Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bizim 68’lilerin önceliği: Atatürk’ten sonra yarım kalan devrimlerin tamamlanması

11 Temmuz 2023 Salı

Bugün Cumhuriyet TV’den, Cumhuriyetten tanıklıklar dizisi içinde, YouTube’dan yayına giren son konuğumuz, eski 68’liler Birliği Başkanı Gökalp Eren. Merdan Yanardağ’ın tutuklanması nedeniyle 30 Haziran günü TELE1’e yapılan dayanışma ziyaretine bir başka şehirden uzun bir yolculuk sonrası gecikmeli gelebilmesi dikkatimi çekmişti. İstanbul’da bir süreliğine kalabileceğini öğrenince konuk olması önerime de olumlu yanıt verdi. Arşivimizden geçmişi üzerinden taramalarda dersimizi çalıştığımızda, ne kadar da çok anlatabileceği olduğunu anımsayıverdim.

Gökalp Eren, 68 gençliğinin tanınan en sıkı eylemcilerinden. Sokakta, otobüs durağında öldürülen İTÜ’nün en değerli rektörlerinin başında gelen Prof. Dr. Bedri Karafakıoğlu’nun ilk kucak açtığı öğrencilerinden Harun Karadeniz’den sonra, İTÜ Öğrenci Birliği Başkanı, TDKP Merkez Komitesi üyesi. 1980 darbesinin ardından yaşı büyütülerek öldürülen Erdal Eren, amcasının oğlu. Kardeşi ile birlikte yattığı hücreden çekilmiş fotoğrafını da paylaşıyoruz. Ayaklarının üzerine basılan postallarla kırıldığı işkence dönemlerini elbette anlatmaya kalkışmadık.

12 sanık, 12 tanık başlıklı görüşlerini açıkladığı bugünlerden geriye dönük yaptığı değerlendirmeler asıl çok değerli, ders verici. Çok geniş bir yelpazede aralarında ayrışmış siyasal çatılarda toplanmış örgütlenmelerinin içinde edinilen ülkeyi kurtarma arayışlarının içtenliği ile yanılgılarının yüzleşmeleri çarpıcı. Daha öncelerini yaşamışların sonraki yıllarda ulaştıkları gerçekleri paylaşamamaları nedeniyle düşülen yanılgıların özeleştirilerini yapmaktan sakınmamış. 12 Mart, 12 Eylül darbe süreçlerindeki acımasızca can kayıplarının şöylesine bir toparlanması bile can yakıcı. Ülkesinin geleceği, kurtuluşu için kendilerini yakanların acıtan sonuçları bir yana. Geleceğe dönük üstlenilen olumlu sorumluluklar öte yana..

Gökalp Eren, “Devrimcilik dünyayı ileriye götürmekti” algısı ile söze giriyor. 12 Mart’ın ödettiği çok ağır bedellerin şöylesine bir özetini paylaştıktan sonrasında, toplumu sindiremediği sonucunu da çıkarıyor. Arada “Türk solunun Kıbrıs’ı eksik değerlendirdiği” sorgulamasını da yapıyor. Sol grupların Sovyetler şemsiyesi altına girmesi gerçeğini eleştirilerini de katarak anlatıyor. Farklı sol siyasetlerin yelpazesinde örgütlenmiş gençliğin “hain” diyerek birbirlerini de vurmalarının örneklerini veriyor.

12 Eylül darbesi, 1 yıl 2 ay bekletildi” başlıklı anılar alıntısından paylaşımları daha da dikkat çekici. Kaybedilen insan sayısının yetersiz bulunduğu vurgusunun altını çizdikten sonra, daha önceki 5 yılda yaşanmış insan kaybının uzatılan süreç içinde aştığı gerçeğinin altını çiziyor. İşin içine sokulan Alevi-Sünni çatışmaları, Alevilerin katledilmesi ile gelinen sonuçları veriyor. 24 Ocak kararlarının sivil iktidar eliyle uygulanamayacağının kanıtının beklenmiş olmasının vurgusunu da atlamıyor.

12 Eylül darbesi süreci içinde işkencede ölenlerin açıklanmadığını bildiklerinden adlarını vererek yapıyor. En etkilendiği işkence tanıklıkları ise kadın erkek çırılçıplak yapılan işkencelerin orada olanların tümüne gösterilmeleri üzerinden yaşandığının altını çiziyor. Örgütlü gençliğin yanlışlarının ayırımına varmadan, inanarak bedel ödemekten kurtulamadıkları sonucuna varıyor.

Çarpıcı vurgulamaları arasında “Soros ile demokratikleşme olmaz” saptaması atlanmamalı. 68’liler eylemciliğinin olmazsa olmazı, işçi eylemleri ile bütünleşmeleri. 15-16 Haziran sürecinde, İTÜ’de derslerin boykot edilmesi, işçi eylemleri ile sıcak dayanışma bağının kurulması. Elbette bağlantılı gözaltılar, yargılanmalar, ağır cezalarla tutuklanmalar gündemlerine giriyor.

En çarpıcı değerlendirmeler günümüze ulaşan gündemler üzerinden. Yaşananların sıcağında atlanan Atatürk devrimciliğinin çizdiği yolların atlanması, yarım bırakılması sonrası tamamlanması gereği üzerinden yapılması gerekenler... Yarım bırakılmış devrimlerin sorumluluklarının üstlenilerek günümüze dönük önceliklerinin arayışları... Gökalp Eren, Atatürk devrimciliğinin önünün açılmasında görev üstlenmiş Cumhuriyet gazetesinin yayıncılığının önüne çıkarılan engellemelerin, kurulan tuzakların da aynı duyarlılık içinde okunması, karşı durulması gereğinin altını çiziyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları