Son görüntüler ABD’nin IŞİD’i yok etme projesi kapsamında bombalanan, Kuzey Irak Kürtleri adına karadan giren peşmerge operasyonları ile kurtarılan Şengal’den.. Ceyda Karan’ın görüntülerle desteklenen röportajının pazar günkü gazetemizdeki manşet başlığı “İnsanlığın gömüldüğü yer!”
Birinci sayfada büyütülmüş, ayakta tek binanın olmadığı yıkımın fotoğrafının yanında; “Şengal 13 Kasım’da kurtarıldı ama ABD saldırıları ve çatışmanın şiddetinden yerle bir oldu” spotu var. 30 yaşındaki HPG’li Cudi Serhat’ın “Bekledik, direndik, zaferi kazandık” umut dolu sözleri yüreğimi ısıtamıyor.. Yazının dünkü devamında gelecekte olabileceklere ilişkin 10-15 torunu olan, bölgedeki IŞİD katilamında en ağır bedelleri ödeyen, şimdilerde toplu mezarları bulunmaya başlanan Ezidi bir kadının, Şemmu’nun söylediklerine dikkatinizi çekmek isterim.. “Peşmergeler bizi bırakıp kaçtılar. Bir daha onları istemiyoruz..”
Hafta sonu bizim İktidarlarının izledikleri Suriye politikalarının kıskacında yaşananlar ortada.. Rusya, IŞİD’le savaşa varım demiş olsa da Esad’ı kişi olarak sonunda kurtarma boyutunda olup olmayacağı kesinleşmemiş olsa da, Irak’ı stratejik müttefiki olarak kurtarma peşinde.. Yönetime karşı silahlı güçle örgütlenmişleri aynı paket içinde değerlendirdiğinden, Türkiye’nin silahlandırıp Esad’ı düşürmeye yönelik destek verdiğini ilan ettiği Tükmenleri de bonbalamaktan kaçınmıyor..
ABD var olan kaos, sıkışıklıkta asla Rusya’nın işbirliğine sırt çevirmeden, geçmişte kendisinin de silahlı ve parasal destek verdiği Esad yönetimi karşıtlarına ilişkin siyasetlerinde ikircikli. Dünyayı, IŞİD’e karşı savaşta işbirliğinde buluşturmaya çabalarken, Esad’ın daha önceden desteklediği silahlı muhaliflerine, Esad’ın ve elbette Suriye ile Irak’ın geleceklerine ilişkin ikircikli, kaypak, duruma göre çözüm reçeteleri çizme siyasetini sürdürüyor..
Fransa, Paris yıkımının karabasanının altında öfkeli, IŞİD’in yönetiminde olan toprakları sınırsız, kuralsız bombardıman ederek IŞİD’i yok etme andı içiyor.. AB’nin diğer ülkeleri de önlerini göremiyorlar..

***

İnsanlığı gömerek yaşatabilir misiniz? Gerekçeleriniz teröre karşı haklı savaş, diktatörlüklerden kurtarma, demokrasi getirme.. adına ne kadar güzel görünse, haklı olsa da.. Empeyal kirli çıkarlar, gücü elinde tutan siyaseti, güdüleyen gücü eline geçirmişse, çok haklı, iyi niyetli gibi görünen siyasi hesapların içinden kirlilik, insanlığın diri diri gömülmesi gerçeği ortaya çıkıyor.. Afganistan’ın, Irak’ın diktatörlükler, radikal terör örgütlerinden kurtarılması işgallerinin sonu iç savaş bataklığı, kaosu üretti. Dahası askeri işgalde ölen ülkeler halklarının pek çok katı iç savaş kaosu, bataklığında ırklarmezhepler- aşiretler savaşlarında katlandıkça katlanıyor, sonu da gelmiyor. Pakistan, Suriye şimdilik en ağır bedelleri ödeyenler olarak aynı kaos ve bataklığın sonuna kadar içindeler. Libya topraklarında artık çok uzun bir geleceğe dönük aşiretler kan davalarında, devlete benzer bir oluşumun yaşanamayacağında uzmanlar birleşiyorlar..
Afrika’da geleceği kararmış, umutsuz, devlet olamayacak örgütlenmeler arasında ölümüne savaşların durdurulabileceği üzerinden bir ufuk yok. Bir zamanların üçüncü dünya güçleri ittifakında önemli yolları aşmış Mısır başta, kurtarılmış varsayılan Tunus gibiler için de gelecek parlak değil.. Üçüncü dünyanın lider ülkesi, Avrupa toprakları içindeki Tito Yugoslavyası’nın parçalanması, kan akıtılması sürecini, daha bir yakından, acılı izledim. AB ülkeleri, ABD, kendi iktidar alanları içindeki bu çokkültürlülüğün en anlamlı deneyimini yaşamayı başarmış topraklarda daha bir özenli olmak zorunda sayılırlardı.. Olmadı, merkez ülkelerin emperyal çıkar, tutkuları egemen oldu.. Çok kan dökülmesi, katkılarla 9 devletçiğe parçalanması, sonra hepsinin tek tek arka bahçede tutulup hem ABD hem de AB’ye bağımlı hizmet vermeleri yeğlendi.. Ortadoğu’da yaşanacakları düşünmek bile istemiyorum..