Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Derin nefes alma güç toplama fırsatı...

09 Haziran 2015 Salı

Kestirmeden, 21. yüzyıl otoriterleşmesi, Türkiye tipi Başkanlık modeli ile kalıcı kılınması yürüyüşlerinde, hızla yol almakta olan AKP İktidarları, Cumhurbaşkanlığı liderliğinin, seçim kampanyalarında apaçık dillendirilmiş amaçlarına “dur” demiş seçmen oyları ile derin bir nefes alıp, barış ve demokrasimizin işlerliği, kalıcı kılınması için güç toplama şansını yakaladık...
İktidarlarının; gözü kara dış politikalarında attıkları sorumsuz adımlarla, ülkemizi sınır komşularımız Irak-Suriye iç savaşları bataklıklarına, ırklar, mezhepler üzerinden çatışmalar kaosuna çekti çekecek paniği... İktidarlarının, yürürlükteki hukuk devleti düzeni içinde yolunda yürüme şansını yitirdikçe, pervasız, sorumsuz rejimi, demokrasimizi, bireysel hak, toplumsal örgütlülüklerimizi ayaklar altına atan adımlarda umarsızlıklarının yarattığı büyük tehdit algılaması... Seçmenin sandıkta içini yakan bu tehditler, kaygıyla kullandığı oylarla direnişleri... Siyasal kimlik, aidiyetlerini bir yana bırakarak pazar günü yapılan seçimlerde oy kullandıkları gerçeği... Bu ülkenin vatandaşı her birey, toplumsal, siyasal örgütlülükler için, derin bir nefes alma, güç toplama şansını yarattı...
Sabah sandıkta oyumu kullanmış dönerken, PKK’nin güçlü terör eylemleri dönemindeki çatışmalardan malulen emekli edildiğini duyduğum bir komşumla selamlaştık... Kafasındaki sorgulamayı içtenlikle paylaştı... Ecevit hayranı olarak hhep onun partisine oyunu kallanmıştı. Şimdi gönlüne göre oy kullanma lüksünün olmadığını düşünüyordu. Sandığa giderken kafası karışıktı... Gidişe dur diyecek oy vermede kuşukusu yoktu... Ancak oyunun, HDP’de mi, CHP’de mi daha çok işe yarayacağının hesabında kesin sonuca varamamıştı...

***

“Genelde sağduyulu seçmen, siyasilere de derslerini verdi, gazetecilik, yorumculuk ukalalıklarına da..” çok kızsam da... Bu kez aidiyet değil, sorumluluk duygusu ile verilmiş anlamlı oyların sonuçları ile mutlu mutlu dolaşmaktayım... Demokrasimize, barış içinde birlikte yaşayabilme toplumsal birikimimiz, reflekslerimizde, örgütlenme dinamiklerimizde, güce güç, umut kattığını yürekten duyumsuyorum... Galiba en yaşamsalı da; 21. yüzyıl diktatörlüğüne hızla sürüklenişimizde, gidişi durduracak, derin bir nefes alıp, güç toplamaya yarayacak şansı yakaladığımızdan kuşkum yok...

***

Seçimin hemen ardından halkımızın bize, en önemlisi de Meclis’e girmiş siyasi partilere ne görevler verdiğine ilişkin okumaların yerine, yaşam akışının içindeki gerçeklikerin, sorunların dayatmaları üzerinden birkaç cümlecikle yetinmeyi yeğlerim. Son cumartesi günkü yazımın başlığında, sessiz, sağduyulu davranmaya eğilimli seçmenlerin beyinlerine kazınmış kaygılar, korkuların, önceliklerin belirleyiciliğinin altını çizmeye yönelik, “Irak-Suriye-İŞİD’e bakaraktan...” başlığını atmıştım...
AKP’ye daha önce oy vermiş seçmenlerden on puanı bulan kaybın en yalın açıklamasında, burnumuzun dibindeki, sınırlarımızı yalayan, ülkemizin geleceğini de tehdit eden, siyasal İslam, mezhepler üzerinden giderek vahşete uzanan çatışmaların, kanlanan kaosu belirleyici değil mi? ABD, Irak işgalinin petrol odaklı getirisinin ganimetler hesabının keyfini sürdüremeden Irak’ta öngörülen dengeleri kuramayıp, ABD’de hem ölen askerlerin, hem kanlı petrolün önlenemez fiyat yükselişinin zengin kuzey dünyasında yarattığı büyük ekonomik krizi ağır bedellerle ödememek için işgalci silahlı gücünü çekmeyi seçmedi mi? Kalan taraflar için bölgede dengeler kurma hesapları da tutmayınca, kanlı Şii - Sünni çatışmaları durdurulamayınca, İŞİD’le kurulması beklenen dengeler işleri daha da arapsaçına çevirince... Suriye’de Esad’ı götürme hesaplarında da işler terse dönünce... Bölgede savaş ganimetleri, kanla beslenen İŞİD’i durduracak, savaşacak güç nasıl bulunacak?
Üstüne bir de Türkiye’de iç savaşı yaratacak siyasal gidişin önü açılabilir mi? Ilımlı İslam, yeni Osmanlıcılıkla İslam dünyasını yönetme projeleri, laik Cumhuriyet, Atatürk devrimleri ile hesaplaşma, “1. - 2. Cumhuriyet”, “eski - yeni Türkiye” senaryoları, “Türk - Kürt” kırdırma stratejilerinin dünya için de tehdit oluşturmaları bir yana... Bu ülkenin insanına dayatıldığında; tarihi, toplumsal, kültürel, demokrasi birikimi-bilinci, yamuk-yumuk, yetersiz gelişmiş olsa da... İşte '62öyle, bir kez daha, geriye tepiyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları