Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Direniş de Küreseldir
Çok sıradan, çok medyatik bir direniş eyleminin içinden, Boğaziçi Üniversitesi’nde felsefe okuyan bir öğrencinin altı çizilecek bir cümlesini sizinle paylaşmak istiyorum; “Direniş de sermaye kadar küreseldir” diyordu. Eylemleri ise, giderek üniversite sosyal tesislerine yerleşen çokuluslu tekellerin çok varsıl çocukları dışındakiler için çok pahalı olan yiyecek-içecek fiyatlarını boykot etmek üzere bir ünlü markanın kantinini işgal etmek, kendileri için ucuza menemen pişirmek..
\nBoğaziçi’nde okuyan varsıl çocukları dışındaki öğrenciler için aslında yaşamsal bir sorun. Geniş alana yayılmış üniversite tesisleri içinde ucuza yiyecek, içecek bulamazlarsa halleri ortada... Kimin umurunda? Ancak eylemleri şık, esprili olunca medyamızın gözünden kaçmamış, renkli haber uğruna, biraz da sosyal vitrin sosu olsun babında eylemlerine haberlerde görüntülü geniş yer verdiler. Laf aramızda geçen haftalar içinde, insan haklarına, sosyal yaşama, hukukun ayaklar altına alınmasına ilişkin, iktidarla iyi ilişkiler uğruna, çok yaygın ve etkin olan medya sansüründe kimi kırılmalar yaşandı. Sıradan bir muhalefet, gençlik protestosu eyleminden bile içeri alınanların aylar, yıllarca tutuklu kalmalarına, hukuk, insan hakları ihlallerine, orantısız, demokratik düzende söz konusu olamayacak ele geçirilmiş, özel yargı eliyle hukuk ihlallerine duyarsız medyayı uyandırmaya yönelik kimi toplumsal refleksler gelişti..
\nYÖK’e bağlı teslim alınmış üniversitelerde bile “yetti gayri” diyen tek tük de olsa öğretim üyelerinin vicdanları harekete geçti. Daha önceki bir yazımda aylarca tutuklu kalmış, öğrenim hakkı güme giden bir öğrencileri için ilan veren, duruma isyan eden, hak-hukuka uygun yargı hakkı isteyen öğretim üyelerinin imzalı ilanının bir dönemeç, kırılma noktası olabileceğinin altını çizmiştim. Uzun yılların teslim alınmışlığın, sindirilmişliğin ortamında hukuksuz, vicdansız yargı uygulamalarına ilişkin duyarlılıklarda bir kıpırdanış oldu. Doğrusu hukuksuz yargı infazlarında, orantısız yargısız infaz, tutukluluklar, insan hakları ihlallerinde öylesine sınırsız çok yönlü tırmanışlar gündemde ki... İktidar gücünün sivil diktatoryal kullanılışına ilişkin baskılar, demokrasinin olmazı demokratik muhalefete, protestolara tahammülsüzlükte ipin ucu öylesine kaçtı ki.. “Bu kadarı da olmaz” dedirten çok çarpıcı örneklerin ardı arkası kesilmez oldu..
\n***
\nSahibinin sesi, yandaş, cemaat medyaları ile tehdit altında susturulmuş büyük sermaye medyası ne kadar boyutlu sansür, otosansür uygularlarsa uygulasınlar, “yeter” diyen seslerde bir tırmanış görüldü. Canı yananların, en yakınları için isyanları, olup bitenleri gündeme getirmelerine karşı otosansürün duvarları yetmez oldu.. Tabii otosansür duvarlarını kırmaya yönelik çaresizlikte çare üretme, kendi çapında örgütlenmelerin, renkli direniş yöntemleri üretmenin de hafife alınmaması gerek... Sistemin büyük krizinde ABD’den AB’ye, yoksul güney dünyasının her yerinde hâlâ çok azı sonuç verse de çok ciddi, çok haklı toplumsal patlamaların, örgütlü direniş, baş kaldırıların yansımaları da elbette çok önemli..
\nBaşbakan Erdoğan’ın Hopa mitinginde protesto edilmesi, bitmez bir kin, cezalandırma boyutuna dönüşmüş yargılamalar, tutuklamalar zincirinde, öğrencilerin saçlarını kesmiş olmaları suçun kanıtını oluşturunca, ip koptu.. Bu yargılama zincirinin odağındaki Halkevleri’nin dosyalı muhalefeti de bence en anlamlı katkılardan. Ankara davası öncesi olup bitenleri çok çarpıcı özetleyen bilgilendirme dosyaları aylar öncesinden medyaya, yazarlara ulaşmıştı. Bir bir aydınlarla görüşüldü, dayanışma direnişinde yer almaları çağrısı yapıldı. Yani kendini birazcık aydın, demokrat sayanların utanmadan kaçamayacakları bir hak-hukuk-demokratik duruş zorunluluğu doğdu.. Gerçekten de duruşma günü öncesi aydınlar, sanatçılar, üniversiteli öğrencilerle birlikte renkli bir saç kesme, protesto eyleminden geniş bir toplumsal yelpaze olarak hazır bulundular. Medya gündeminde ana haber oldular.. Tutuklulukların haksızlığı, öğrencilerin mağduriyeti çok medyatik kamu gündemine taşınınca da.. Toplumsal baskının kuralı işledi. Yargısız infazda tutuklu öğrenciler duruşmadan serbest bırakılmış olarak çıktılar..
\nYani insan haklarının yaşamın her alanına dönük çok ağır ihlalleri, hukukun ayaklar altına alınması, medya sansürü, sivil diktatoryal eğilimlerin katlandığı çoğunluk iktidar yönetiminin icraatlarına karşı, örgütsüz, sinmiş toplumun, haklarını yitirenlerin seslerini bir biçimde duyurmanın yollarını bulabilmeleri kaçınılmaz bir gerçeklik. Felsefe okuyan öğrencimizin dediği gibi, “Direnişin de sermaye kadar küresel olduğunu..” keşfetmenin ötesinde yaşama geçirebilmenin yollarını bulmamız gerekiyor..
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!