Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir garip seçim süreci..

17 Ekim 2015 Cumartesi

Seçimler sonrasında Meclis çalışamadan, Hükümet kurulamadan; daha önceki seçimler sonrası kurulmuş AKP hükümetleri eliyle, hukuk devleti düzeni ayaklar altına alınmış olarak, devletin tüm kurumlarının yanında özerk kurumlar, ağırlıklı medya, kamu kaynakları ele geçirilmiş olarak.. kurulmuş; İktidarlarının, iktidar devleti düzeninde, liderliğe bağımlı sivil otoriter düzenin dayatmalarında.. Bir garip seçim sürecinin son haftalarına girdik.. En son Ankara katliamı kan revan, anaların soluksuz ağladıkları çatışmaların, can kayıplarının katlanan sayılarla yaralanmalar, şiddetin travmasında, akıl almaz bir gettolaşmanın, cepheleşmenin, kaygıların sarmalında sokaklardan, tartışmalardan kaçılan, korkulan, kaçınılmaz sönük bir seçim kampanyası süreci..
Ortadoğu dengelerindeki büyük kırılma ile de bağlantılı, öngörülmeyen travmatik yeni olaylar yaşanmaz, seçim umulduğu gibi olabildiğince sağlıklı gerçekleştirilebilirse, bu sönük havanın da çarpması ile seçmen katılımın çok düşük ya da tam tersi beklenenden yüksek çıkabileceği üzerinde bile net öngörüler yapılamıyor.. Genel kanı 13 yıllık İktidarlarının başrol oynadıkları çatışmacı, gerilim politikalarının ürünü olarak toplum bu kadar ağır ayrışmışken, önce sonuçları ile en azından demokratik temsil boyutunda umut yaratmış, çok alternatifli koalisyon olanakları değerlendirilmemiş, Hükümet kurdurulmamış seçim sonucu dağılımından çok farklı sonuç çıkmayacak. Bu kez, gücünü, geçerli hukuk devleti, anayasal düzeni fiilen işletmemiş, 21. yüzyıl lider otoriterleşmesinden alan İktidarları adına dayatmalar kolay kolay gündeme sokulamayacak.. İki seçim arasında ülkemiz içinde ve de bölgede yaşanan, katlanan çatışmalar, cepheleşmeler, ekonomik sorunların zorlamalarında, hükümet kurdurmadan yeni seçim kararı aldırma koşulları da ortadan kalkmış olarak, Meclis’i çalıştırma, hükümet kurdurma arayışları zorunluluk haline dönüşmüş olacak..

***

Çok çarpıcı, çok hızlı dünya ölçeğinde altüst olmuş dengeler, hele de Ortadoğu bataklığı, ülkemiz sınırları çevresinde çok çarpıcı, çok riskli çatışmalar ortamında, “Ya bitecek, ya bitecek” boyutunda bir seçeneksizlik gündemde. “Beklemeye dayanacak güç kalmadı” sözcükleri, beyinlerde, bilinçlerde bozuk plak gibi takılı kaldı.. Ya Pakistanlaştırılmış olarak, Irak-Suriye bataklıkları koşullarına çekilmek, ya da çok ufuklu, umutlu olmasa da, Meclis’ i çalıştırma, Hükümet kurma, hukuk devleti düzenine geçiş arayışlarına adımlar atmak zorundayız..

***

Sistem, tek kutuplu dünya düzeni, ABD liderliği bile ağırlıklı bölgemizde öylesine sıkışıklık içinde ki.. Yakın tarihlere kadar rejimini yıkma hesapları yaptığı Rusya, İran’ın Ortadoğu’da söz sahibi, Suriye’de karar sahibi olma yolundaki silahlı yeni güç çıkışları karşısında, dünya çapında çatışmalardan korunabilmek yolunda uzlaşma arayışlarına girme gereğini duyuyor. Özünde aynı ölçeklerde sıkışıklık yaşayan Rusya-İran başta söz söyleme iddiasındaki Suudiler, AB ülkeleri, hepsi birden, çok zıt çıkarlarına karşın tehditlerin ağırlığında uzlaşma arayışlarında birbirleriyle esneklikte yarışmak gereğini duyuyorlar..
Ortadoğu’da, hele de Esad karşıtı politikalarında burunlarından kıl aldırmayan İktidarları liderliği, hukuksal konumu olmayan Hükümetin seçim kampanyalarına dönük olarak bile ne demeye çalıştıkları artık iyice anlaşılmaz oluyor.. Bölgede güç kullanan ABD- Arap dünyası- İsrail- Rusya İran-AB ülkelerinin Esad üzerinden en azından yakın tarih için iç siyasetlerine dönük çok dillendirilmeyen ittifakları yetmezmiş gibi.. IŞİD’e karşı savaş ilanı paravanasında, senin-benim terör örgütlerim ittifaklarıyla Türkiye İktidarları iyice çıkmazda. En son dünün açıklamalarıyla hiç değilse IŞİD’in ortak tehdit, terör örgütü olduğunda buluşmuş görülseler de, bizim İktidarın icraatları üzerinden işbirliği sorgulamaları, suçlamaları sadece geçmişe dönük de değil.. Sandığa gitmeme, çözüm üretme çırpınışlarından kaçınma lüksümüz olabilir mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları