Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Bu düzen bizim düzülecekse biz..’

07 Haziran 2016 Salı

Yaşamını işçi sınıfı mücadelesine adamış, 1951’de tekstil işkolunda şube sekreterliğinden, DİSK’e bağlı Tektil Sendikası’nın kurulmasına, genel başkanlığına, DİSK Genel Başkan Vekilliği’ne önderlik yapmış Rıza Güven’in ölüm haberiyle öne çıkan anılarla içim bir başka buruldu. Medyamız, bir dönem dünya sendikacılığında rekor hızlı yükselişi (1963-80 sürecini), sola, demokrasiye, ülkemizin tüm emeği ile geçinenlerinin gelir dağılımı, yaşam kalitesi yükselişine katkılarını yok sayma eğilimiyle, döneme damgasını vurmuş sendika liderlerinden biri olan Rıza Güven’i de ölüm gününde bile anmayı habere değer göremedi..
Akşam eve gittiğimde, bende de tek kopya kalmış, 1989 yılı Mart ayında BDS’den “Ben devletim köleleştiririm-2” başlığı ile yayımlanmış kitabımın önce arka kapağındaki yazıyı okudum..
“.... bana blöf yapamaz, kartlar benim elimde. Bu düzen bizim, düzülecekse biz düzeriz..” EN YETKİLİ İŞVEREN...
Telefonda birinci ağızdan bana söylenmiş, Rıza Güven’in sözleşme masasını terk etme eylemine yönelik; Güven’in, zorlandığı pazarlık önerisini kabul etmeyerek görüşmeyi kesmesine öfkeli, dönemin İşveren Konfederasyonu Başkanı’nın bu ağır sözlerinin kişisel değil, sınıfsal niteliğinin öne çıktığının bilincinde, ikisinin birden isimlerini kullanmamayı seçmiştim.. Kitabın önsözünde geleceğe kanıt olması kastıyla, olayların kahramanlarının isimlerinin hiçbir şeyi değiştirmediği durumlarda kimlik kullanmamayı seçtiğimin altını çizerek; “Gözlemlerimde yanılgı payları şüphesiz olacaktır. Ancak tüm olaylar ve insanlar gerçektir..” saptamasını yapmıştım.
12 Eylül’den az önce yaşanmış süreçteki “...” sendikacı lider Rıza Güven olduğu için de, Rıza Güven’in mahkeme tutanaklarına girmiş sorgusundaki işkence tutanağından alıntı ile ilişkilendirme yapmayı seçmiştim.. DİSK’in her kademe yöneticilerinin ağır pay aldıkları işkenceler dönemini özetlerken..

***

Seçimle geldiği sendika başkanlığı, DİSK Yürütme Kurulu üyeliği görevleri nedeni ile idam istemi ile yargılanan “...” 18 Ağustos 1981’de ancak mahkemede sorgu verme olanağını bulabildi. Yargılamanın 25 Ağustos günlü oturumunda ise Devlet güvencesi altında iken gördüğü işkenceyi şu cümlelerle anlattı: “11 gün 11 gece aç, susuz, uykusuz, bir çelik iskemlede oturtularak insanlık dışı işkenceler sonunda, gözlerim bağlı olarak imzalattırıldığım, bilmediğim belgeleri reddediyorum.

***

17 yıl gibi bir toplum yaşamının kısacık sürecinde, ülkemizde sol siyasetin, devrimci sendikacılığın, tüm çalışanların haklarının örgütlü patlamasının 12 Mart, yetmedi, 12 Eylül süreçleri ile kırılmasını, Rıza Güven anıları ile en kısadan özetleyivermek gerek.. Özel sektör, ülkenin emekten yana gelir dağılımı dengelerini tepetaklak eden gelişmelerin, örgütlü sendikal haklar, toplusözleşmeler ile kendilerini de içine almasını durdurmaya yönelik, sendikasızlaştırma, olmadı sarı sendikaları çıkarma savaşımı verince de işin rengi değişti. Metal, Tekstil işkolları belirleyici, önce büyük sendikalarla kolaycı sözleşmeler imzalanıyordu. Zorlu grevler DİSK’e bağlı Maden-İş, Tekstil sendikalarına kalıyordu. 12 Eylül’e girerken üç işkolunun olayımıza konu olan uzayan grevlerinde, sonunda DİSK’te masaya oturulmuştu.
Rıza Güven aslında Tekstil Başkanlığı’ndan da ayrılmıştı. Ancak uyuşmazlıklar Tekstil işkolunda kilitlendiğinden taraflar deneyimli lider Rıza Güven ile işverenlerin ikili başkanını kafa kafaya bırakmak gereğini duymuşlardı. İşte masanın terki, sonra da yine masada uzlaşma gelişmeleri bu çerçevede yaşandı. Bir önceki yılın büyük sendikalarının imzaladıkları sözleşmelerin çok üstünde haklarla anlaşmaya da varılmıştı. İşveren cephesi 12 Eylül darbesini önceden öğrenince, protokol imzalarının aslını asıl metne atmaktan kaçtılar. 12 Eylül’e konu olan köleleştirme süreci acımasız boyutları ile gündeme girdi..
Medyamız yok saysa da dönemin alın teri akıtmış, bedel ödemiş tüm liderleri ışıklar içinde yatacaklar.. Kemal Türkler, Abdullah Baştürk, Kemal Nebioğlu, Rıza Güven.... niceleri...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları