Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Avrupa Birliği’nin ayakları kırılınca...

25 Haziran 2016 Cumartesi

Alman SPD’nin AB parlamentosu üyesi, AB’nin en anlamlı ilkeleri arasında tanımlanan “çokkültürlülük” gündemli söyleşide benden önceki konuşmacı olarak söze girdiğinde “Dünyanın en ileri çokkültürlülük modeli AB’nin kendisi, oluşumudur...” sözleriyle girecek kadar iddialıydı. Arkasından söz aldığımda, “Ne zamandan beri gelişmiş birkaç kurucu ülkenin çıkarlarını, kültürlerini odak yapmış politikalarla çokkültürlü toplum modeli yaratılabiliyor?..” sorgulamasıyla, tersine icraatlardan eleştirilerimi sıralayınca; 2. turda söz aldığında, “Hiç böyle bakmamıştım, düşünmem, dersimi çalışmam gerek...” diyerek tezini geri çekmişti...
Keşke AB, üye ülkeler, aday ülkeler sayılarını artırırken “Birliğe” yürünen yolda, sadece yeni katılan, aday ülkeler sorunlarının devasa boyutları karşısında, çözüm üretmenin zorluklarıyla boğuşmakta olsaydı... İngilterenin AB’den çıkma kararı ile yaşanan şokun daha ilk sonuçları, piyasaların çöküşü ile aynı hızda gündeme giren, birliğin geleceğine yönelik, olumsuz olasılıklara ilişkin tartışmalar... Buzdağının görünmeye başlayan yüzü çok ürkütücü... Birliğin varlık nedeni; üye ülkeler, halkları için ortak değerlerde buluşma, gelişmeden ne kadar uzakta kalındığının acı gerçekleri; öngörülemeyen bu şok krizin; İngiltere’nin aşırı sağın sorumsuz refleksleri ile, belki de en çok İngiltere’ye zarar verecek ayrılma iradesinin; AB üye ülkeleri kadar dünyayı, insanlığı etkileyecek, ilk aşamada öngörülebilen olumsuz sonuçlar halkalarını yaratmakla da sınırlı kalmayabileceği gerçeği ile yüzleşiyoruz... Evrensel insan hakları, hukuk devleti düzenleri, demokrasi değerleri, barış için bugüne kadar içleri doldurulmamış olsa da rol model oluşturan Avrupa değerlerine, yeniden oluşumla geçerlilik kazandırılamaz, dağılma sürecinin olumsuz domino etkisinden çıkılamazsa..

***

Avrupa Birliği’nin, AB’nin güçlü ülkelerinin kanlı çıkar savaşları sürecinden çıkma, barış içinde birlikte ortak değerlerde buluşma en çarpıcıları 1. ve 2. dünya savaşlarında akıtılan kanı durdurma refleksi ile ortaya çıktığı söylenir... Ortak değerlerde buluşma adına atılan adımlarda, kurucu zengin Kuzey dünyası ülkeleri, güçlü çokuluslu sermayelerinin çıkarlarının gözetilmesi, yoksul Güney dünyası ülkelerinin sorunlarına duyarsızlık, işin doğasından sayılsa da... AB’yi büyürken, içinden çürüten, İngiltere’nin ayrılması ile dağılma sürecine çekebilecek gelişmelerin odağında birliğin oluşum koşullarının gereklerinin yerine getirilmemesi gerçeğinin yattığını görmek noktasındayız...
AB üyesi ülkeler, halkları için savunduğu ortak değerleri geçerli kılacak adımları atmaktan o kadar uzakta kalmış, zorlanmaktaydı ki... Galiba demokrasi yoksunu olsa da iki kutuplu dünya düzeninde Marksizm, eşitlik adına var olan Doğu Bloku’ndan gelen tehditle, kapitalist düzen yapılanması içinde AB’nin merkez ülkeleri, göreceli evrensel insan hakları, hukuk devleti düzenleri, demokrasi, sosyal devlet, gelir dağılımı, sendikal haklar, demokratik örgütlenmeler, insani değerler gelişiminde en hızlı gelişimleri yaşamışlardı... AB ülkeleri değerlerinin geçerlilik kazanmasında 70’li yıllar zirve sayılabilecekken parlayan yıldız olarak çekim merkezi olma, büyüme süreçleri, dahası birliğe ilişkin siyasal ortak kriterlerin geçerlilik kazanması süreçleri sonraki yıllardan günümüze uzandı. Çarpık gelişmeleri, sorunlarıyla birlikte elbette. Birliğin devletlerin iç hukuklarında geçerli olduğu üzere, ortak hukuku, halkları için ortak kriterler oluşumunda, ekonomik, sosyal, siyasal gelişiminde ise çarpıklıklar, çatışmasızlıklarda ise dünyanın olumsuz geriye yuvarlanışı kadar olmasa da AB normları içinde çarpık gelişmeler hızla yaşandı.
AB bir tek ortak paraya geçiş, piyasalar düzeni, çokuluslu tekellerinin çıkarlarının, hukukunun işlemesinde güçlendi... Dünya ölçeğindeki kanlı iç savaşları hortlatan, çok ağır yoksullaşma, yoksunlaşma, kuralsızlaştırma, terörü üreten koşullar kadar olmasa da, AB’nin en zengin ülkelerinin içinde dahi insani gelişmişlik aşağı çekilirken, ötekileştirme, işsizlik, örgütsüzlük, cepheleştirme patlaması ile bağlantılı, AB değerlerinin çöküşü sürecine girildi. İnsanlık adına rol model, pusula elden gitti gidecek gibi...    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları