ile gelen büyük yıkıma inanmamız bekleniyor.
Dünün İktidarları cephesinin medya gücü ile öne çıkardığı haberlere bakılırsa cadı avını engellemede İktidar gücünün operasyonları başarıyla yürütülüyor. Bir hafta, on güne sığdırılan cemaat yandaşlarının kamu kadrolarından tasviye edilmeleri operasyonlarında kaç görevlinin görevine son verildiğini, toplu döküm açıklamaları vermek bile şansımız yok. Doğrusu kelle hesabı cemaatçi ayıklanmasından çok, kilit karar noktalarında, en çok da yargı ve polis kadrolarında cemaat gücünün ne ölçeklerde kırlmış olduğu önemli olmalı. Diyelim ki İktidarlarının bugünkü yönetici kadroları, daha doğrusu Başbakan cephesi duruma gerçekten egemenler, korktukları tuzağı bozdular. Türkçesi “soygun, vurgun, yolsuzluk” olarak bilinen, ayakkabı kutuları içindeki paralar, kasalar, hesap makineleri ile artık yoka sayılamayacak operasyonlarının yürütlemezliğini sağladılar... Bitti mi, dosyalar kapandı mı? Yeni yıl çok yeni gelişmelere gebe.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları