Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

15 Temmuz şafağı düşüm ne zaman gerçekleşecek?

04 Temmuz 2023 Salı

Amerikan emperyalizminin üzerinden düzenlenen siyaset yapılanmasına nokta konulacak. Demokrasinin, hak, hukukun geçerli olacağı Cumhuriyet değerlerine dönülecek. O şafağın sökülmekte olduğu sabahın tanıklığıyla inancımı tazelemiştim. Evim Emniyet müdürlüğüne çok yakın olduğu için, sabaha kadar üzerinden geçirilen FETÖ yanlısı jetlerin inişleri ile Emniyet müdürlüğünün üzerinden açılan ateşin sesleri... Farklı tarikat inançlı Fatih camilerinin bütününden megafonları sonuna kadar açılmış olarak mezheplerine göre değişen üsluplarda okunan sala sesleri hiç dinmemişti.

Açık televizyondan gelen haberler bütününden Meclis’teki ortak demokrasi direnişiyle, sokaklarda vurulan halkın direnişlerinin ayrıntılarını dinlemiştik. En çarpıcısı birkaç gün öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorumluluğunda Suriye topraklarında dolanan helikopterimizi düşüren, KGB kültüründen gelmiş Putin’in, Suriye, Irak üzerindeki egemenliğini korumakta yaşadığı zorlukların bilincinde olarak, Anadolu toprakları üzerinde de olası kanlı iç çatışmaları göze almayarak gerçekleştirdiği siyasi tavır değişikliği çok çarpıcıydı.

Sonraki günlerde daha ayrıntılarıyla öğreneceğimiz üzere, Amerika odaklı Fethullah Gülen’den yaratılan FETÖ darbesine karşı açık tavır koymayı seçmişti. Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kaldığı otelde vurmayı hedeflemiş silahlı timlerin Yunanistan üzerinden kaçışlarını öğrenecektik. Erdoğan’ın İstanbul’a geleceğini duyuran açıklaması ile İstanbul’a gelişi arasında uzayan zaman dilimi içinde, havada Rus jetlerinin yarattığı ses dalgalarıyla korunduğu efsane öyküsünü de duyacaktık. O günlerden bugünlere uzanan bir tür dayanışmalı ilişkilerin de paylarını yadsıyabilir miyiz?

Hazır yaramızı deşmişken DP, dönemi üzerinden dört koldan demokrasi yoluna çıkılmışken daha ilk yılının ardından sivil diktatörlüğe düşen yaşanmışlıkların, yine ustalıklı Amerikan operasyonları ile tersinden pazarlanmalarını yok sayma lüksümüz olabilir mi? Ege Bölgesi’nin en büyük toprak ağalarından birinin kolejlerde eğitilmiş oğlundan gerçek demokrat değil olsa olsa en sorumsuzundan sivil diktatör çıkmasının kaçınılmaz olacağı gerçekliğini görmezlikten gelebilir miyiz?

Menderesler’in dramı, tarih doğru okunabildiğinde, ne yazık ki yine Amerikan kaynaklı işi bitmiş, kullanılma tarihi geçerliliğini yitirmiş algısıyla Amerikan emperyalizmi kaynaklı projelerin tipik bir örneğidir. Trajik yanı gerçekten sınır tanımayan sivil diktatoryal icraatlarından hukukun işlediği bir Yüce Divan’da hesap vermesi gerekirken Yassıada’da cımbız gibi utanç verici bir dava üzerinden idama gönderilmeleridir. Yassıda suçları, utancının ülkemizde henüz tarihsel hesaplaşması yapılamamıştır.

Celal Bayar’ın çok sonrası yıllarda İnönü-Demirel ortak çabaları ile yaşayan diğer DP’liler ile birlikte afları sonrası yaptığım söyleşide, İttihat Terakki’nin deneyimli komutanı olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası, devrimlerine sonsuz hayranlığını anlatmasını unutmam söz konusu olamaz. Doğrusu Gazi Meclis’ten yaşayanlar üzerinden söyleşilerin dizininde ayrıntılı yer vermiştim. Doğaldır ki Yassıada’da yaşatılan rezilliklere karşı durmak başka, tarihsel gerçeklere dönük taşları yerli yerine koyabilmek çok başka bir iş..

Sözün özü günümüze dönük çıkarımı kaçınılmaz tek bir toplumsal gerçeğimiz olabilir. Uzatmaları ne kadar oynanabilirse oynansın, 15 Temmuz’un şafağındaki dileğim bir düş değil, yürünecek tek çıkış yolunun ta kendisi. Tarikatlar üzerinden oynanan darbe oyunları ile uzatmalar ne kadar sürdürülebilirse sürdürülsün, darbe tuzaklarına düşmeden, Anayasal hak hukuk arayışlarının savaşımından geri dönüş yok...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları