Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Demek ki; Haksız Hukuksuz Düzen...
Doğrusu Anayasa Mahkemesi’nin kararını beklemeyi düşünmemiştim. Ülkemizdeki çok ağır hukuk devleti düzeni ihlallerinin bütünü içinde Anayasa Mahkemesi’nin Balbay ve Haberal’ın uzun tutukluluğa ilişkin itirazlarına verecekleri karar, yaşanan insan hakları, hukuk devleti düzeni ihlallerini bütünü içinde çok da anlamlı olmayabilirdi. Bu yazının benim yazabileceğim son zaman dilimi ile sizin okuyabileceğiniz saate kadar geçecek zaman dilimi içinde televizyonların canlı yayınlarında yer alabilecek hukukçu görüşleri içinde, benim diyeceklerimin fazlaca bir anlamı olamayacaktı... İşin özelinde sevgili iş arkadaşım Balbay’ı özelinde çok ilgilendiren bir karar olunca, elimde olmadan oyalandım... Gerekçesi henüz yayımlanmamış kararı yazımı yazmadan öğrenmiş olunca da sevincimizi paylaşmak şansını yakaladım...
Birkaç satırlık ilk haberlerin verilişi anı ile bile ortaya çıkan gerçeklik öylesine anlamlı ki... Anayasa Mahkemesi yıllardır ağır bedeller ödenen Avrupa İnsan Hakları yargı içtihatları nedeniyle yapılmak zorunda kalınan düzenlemeler, değerlendirmeler ile hukuk devleti düzeninin ayaklar altına alınmasına ilişkin yargısız infazlara “dur” anlamında anlamlı bir karar vermiş oluyor... İlk kez otomatiğe bağlanmış, ceza niteliğine, yargısız infaza dönüşmüş, haksız, uzun tutukluluklara karşı bizdeki en üst yargı kimliği ile içtihat niteliği kazanacak anlamlı bir karar vermek zorunda kalıyor... Elbette bu satırları yazarken Sevgili Balbay ile Haberal’ın hukuk çerçevesi içinde insan hakları ihlallerinin başvurularına anlamlı yanıt olup olmadığı hakkında hiçbir fikrim yok. Yetersiz kalmışsa Avrupa İnsan Hakları yargı yolunun açılıp, kullanılıp kullanılmayacağı, Balbay’a tahliye yolunun önünün açılıp açılmayacağını da bilemiyorum... Ancak yargısız infaz içerikli uzun tutuklulukların ülkemizde hukuk devleti, insan haklarına aykırı genel uygulamasının, haksızlıkların-hukuksuzlukların belgelenmesinin içtihat kararı niteliği taşıdığı tartışılmaz. Bu nedenle de anlamlı, önemli...
***
İnsanlar, toplumumuz için bedelleri çok ağır olsa da, ortada ister askeri, ister sivil darbe hukuku işleyişi anlamında, hukuk devleti düzeni, insan haklarının ayaklar altına alındığı bir düzen, suçceza ilişkisindeki şahsiliği, belgeleri ile kanıtlanması zorunluluğunu ortadan kaldıran, toptancı, siyasal içerikli, özel yargı işleyişi, belli örgütlenmeler, düşünceleri, grupları hedef almış haksız cezalandırma işlevi düzeni varsa... Eninde sonunda, hak-hukuk ihlalleri katlandıkça ortada kalacak bir yargılama, cezalandırmanın söz konusu olacağına inancım hem tamdı. Tabii ki düş görmüyor, 12 Mart, 12 Eylül askeri darbe süreçlerini, darbe hukuk düzeni işleyişindeki benzerliklerini, gelişmelerini yakından izleyebilmiş bir gazeteci olarak, aynı toptancı, aynı kanıtlanmamış önyargılarla siyasal içerikli bir yola çıkışın, sivil darbe hukuk düzeninin ideolojik odaklı operasyonlarını, cezalandırmalarını, silindir gibi ezme öfke, tutkusunu gözlemleyebildiğim için, en başından kaygılarımı dile getirmeye çalışıyordum...
İleri demokrasi adına iktidardakiler ne yazık ki, bu çarpık yargı düzeninde ezilenlerin cephesinden gelen çığlıklara kulak tıkayarak, insan hakları, hukuk devleti düzeni içindeki hak ihlallerine seyirci kalmayı yeğledi... Mağdurlar ve sorunlar çığ gibi büyüdü... Şimdilerde işin içinden çıkılmaz hallerin garabet sorunları ile üst üste yüz yüze kalıyoruz... İktidarlarının yönetim kadroları ile iktidarlarını paylaştıkları cemaat ortaklığında çıkan çatışma ile ortalığa saçılan kimi gerçekler bile öylesine ağır bir hukuk ihlalleri düzeni çarpıklığını sergiliyor, kanıtlıyorlar ki...
Bir yanda darbe, terör örgütü ağır suç ortaklığı ile yargılanmış yıllarla öntutuklu kalmış, mağdur olmuş, yıllara mahkûm olmuş TSK’nin tüm kademelerinde görev almış komutanlar, gazeteciler, her meslekten siviller... Diğer yanda suçlamaya konu olan MGK kararında doğrudan imzası olan iktidarın, suçlanmamış yargılanmamışların sırıtan gerçeği... Gerçekliği kanıtlanmamış belgelerle gelen ağır mahkûmiyetler, aynı fiil, MGK kararları üzerinden üretilmiş suçlarla ortaya çıkan haksızlık, hukuksuzluk, çifte standart durumları..
“Adil yargılama yapılmadı” haykırışları sadece bir odak, bir dönem, özel yargı ile sınırlı da değil... KCK yargılamalarının da aynı mantıkla yürütülmüş haksızlıkları, hukuksuzlukları ortada, bir başka yanda... Her dönem öğrencilerin, sivil toplum örgütlerinin hak arama eylemleri üzerinden yaşananlar bir başka devasa boyuttalar... Günümüzde çok taze olarak Gezi eksenli yaşanan haksızlık, hukuksuzluk örnekleri var ki... Polisin döverek öldürme suçundan kamera görüntüleri ile suçüstü yakalandığı yargılamadaki uyuyan yargıçlar, bir dizi suçluları kayırma kararları, güncel yine suçüstü yakalanmış eylemler zinciri... Ya Dink suikastı davasının ağır ağabeyinin yeni itiraflarına ne demeli? Sonuçta İktidarları baş sorumlu olmuyorlar mı?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan'ı yenen isim belli oldu
- Ersan Şen ve DEVA Partili Ekmen arasında büyük tartışma
- Vaizden Atatürk ve Cumhuriyete hakaret
- 'Sayın Tunç unuttuysan hatırlatalım...'
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'
- Kılıçdaroğlu'nun 'sine-i millet' çıkışına yanıt
- Amca Salim Güran cinayet gecesi dereye gitmiş!
- Belediyelerin gelirlerini nasıl etkileyecek?
- 'Bu kez vaziyet çok vahim...'
- 'Yeni dönemin sayfasını açıyoruz...'