Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

At izi, it izine...

24 Eylül 2015 Perşembe

Bugün bayram... Siyasal İslamcılığı siyasette sonuna kadar kullanan İktidarları, geleneklere uygun yaşam tarzını kutsama adına, tatile çıkanlara yıllar boyu saydırdıklarını yutup yalayarak bu bayram için tatil seferberliğini ilan etti. Turizm sektöründe yaşanan krizin altından kalkılacak gibi değildi.
Mevsim kapanmadan iç turizm ile destek atma uğruna, dünyanın en uzun resmi bayram tatili kararı, ekonominin pek çok alanına dönük götürüleri hiç umursanmadan alınıverdi... İktidarları, liderliğin, deniz kıyılarındaki bayram tatilleri, dinsizlikle özdeşleştirilen laik yaşam kültürü ile de dalga geçilerek karalanmışken, okulların da açılışı ertelenerek uzatmalı tatilin işe yaradığı taşınan yolcularla ilgili istatistiklerle ortada...
Arife günü, dünün haberlerinde yolcu patlamasının müjdeli haberleri yanına, bayramın dönüşü kaygıları eklenmişti. Değil okulların açılacağı, resmi tatilin sona ereceği pazartesiye, birkaç gün sonralarına bile dönüş bileti tükenmişti. Üstüne doğa katliamının, küresel ısınma, altyapı yetersizliklerinin ürünü tatil bölgelerimizden gelen sel felaketleri haberleri eklemlendi... Hele siyasal İslamcıların hedef tahtasındaki Bodrum’dan gelen görüntüler, savaştan çıkılmış gibi...
Aklıma siyasal İslamcıların iktidarlarının önünün açılmasında çok etkili rol oynamış 2002 öncesinin, Ecevit koalisyon hükümetini çarpan, büyük deprem ve ürünü büyük ekonomik kriz geliverdi... Gazeteci olarak deprem, felaket bölgesinde dolaşırken, fanatik siyasal İslamcılardan ne kadar da çok küfür işitmiştik... Allah çıplak denize girenleri, kadınları çarpmış, cezalandırmıştı. Ne dersiniz otelcilerin krizini hafifletme uğruna uzun bayram tatili ile çıplak denize girilmesini teşvik etme kararı; İktidarlarının bir önceki seçim sonuçları ile hükümet kurulmasına izin vermeyerek aldırılan seçim yenileme; sayısız demokrasi, hukuk devleti düzeninin yok sayma iradeleriyle de bağlantılı... “Hile ve şer niyetleri karşılığı, fıtrata dayalı bir cezalandırma, çarpma olabilir mi?”

***

PKK başta, üç terör örgütünün paralel savaş ilanları ile başlayan terör eylemleri, dünün kanlı eylemlerinin de gösterdiği üzere hız kesmeyecek gibi. Bu ülkenin vatandaşlarının bütününü, siyasal yelpazesi, sivil toplum örgütlenmelerini kucaklamaya niyetli bir gerçek barış çağrısı yapılmadan, İktidarları için istenen oy artışına yönelik İstanbul’daki “Tek ses” mitingine bugün de dönmek zorundayız... Seçime giderken bile atılan her adımda, anayasal, yasal hukuk devleti düzeninin ilkeleri ayaklar altına alınarak, ele geçirilmiş kamu kurumları, kaynakları sonuna kadar İktidarları adına haksız, hukuksuz kullanılarak yapılanları yok sayma lüksümüz olabilir mi?
Cumhurbaşkanının “yerli, milli 550 milletvekili” kastı tartışmasını siyasiler yapsınlar. İstanbul mitinginin yapılışı üzerinden kamuoyu gündemine yansıyamayan daha önemli hak-hukuk, demokrasi suçları niteliğinde ihlaller var... Milyonlara ulaşmadan uzak kalsa da, İktidarlarının seçim kampanyası, algı yönetiminin ilk adımı olarak gerçekleştirilmiş cephe mitinginin sadece katılımcılarının taşınmasında yapılmış devlet, kamu gücü hukuksuz katkılarının sorgulanması gerek...

***

İstanbul’un bütün raylı sistemleri, deniz yolu, karayolu ile miting katılımcılarının aynı zaman dilimi, 1.5 saat içinde, meydana sokulabilmesinde tek sihir bilgisayar teknolojisi değildi. Valilik, kaymakamlıklar, AKP örgütleri, belediyeler, ele geçirilmiş kamu işletmeleri, İktidar nimetlerinden yararlanmış sermaye güç odakları, medya seferberliği ortaktılar.
Ben uydurmadım, soru yönelttiğim eylem komitesi görevlileri öyle açıkladılar. Sayısız araçların plakalarını, resmi görevlileri gözlerim gördü...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘5N1K’ 26 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları