Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hükümeti kim kuracak?

10 Kasım 2015 Salı

Ortada Meclis çoğunluğunu kazanmış, çok uzun soluklu İktidarda olmuş bir parti (AKP), isminin tartışılması söz konusu olmayan lideri (Davutoğlu) var. Sorgulamasız Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uyum içinde olduğu da bilindiğine göre, seçim sonuçlarının kesinlik kazanması sonrası hemen Hükümeti kurmakla görevlendirilmesi beklenir. Arada bol bol görüşmelerinin, hazırlıkların yapılmasının önünde de hiçbir sorun görülmediğinden sanki çok kolay kuruluşu gerçekleştirilebilecek bir Hükümet, Bakanlar Kurulu çantada keklik. Sanki demokrasilerin her seçim sonrası için geçerli Hükümet oluşturulması pazarlıkları, hesapları önemsiz çok da anlamlı değilmiş gibi, seçim sonuçlarının üzerinden geçen on günlük zaman dilimi içinde doğru dürüst haberlerin gündemi içinde yerini almadı.
İş dünyası için izlenecek politikalara gösterge olacağından bile değil, daha çok G20’ler zirvesinde öne çıkacak isimler babında; biraz Davutoğlu’nun gönlündeki Babacan ile Erdoğan’a daha yakın varsayılan isimlerin biraz dedikodusu yapıldı. Aradan geçen 10 gün içinde hemen Meclis gündemine giremeyeceğine kesin gözü ile bakılan Başkanlık sistemini çok ateşli tartışırken, özünde oluşturulması kaçınılmaz yeni Davutoğlu Hükümeti’nin bakanlarının sadece isimlerinin değil, ağırlıkları, hele de etkinliklerinin ne kadar da havada, dalgalanmaya açık olacağı gerçeği üzerinden, hemen hemen hiç sorgulama, kamuoyu tartışması yaşanmadı gibi..
Yürürlükteki anayasal düzenin, demokrasinin geleneklerine bakılırsa Hükümeti, Davutoğlu, kendi görevlendirmesi sonrası netleştirecek. Öneri götüreceği bakan adaylıklarına kesinlik kazandırdıktan sonra da yeni kabinesini Cumhurbaşkanı’nın onayına sunacak. Oysa seçim sonuçlarının hemen ardından AKP’nin Davutoğlu başkanlığında yürüttüğü bir seçim kampanyası sonrası elde edilen seçim başarısı ile bağlantılı, siyaseten Davutoğlu’nun seçmen desteği ile sağlanmış gücü söz konusu iken de, Cumhurbaşkanlığı ağırlığı, iradesinin belirleyici olacağı sorgulamasızdı. Seçimin ilk sıcak sonuçlarının hemen üzerinden Saray’dan öncelikli gündeme sokulan Başkanlık sistemi tartışmaları ile işin rengi çok ağırlıklı değişti..

***

Artık sorgulamasız Cumhurbaşkanlığı’ndan onay almamış, Başbakan ve AKP yönetimi ağırlıklı bir kabine gerçeğinin ortaya çıkarılmasının söz konusu bile yapılamayacağını biliyoruz.. Bir adım öte Meclis’te yemin ederek göre başlayacak AKP milletvekillerinin de Liderliğe, Cumhurbaşkanlığı, Saray’a bağlılıklarının çok ağırlıklı olduğu gerçeği ortada. Başkanlık tartışmasının öncelik alması ile en önemlisi de kurulacak Davutoğlu Hükümetinin hükmü, ağırlığı da sorgulama gündemine girmiş bulunuyor. Özeti, Meclis çoğunluğu iradesi ile kurulacak Davutoğlu Hükümeti’nin öngörülmeyen sorunlar çıkmazsa, uzun soluklu, bir sonrası seçime kadar ömürlü olması beklenir. Oysa bakan olarak seçilecek kabineyi oluşturacak kişilerin siyaseten ne kadarı ile gerçek bakan sayılacakları, ilgili bakanlıklarda ağırlıklarını, programlarını uygulamaya sokabilecekleri bile kuşkulu.
Aynı sorgulama bu kez parlamento onaylı Başbakan olacak Davutoğlu’nun kendisi için de geçerli.. Yetkin Başbakan olarak Başbakanlık yapabilecek mi? Yoksa Parti’nin seçim kampanyasında kesin hedef yapılmış, ama uzun uzun yer verilmeyerek seçmenin gözünden uzak tutulmuş Başkanlık rejimine hazırlık için görev yapacak bir geçişe mi aracılık edilecek? Seçmen için geçerli olanı kuşkusuz AKP başkanının ağırlığının olduğu bir Hükümet, Başbakanlık, bakanlıklardı.. Dahası önemli pek çok seçmene verilmiş sözlerin içeriklerinin bağlayıcılığında; CHP’nin bir önceki seçimden öncülük yaptığı yolunu açtığı, sosyal, gelir adaletine dayalı hakların verilmesi süreci yaşanacaktı.
Başkanlık rejimine hızlı geçiş dayatması öncelik alacaksa; varlık nedeni, gücü baştan yıpratılmış AKP yönetimi, parti liderliği, Başbakan, Hükümet, bakanlıklar.. hangi moral değerlerle bu kadar ağır işlerin, sorumlulukların, yükün altından kalkacaklar?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları