Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Biat erdem değil suç ortaklığıdır...

16 Haziran 2015 Salı

Kuşkusuz feodalizm, aşiret, cemaat, tarikat, uç örnek mafya ilişikilerinde bile, günümüze kadar uzanan, geçerli ilişkileri açıklayan kimi değerlere, özel hukuk ilişkilerine dayalı kurallar işler.. Aynı toprakları, ülkeleri paylaşan insanların tümünün insan haklarının varlığından söz edebilmek için ise, evrensel insan hakları, hukuk devleti düzeninin işlerliği, demokrasinin kurumları, güçler ayrılığı ilkeleri, değerleri ile geçerli kılınması olmazsa olmazlardır.. Ülkemizde seçim sandığına dayalı 13 yıllık güçlü İktidalarının, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzenine aykırı yürüyüşlerinde; açılan yaraların, toplumsal yıkımın boyutlarını henüz algılayabilmenin çok uzağındayız..
Gül’ün 12 yıllık danışmanı Ahmet Sever’in anıları ile, ErdoğanGül ikilisinin beraber çıkılmış yollarda beraber yürüyemedikleri, “Meğerse kardeş olamadıkları..” bilinse bile, anılara dayalı somut dillendirilmesinin sadece AKP’ye bağlı olanları değil, genel kamuoyunu sarsması bundan.. Dünün tarihi atılarak bir daha bir arada siyaset yapamayacaklarının altının çizilmesi, çıkarılacak sonuçların bütünü içinde sadece bir ayrıntı. AKP’nin sil baştan evrensel demokratik, hukuk devleti ilkeleri içinde örgütlenmede hızla toparlanamazsa.. Ortadan ayrışacağı henüz kamuoyunda çok da açık dillendirilmese de en çok AKP içi siyasetçiler, partililerin gündemlerindeki en yaşamsal sorun oldu bile..
Sakın ola ki ana neden olarak, son seçimdeki 10 puana varan kayıpla açıklama kolaycılığına kapılınmasın.. Seçimler sonrası pek çok kez kalın çizgilerle altının çizildiği üzere, AKP sadece en yüksek oyu almış bir parti değil, rejimi demokrasi olan ülkelerdeki güçlü iktidarların hâlâ imrenecekleri oranda yüksek seçmen oyu almış konumda.

***

Dünyada dönemin ekonomik dengeleri, ülkenin iç dinamikleri, savaş ganimetleri, Türkiye’nin özel ekonomik krizi toparlanması sonrası dünya piyasalar düzeninden gelen sıcak paranın, dahası kara paranın getirdikleri.. Yanında balla börek yerine geçen siyaset hesapları.. ABD’nin 12 Eylül travmasının ardından gelen, terörle yatağında işgallerle savaşmada; AKP’nin kuruluş, İktidara gelişini borçlu olduğu senaryolar.. Bu projelere desteğinin ötesinde, İslam dünyası, Ortadoğu için proje ülke, İktidar seçilmesi.. Bölgenin iç savaşlar bataklığında kaosa sürüklenmesi, ABD için bile tehdit oluşturan gelişmeleriyle de.. Artık tozlu raflara atılmış ılımlı İslam yeni Osmanlıcılık senaryoları..
Bize AKP’nin laiklik, Atatürk devrimleri, Cumhuriyet rejimini değiştirmeyi hedef aldığını ilan ettiği 13 yıllık iktidarda büyüme sürecine dönersek; Batı’yla ittifak yapmış gibi görünen piyasalar düzeni ile bütünleşmiş muhafazakâr demokrat kimliğinden ilk icratları ile sapmış olarak, sivil diktatoryal yürüyüşünde, evrensel hukuk, insan hakları, demokratik sapmalarının giderek 21. yüzyıl diktatörlüğü yapılanmasına dönüşmesi.. Önceleri bizim gibi ülkeler için ilkelere değil çıkarlara öncelik veren Batı dünyasını çok da rahatsız etmedi. AKP’nin demokrasiyle çatışan, kurumlarını yıkma, ele geçirme operasyonlarının görmezlikten gelinmesi seçildi. Batı çıkarlarını gözeten Cemaat ile Erdoğan İktidar ortaklığının kırılması, stratejik ortaklıktan sorun yaratan ülkeye dönüşme icraatları yan yana geldikçe işin rengi değişti..
AKP içinde, “paralel kırılması” ile yaşanan bölünmenin, Gülen Cemaati’nin ağırlıklı üstyapıda örgütlenmesi, Erdoğan liderliğinin gücü ile gerçekleştirilen büyük temizlik operasyonu.. Cumhurbaşkanlığı seçim sonucu, son seçimde de en büyük parti olarak kalabilme başarı olabilirdi. Cemaat ile ortaklaşa işlenmiş hukuk devleti, insan hakları ihlalleri suçlarının daha pervasız örneklerinin üzerine, kamu operasyonları da aynı vicdansızlıkla yürütülmese, hele de yolsuzlukların üzeri örtülmeseydi.. AKP içindeki tahribatları hafife alınamaz..
AKP içinden Arınç örneği iki arada bir derede çok cılız çıkışlar üzerine Gül’ün beklenen kitapla açık açık meydan okuması.. Demokratik düzenin siyasi partiler ile, feodalizme, aşiret, cemaat, tarikat ilişkilerine dayalı, biat kültürünün belirleyici olduğu siyasal örgütlenmelerde yaşanan farklılıkları açığa çıkarıyor.. Her tür haksızlık, hukuksuzluk karşısında sonuna kadar sadakat, aslında sonuç olarak suç ortaklığı.. En çok partiye, seçmene, demokrasiye zarar veriyor..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları