Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP’ye değil, Erdoğan’a oy...

06 Ekim 2015 Salı

Meclis’e girmeye aday partiler içinde seçim bildirgesini en son açıklayan AKP’nin yandaş medyası da içinde, haberleştirilmiş ilk gün değerlendirmelerinde, seçmenlere yönelik vaatler öne çıktı. 7 Haziran seçimleri için CHP’nin başını çektiği ekonomi ağırlıklı kampanyanın olumlu medyatik algı yarattığı yargısı, yeni seçim kampanyalarında da etkili olmuştu... 7 Haziran seçim sonuçları üzerinden Meclis’ten onaylı, sorumlu bir Hükümet kurulamadığından, verilmiş sözlerin tutulup tutulamayacağına ilişkin bir sorgulama da söz konusu olamayınca... Besbelli tüm siyasi partiler için en çok da yaşamları cendere altındaki çoğunluk seçmene yönelik sözlerde “açık artırma” kavramına uygun kopyalama uçuk sözlere yer vermenin bir sakıncası yoktu...
Baraj aşmaları söz konusu olmayan küçük partiler en uçuk, AKP’nin İktidar algısı sorumluluğu havalarında “kaynağı nerede” sorgulamasında geçen seçim suçladığı CHP’den üste çıkmak için yarışması ilginç.. Cumhurbaşkanı atamalı Hükümet’in en son asgari ücret belirlemesindeki direnişi ortada iken, AKP adına en alttakiler ve de asgari ücretlilere ilişkin uçan vaatler, seçim sonrası kurulacak Hükümet’lerde sorumluluk alınmayacağı varsayımı üzerinden mi? Yoksa yasalar gereği AKP yönetim organları sorumluluğunda girilen seçimler, hazırlanmış seçim bildirgesinden bir sorumluluğun sonuçlar ne olursa olsun söz konusu olmayacağı mı gözetilmiş?

***

Bildirgede başkanlık sistemine geçiş üzerinden ayrıntılı üstlenilmiş ilkeler yok. Ancak “etkin başkanlık”, “Hükümet garantili başkanlık” algısı üzerinden bir kuşku yok. Diyeceksiniz ki; “İki seçime girişte AKP’nin Cumhurbaşkanı ile liderlik raconunda tartışılmaz ilişkilerinde, başkanlık sistemine geçiş arayışlarında...” dikkat çekici bir konum değişikliği söz konusu değil. Kâğıt üstünde doğru ama algı yönetimi sonuçları ile sorgulanamaz, seçimlerin AKP için değil, Başkan, Cumhurbaşkanı için sonuçlar üreteceği konusunda, derin bir kayış söz konusu. Ortada iki seçim arasında AKP’nin yönetim iradesini ortadan kaldıran, Lider ağırlığının damgasını üstüne üstüne bastıran gelişmeler var...
Sayısız olanaklı koalisyon, azınlık hükümeti kurulmasına açık Meclis dağılımı yok sayıldı. Liderliğin iradesi ile AKP’nin yönetiminde söz ve karar sahibi olabilecek kadroların seslerini çıkarabilmeleri engellendi. Ya da kendileri, siyasal risk, racon korkusu ile seslerini çıkaramadılar. Sonuç olarak yenilenen seçim sonuçları ile başkanlığın önü açılamazsa, AKP için başarı mucizesi sayılabilecek bir sonuca ulaşılamazsa, bugünün AKP, İktidarları yapılanmasının ayakta kalamayacağı bir gidiş gündeme girdi. Hem de AKP içinden Erdoğan liderliğinin ağırlığında dışlanmış siyasiler, kadrolar, yol ayrımında düşman ilan edilmişler, dahası “terör örgütü” damgalaması ile hesap sorulanlar ile sınırlı da değil...
Sözün özü bir önceki seçimde Erdoğan’ın liderliğinden vazgeçmemiş, ancak parlamenter düzenin değişmesini istemeyen AKP’li seçmenlerin işleri zor... Oyların hâlâ kâğıt üstünde AKP’ye verilecek olmasının, bundan sonrası için AKP’nin var olan parlamenter düzeni, hukuk devleti içinde yoluna devam edebileceği gibi bir sonucu söz konusu olamayacağı gibi, algısı da uçup gidiyor... İki seçim süreci içinde yaşananların bütününden görüldüğü üzere oy vermeye devam edecek seçmen için Erdoğan iradesinin sorgulanmazlığı mutlak...
Kuşkusuz 13 yıllık iktidarlarında üst üste büyümenin, sonra da ortadan bölünmelere karşın oylarda çok fazla dağılmamanın anahtarını, sırrı da doğru okumak gerekiyor... İlk kez siyasal İslamcı kimlik kullanılarak devletin içinde, tüm kamu kurumlarını çok aşmış olarak, hiçbir siyasi iktidarın icraatlarında görülmemiş boyutları ile özerk tüm kurumları, bağımsız yargı, polisi, TSK’yi de kapsar biçimde gerçekleştirilen ele geçirmenin, saadet zinciri gücü ve de kırılması korkusunu yok sayamayız... Devletin tüm kaynakları, AKP siyasi kimliği üzerinden, seçmene yönelik kullanılıp paylaşıldı... Muhtarlarından, rektörlerine, torpilli öğretmenlerine, iş dağıtımına pastayı paylaşamamak var...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları