Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Irak-Suriye-IŞİD’e bakaraktan...

06 Haziran 2015 Cumartesi

Profesyonel gazeteciliğin mesleki deformasyonu olarak görebilirsiniz... Okura değil sadece aileme, yakınlarıma bile düşüncelerimi baskıcı, adres, reçete sunar gibi aktarmaktan hoşlanmam... Vardığım sonuç görüşleri, kararları, savunduğum değerleri somut olaylar, gözlemler üzerinden olabildiğince çeşitlendirerek aktarmayı, karşımdakini sonuç kararlarında özgür bırakmayı seçerim... Sonuç oyda yol göstericilik en azından görüş bekleyenler için yaklaşımlarım, aylar öncesinden bugüne hiç değişmedi. Biraz da ukalaca bir çıkış yaparak; AKP’nin kuruluş sürecinden 13 yıllık İktidarları icraatlarının bütünü içinde yürüdüğü yolun, ülkemiz, insan hakları, demokrasi, laik Cumhuriyet rejimimiz, galiba da en yaşamsalı hukuk devleti düzeninin katledilmesi, sivil diktatoryal rejime, 21. yüzyıl otoriterleşmesine geçişin çok büyük tehdit oluşturduğunu, güncel gündemlerin gelişimleri içinde, somut örneklerle anlatmaya çalışıp durdum...
Çok net olarak yüzler, belki de binlerce kez yinelediğim yaşamsal gerekçelerimin başında, Fazilet içinden bir proje olarak AKP’nin gökten zembille inercesine kurdurulup, iktidara gelişinin iteklenmesinde ABD odaklı Ortadoğu emperyal projesi, Irak işgalinin desteklenmesinin olmasıydı. Neyse ki İktidarlarının tek yanlarında olabildiğim icraatı da, aslında resmi politikalarında Irak işgalinde başrol için destek 1. tezkere sözü verilmişken, AKP milletvekillerinin oylarının da katkısı ile çıkamamasıydı. Yılları atlayarak geçmek zorunda olarak bugüne geldiğimizde ise en yaşamsal tehdit algılaması benim penceremden “Ilımlı İslam, yeni Osmanlıcılık..” düşlerinde yürünen İktidarlarının yollarında, hep Ortadoğu-İslam dünyası iç savaşları, kaoslarına çekilmemiz oldu. Tek tek olumsuzlukların sayılmasının da zamanı değil. Son anlamlı dönemeçler Libya ve Suriye bataklıkları, kaoslarında, İktidarlarının etkin, zikzaklı rolleri ve elbette tümünün birden Türkiye’ye yansıyan ekonomik –sosyal- siyasal katlanarak büyüyen olumsuzlukları sayılabilir...

***

Sınırlarımızın kapılarına yeniden dayanan, canlarını IŞİD katliamları, teröründen kurtarmaya çalışanların göç kuyruklarının olması acı bir uyarıcı... İktidarları, Ortadoğu, İslam dünyası üzerinden, siyasal İslamcı kimlikle, Saray, padişahlık özentileri soslu otoriterliği kurumlaştırmaya dönük Türkiye tipi başkanlık özentisinde... Anayasal, yasal, hukuk devleti düzenimizi katleden seçim kampanyası fiilleri, suçlarını tartışma günlerini de noktaladık. Her tür hile, çatışmacılık, baskı, tehdit, yıldırmalarla sandıkta zorlamayı da aşarak, seçmenin derin sessizliğini, bugünün zorlu koşullarını aşma direngenliği olarak da okumak istiyoruz...
Ortaya çıkan kirli çamaşırların boyutlarında, demokrasi kültürümüzün çok sağlıksız örneklerine karşın, toplumsal sağduyunun yamuk çarpık da olsa demokrasiden vazgeçme olmadığına güvenmek istiyoruz... Dün kamu araçlarında karşılaştığım birden çok AKP’li seçmenin kara kara düşünerek duygularını paylaşma istemlerini abartmadan paylaşacağım... “Oy vermekten vazgeçtik ama bize yakın, dağılmadan kime oy verebiliriz? İçimize sindirmekte zorlanıyoruz..” açık açık yakınmaları anlamlı ve önemli.
13 yıldır sorgulamasız İktidarlarına oy vermiş AKP’lilere yol gösteremeyeceğime göre, dostça söylenebilecekler sınırlı... “Irak-Suriye bataklıklarında, ırk ve Müslüman mezhepçilik üzerinden yaşatılan kanlı çatışmaların bize yansıyan olumsuzlukları şimdiden bu kadar ağırken.. En çok da Irak-Suriye-Libya’da yaşanan kanlı çatışmalar, IŞİD’in katliamlarından, ülkemize yansıyacak sonuçlarından korktuklarını söylerlerken... Besbelli bugünlere kadar pek de sorgulamadıkları, mezhepçilik, AKP’lilik üzerinden kayırılmalarında gelinmiş noktada aslında kazanan değil, kaybedenler oldukları, vurgun-yağma-soygun-saltanat düzeni ile yüzlerine çarpılmışken... Irak-Suriye bataklıklarına çekilmeden, IŞİD’in temizleneceği bir Ortadoğu dünyasının yeniden kurulabilmesi yolunda...” formülüyle demokrasiyi, barış içinde insanca yaşamayı özlemiş olarak bulmak onlara kalıyor...
Aynı kaygılarla doğru arayışlar aslında tüm ülke seçmenleri için de geçerli... Sadece ülkemiz değil, dünya çapında, yerleşik demokrasilerde de evrensel pusula olan değerler altüst. Akıl almaz bir kirlilik düzeni, medya algılaması ile gerçeklerin çarpıtılması söz konusu. Üstelik 21. yüzyıl diktatörlüğünde yol almış İktidarlarını, sandıkta yıkacak bir güç birliği, üzerine uzun soluklu gelecek savaşımı gerekiyor... irlilik düzeni, medya algılaması ile gerçeklerin çarpıtılması söz konusu. Üstelik 21. yüzyıl diktatörlüğünde yol almış İktidarlarını, sandıkta yıkacak bir güç birliği, üzerine uzun soluklu gelecek savaşımı gerekiyor....



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları