Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Acil Demokrasi İçin Top İktidarlarında

06 Haziran 2013 Perşembe

Sabah saatlerinde Taksim’e giden otobüslerde elleri torbalarla dolu genç yolcu oranlarında artışlar çarpıcı. 40 yıllık dostmuş gibi aralarında diyalog hemen başlıyor. Deneyimliler pratiklerini deneyimsizlerle paylaşıyor. Gaza karşı koruyucular, yiyecek, örtü, yastık izlenimi veren kocaman torba paketlerinden hoşnut genç kız; her zaman titiz, huysuz olan annesi gitmesine engel olmaya kalkışmadığı için keyifleniyor.

\n

Sabah televizyonlardan izlediğim yağmur altında uyuyanların görüntüleri, benim vardığım saatlerde yıkanmış, kurutulan örtü, çanta, çamaşır sergilerine dönüşmüş. İngilizce komut veren eğitici eşliğinde aerobik yapanlar bir köşede, dün daha erken saatlerde dolmaya başlayan meydan kalabalığına hizmet verme hazırlıkları, birbirinden renkli çeşitli her köşede. Kimlik, İktidarlarına yönelik eleştiriler, eylem amacı, beklentiler önceliklerin slogana, karikatüre, plastik sanata, müziğin her rengine dönüştürülmüş. Meraklıları için saatler sürecek inceleme, renklere bürünmüş. Aralarındaki konuşmalara kulak kabartmak en anlamlısı. Hâlâ eylemlerin asıl yaratıcıları, sosyal medya çıkışlı sahipleri, gençleri, İktidarlarının kamuoyunda vermek istediği imajın aksine, ideolojik kimlikli örgütlenmelerin çok ama çok uzağındalar. Hâlâ hemen yapılmış kimi anketlerin de ortaya koyduğu üzere çok büyük oran ve ağırlıkla hem çok, gençler hem de özgürlüklerini, onurlarını, geleceklerini, iktidarın diktatoryal baskılarından kurtarmanın ötesinde bir ortak kavganın arayışı içinde değiller. Sonuç alamayacakları, boylarını aşacak bir zaferin düşünü kurmaktansa, kırılmamak, ezilmemek öncelikli, “demokratik, soluk alınacak iktidar icraatları” gibi bir kalın çerçeve ile yetinme çabasındalar.
Taksim Platformu adına; ilgili meslek, sorumluluk alanları bağlantılı sözcülerinin okudukları cümlelerle ortaya çıkarılan ortak istemler paketinin sonuç özetinde; ülkemiz, galiba da dünya için bu ilk çok incelikli bir o kadar güçlü, yaygın direnişin, başladığı yerde, İktidarlarından gelecek bir başka siyasi tutumla noktalanabilmesi umudunun altı çiziliyor. Hukuk devleti düzenleri, demokrasilerde geçerli, olmazsa olmaz değerlerin, istemlerin, önceliklerin içinde İktidarları açısından yapılamayacak, zora sokacak tek bir istem bile söz konusu olmadığı gibi cepheleşmiş toplumun hiçbir kesimini yaralayacak, zorlayacak, batacak tek bir istem de yok. Sözün özü, bundan sonra yaşanacak olanlar için de top İktidarlarında. Ya demokratik yönetim çizgisinde yönetim için uyum çabası gösterecekler ya da...

\n

***

\n

Polisin çekilmesi, orantısız güç kulanımının örneklerinin yaşanmaması ile dün sabahın havasında her şey öylesine olumlu gelişiyordu ki... İstanbul’da 1 Mayıs’ta işçi sınıfına verilmeyen Taksim 1 Mayıs Alanı, 5 Haziran günü sosyal medya gençliğin yarattığı özgürlük ortamı, ödedikleri bedeller karşılığında, yine emeğin biraz gecikmeli 1 Mayıs’ın anlamına uygun kutlanması alanına dönüşüvermişti. Emekçiler, örgütleri uzun zamandır gidemedikleri Ankara Kızılay Meydanı’nda da aynı çerçevede büyük kalabalıklarla coşkulu dayanışma eylemlerini yapmakla yetinmemişler, öznel emek sorunlarını, gündemlerini kamuoyuna taşımanın koşullarını yakalamışlardı. Özel kamu işçi-kamu çalışanı örgütleri ile gençliğin uzun zamandır örneği olmayan bu büyük buluşması, dayanışması karşılıklı olumlu sinerji yaratmış olmalı ki emek cephesinden 1 Mayıs yapılabilseydi, ilgili örgütlenmeler açısından ancak bu kadar moralli olabilirdi diyebilirim. Gençler ise tanımadıkları bir dünya, geleceklerinin örgütleri ile yakınlaşma, deneyimlerinden yararlanma boyutundan heyecanlandıklarının altını çiziyordu.
Her alandan sanatçı desteğinde patlama dün de hem yürüyüş kollarında hem de Taksim’de... Park alanındaki yerleşimlerde dikkat çekiciydi. Zaten medyanın magazin eklerinin, spor sayfalarının günlerdir büyük bir kimlik değişimi ile, Gezi Direnişi sayfalarına dönüştüklerini görmezlikten gelemeyiz. Kimin kiminle yeni aşka yakalandığı öyküleri uçup gitti. Kimler hangi ağırlıkta, hangi çerçevelerde dayanışma, toplumsal sorumluluğu paylaşma duyarlılığı yarışındalar.. onlar haber, görsel oluyor. Gerçek şu ki sanatçıların duyarlılığı, iletişim güçleri, hem sorunların algılanması, hem de halka ulaştırılmasında uzman örgütlenmelerinin ilerisinde etkin işlev yapıyor. Medya, basın özgürlüğü, habercilik sorumluluklarındaki ihanetinin, ayıplarının kapatılmasında, siyasi iktidar korkusu, baskısını aşamamış olarak, sporcular, sanatçılarla toplumun gönlünü almaya bakıyor.
Türkiye bütün kentleri, dünya merkezlerinden eylem destekleri ile yüz binlerin doğrudan eylem içinde oldukları, milyonlarla kendi iş ev çevrelerinde daha dar ve sivil bir alanda lokal yürüyüşler, gösteriler, tencere-tava direniş eylemleri ile galiba tarihinin en katılımcı, bir o kadar da yumuşak demokrasi savaşımını veriyor. Her şey daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük için. Türkiye sandığın kullanıldığı, sivil diktatoryal bir gidişin yönünü, pusulasını evrensel kriterlerle hukuk devleti düzeni, laik Cumhuriyete çevirmenin kavgasını veriyor. Top yüzde 50 oy gücüne sahip olduğunu iddia eden, ancak demokrasi kriterleri çiğneyen İktidarlarında.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları