Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Barajlı Tehdit

14 Mart 2015 Cumartesi

Eskiden siyasi söylemlerde liderler ağızlarına almasalar da seçmen oylarının Meclis dağılımında, antidemokratik engellerin başını çeken yüzde on barajının kaldırılmamasının gizli gerekçelendirilmesinde Kürt siyasi hareketinin önünü kesmeye bağlandığı bilinirdi... Büyük partiler lehine, küçük partiler aleyhine seçmen oylarının el değiştirmesiyle, demokratik olmayan çok etkin bir iktidar gücünün yakalanmasının dayanılmaz çekiciliği saklanarak, gerçek demokrasinin sevilmediği gelişmekte olan ülkelerde, emperyal düzenin de pek sevdiği istikrarlı, güçlü çoğunluk iktidarları yaratma aracı olarak iktidarlarına çok yaradığı da ortada...
Günümüzde egemen piyasalar ideolojisi, çok bilinen nedenlerle gelişmekte olan ülekler için; gerçek demokrasi yerine, sağ partilerin oylarının çok üstünde parlamenterle Meclis çoğunluğu elde ettikleri, güçlü çoğunluk iktidarı oluşturdukları bir düzeni, “İstikrar” adına dayatıyorlar... Güçler ayrılığı ilkeleri, demokrasinin olmazsa olmazları, bağımsız yargı, hukuk devleti düzeni işleyişi başta, demokratik kurumlar, kamu işletmelerinin, medyanın bağımsız işleyişleri, parlamento dışı örgütlü muhalefet güçlerinin demokratik güvence işlevleri, ilkeleri, olmazları görmezlikten gelinebiliyor...
Sözün özü Irak, Afganistan işgallerinin siyaseten onayı ile, gökten zembille indi sayılabilecek bir kararla Fazilet’in içinden kuruluşuna destek verilen, iktidara gelişinin önü açılan AKP’nin demokrasilerde bir örneği olmayan yüzde 10 gibi yüksek bir barajı kaldırmaması ABD-AB katlarında üzerinde önemle durulması gereken bir sorun sayılmadı...
Sonuçta AKP’nin düşük oy oranına göre çok güçlü Meclis, iktidar gücünü yakalayabildiği, aslında demokrasinin denge ve güvence aracı küçük partilerin parlamento dışında kalmaya, marjinal olmaya mahkûm edildikleri yapı, söylemde olmasa da eylemle desteklendi. Odak sorun Kürt siyasi hareketi için ise oy gücü olan dar bölgelerde bağımsız adaylarla seçime katılma, sonra Meclis’te normal seçime katılabileceğinden daha çok milletvekili ile bile temsil edilebilme formülü üretildi...

***

Büyük demokrasi ayıbı barajın kalkmamasının siyasi gerekçesi fiilen ortadan kalktıktan sonra, barajın kaldırılmasında uzlaşma artık en kolay, birkaç saatlik bir işe dönüşmüşken önümüzdeki seçimler için barajı, seçmenin önüne en büyük tehdit aracı olarak koymak hangi şeytani kafanın ürünü? Barajın kaldırılmamasında birinci elden suçlu, sorumlu AKP, İktidarları... Sandık demokrasisinin geçerli olduğu ülkeler içinde, Meclis’te seçmen oyuna göre, en haksız, en çok sayıda asker milletvekilini yakalamış İktidarlarının çıkarmak isteyip de çıkaramadığı yasa örneği yok. Muhalefet partilerinin içten olmasa bile siyaseten savunmak ve oy vermek zorunda oldukları yüzde on barajının kaldırılması anlık bir iş sayılabilir...
“Seçimlere çok az zaman kaldı” bahane edilebilecek gibi değil. Dahası Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AKP hükümeti son tek maddelik anayasa değişikliği önerileri ile kendi kendilerini tuzağa düşürdüler... CHP topu kaptı, “Varım, barajın kalkmasını da içine katalım” dedi. AKP sustu... Kaygılarını görmezlikten gelemeyiz... Barajın kalkması ile düşük seçmen oyu, oranı ile Meclis çoğunluğunu bir daha yakalamaları olanaksız. Hele de günümüz koşullarında Meclis dengelerinin İktidarları gücünü tarihe gömecek sonuçlar vermesi çok güçlü, matematiksel olasılık. HDP’nin Meclis dışında kalması, Kürt açılımı, barışı tehdit edecek sonuçlarını düşünme niyetinde değiller. Kendilerince siyasi rüşvete de hazır olduklarından eminim. AKP listelerinden Kürt siyasetine ters gelmeyecek, bölgeler ağırlıklı adayları liste başlarına alarak bir denge bile kurma hesabı yaptıklarını düşünüyorum.
Kürt siyasi hareketi özelinde HDP göz göre göre, zorunlu değilken bugüne kadar kullanılan yoldan, bağımsız aday çıkarmaktan neden vazgeçti? Hele de barış sürecinin kırılması tehdidi ile, Türkiye partisi olma şansını yakalama umudu, barajı aşabilme hâlâ risk ise?..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları