Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Başkan seçilmeden AKP genel başkanı?..

02 Mayıs 2017 Salı

Dünyada bir benzeri olmayan, “Cumhurbaşkanlığı” adı verilen, Türkiye tipi başkanlık rejiminin neleri getirip neleri götüreceğini tartışabilenler, evetçi ile hayırcıların yetkin sayılan siyasi temsilcileri, hukukçular, bilim insanları, en çok dünyadaki örnekler içinde bilinen en otoriter yetkilerle donatılmış başkanlık rejimine ek olarak..
Seçilecek başkanın isterse parti üyesi olması, yetmez parti genel başkanı seçilmesi ile ortaya çıkabilecek sonuçları tartışmışlardı.. Ülkenin çok fazla yetki ile donatılmış seçilmiş başkanının, yani tek adamın, aynı zamanda siyasi partinin seçilmiş genel başkanı olarak, hem iktidar gücünü yakalamış siyasi partinin genel başkanı, hem de ülkenin tüm vatandaşlarına hizmet veren başkanı olarak; kamu ve siyasal erklerin tümünü ele geçirmesi üzerinden ortaya çıkacak sonuçları tartışmışlardı..
Referanduma konu olan anayasa maddeleri değişikliklerinin bütünü üzerinden..
Bir partinin genel başkanına, Cumhurbaşkanı da olarak bakanlıkların merkez ve taşra teşkilatları dahil olmak üzere merkezi idareyi tek başına, istediği gibi şekillendirme yetkisinin verilmesiyle ortaya çıkan durum sorgulanmıştı..
Cumhurbaşkanı, hem kamu adına çok yekili tek başkan, hem de iktidardaki siyasi partinin genel başkanı olarak, hangi ölçekte olursa olsun parti başkanlığı yöneticileri ile kamu yöneticilerinin üzerinde aynı ölçülerde; “valilerle il başkanlarının ikisinin birden üzerinden..söz ve karar sahibi oluyordu.. Siyasi parti-devlet sorumlularının Başkan-Parti Genel Başkanlığı ile başlayan, ilçe kaymakamlığı- ilçe başkanlığına uzanan yetki ve sorumluluk çatışmaları nasıl çözülecekti?
Partisinin üyesi olmayan seçmenin, başkanlık seçimlerinde kendisine oy vermemiş seçmenlerin bir yarısının dahi üzerinden Cumhurbaşkanı’nın doğrudan sorumlu olduğu kamu erki, gücünün kullanılmasını denetleyecek denetleme organlarının üyelerini dahi atama yetkisinin sonuçları ne olacaktı?..

***

Referandumun sonuçları üzerinden kamu vicdanına kazınan şaibelerin tartışmalarının, YSK’nin mühürlü oy pusulası yasa hükmüne uyulmaması kararı ortada dururken, hayırcıların uluslarası hak arama kanallarını, BM’nin de içinde kullanma iradeleri söz konusu iken..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP üyelik başvurusu, partiden hemen törenle alınması, acele olağanüstü toplantı ile yeniden Genel Başkan seçilmesi iradesinin kamuoyuna ilan edilmesiyle ortaya çıkan durumu ne yapacağız?
Referandum değişikliğine konu yapılmış maddelerin içinde zamana ilişkin hüküm, isteğe engel yok gerekçeleriyle hukuksal kılıf üretilebilir mi?
Hani başbakanlığın referandumla kabul edilmesi halinde seçimlere ilişkin iki yılı bulan zaman diliminin bir amacı vardı? Hemen seçimlere gidilmesi amaçlanmadığına göre, neden göz göre göre ve hukuk ayaklar altına alınarak, olağanüstü koşullar kalkmadan seçimler erkene alınmıştı? Gerekli çok fazla yasal değişiklik, kuyruklu yalan bir gerekçelendirme miydi?
Referandum öncesinde de ukalalık etmeden, Erdoğan liderliği adına gerçek sorunun, öncelikle FETÖ’cü yarım kalmış darbe girişimi ile ortaya çıkan, İktidarlarının en çok siyasal, yargı, TSK başta, sırasıyla eğitim, tüm kamu kadrolaşmalarında ipin denetim ucunun kaçırılması değil miydi?
MHP’nin bugünü yönetimi destek atmasa, Meclis’te kapalı oy kullanma zorunlu hükmü çiğnenmese referanduma konu anayasa değişikliği metni çıkabilir miydi?
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden hemen sonra dahi, seçim sonucunun Resmi Gazete’de ilanının ilk gün geciktirilmesiyle AKP genel kurulunda başkanlık yaparak Davutoğlu’nun seçilmesini sağladığını da unutmadan, kısa bir zaman dilimi içinde ayrılması operasyonunun gündeme geldiğini, Başbakan Yıldırım dönemine geçildiğini de anımsayalım..

***

Besbelli AKP siyasal örgütlenme operasyonunun, yeni Cumhurbaşkanlığı rejim değişikliği için büyük bir önceliği var. İlgili, gerekli yasal düzenlemelerden de daha acil.. Gelin görün ki, şimdi daha yaşamsal, hukuksal bir sorunumuz, çocuğumuz daha oldu.
Cumhurbaşkanı adı aynı kalsa da referandum metnine göre seçilmiş Başkan olmadan, o anayasa metnine göre söz konusu olabilecek, siyasi parti üyeliği, hele de genel başkanlık seçimi nasıl olabilecek?
Sayın Cumhurbaşkanı, bildiğimiz üzere var ve halen yürürlükte olan bugünün anayasal, hukuk düzeni içinde Cumhurbaşkanı seçilmiş değiller mi? Seçilmedikleri başkanlık rejiminin anayasal hak hükümlerinin kullanılması ile ortaya çıkacak sonuç, en hafifi ile siyaseten tarafsız Cumhurbaşkanına haksız ve hukuksuz olarak siyasi üyelik, parti başkanlığı yetkilerinin tanınması olmaz mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları