Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

12 Mart - 12 Eylül 1. Silivri - 2. Silivri...

01 Kasım 2016 Salı

Bizim için, Cumhuriyet Gazetesi, çalışanları için değişen çok bir şey yok.. Hani doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış ya.. Bu ülkede, hele de basın özgürlüğü alanında, ilkeli, dik durmak gibi bir yayıncılık politikasını sürdürmek çabası söz konusuysa... Gelen-giden iktidar erklerinin vitrindeki siyasal rengi, kimliği, askeri- sivil görünümleri hiç fark etmez.. İnsan hakları, demokrasi, hukuk devleti ilkeleri, basın özgürlüğünü tanımama yollarına sapıldığı ölçeklerle doğru orantılı olarak hedef, bedel ödetilecekler listesine alınırsınız...

“Siyasi erkin karşısında bağımsız kalma ilkesi” Meclis’te, Atatürk’ün yanında Cumhuriyet’in ilanı iradesinde başkanlık yapmış Yunus Nadi’nin Cumhuriyet Gazetesi’nin yayın ilkelerini açıklayan ilk başyazısından alıntı. Kendi yöneticilik sürecinde izlediği yayıncılık politikaları ile de; “Cumhuriyet Gazetesi’nin laik Cumhuriyet, Atatürk devrimlerinin halka yaygınlaştırılması amacından hiç sapmadan” kurulan hükümetlerin, halkın çıkarlarından yana görülmeyen icraatlarının en sert eleştirilerinden kaçınılmamıştır. Kendi 50 yıllık gazetecilik tanıklıklarımla başlığa aldığım “12 Mart, 12 Eylül, 1. Silivri, 2.Silivri..” süreçlerinde yaşananların dönem koşullarına göre farklılıklarına karşın, Cumhuriyet Gazetesi’nin, İktidar, siyasi erk, hangi güç odaklı olursa olsun ayrımsız haksızlık, hukuksuzluklara karşı, özgür gazetecilik ilkeleri içindeki yayıncılık politikaları ile bağlantılı ödetilen bedellerden kimi satır başlarını alıntılamakla yetinelim...

                                                            ***

12 Mart askeri darbe süreci, İlhan Selçuk başta kimi yazar ve yöneticilerin tutuklanmaları icraatları ile başladı. Yunus Nadi ailesinin içinden bir operasyonla Nadir Nadi’nin istifa ettirilmesi, soldan yazarlar, çalışanların atılması, dayanışma içerikli çalışan istifaları gündeme girdi.. Askeri darbe yargısının Madanoğlu davası ile geniş kapsamlı sol aydınlar operasyonu eklemlendi.. Dünyada örneği yaşanmamış okur boykotu sonunda bir yıl dolmadan Cumhuriyet yönetiminde darbe yapanlar, Cumhuriyet’in yaşaması noktasında yeniden Nadir Nadi yönetimine devretmek zorunda kalmışlardı. Cumhuriyet ayrılan yazarlarına yenilerini katarak daha dinamik bir okur desteğinde gazetecilik ilkelerini koruma çizgisinde yoluna devam etmişti..

12 Eylül askeri darbesi sürecinde, Cumhuriyet çalışanları, okurları direngen bileşkesinde, açılan davalar, yargılamalar, sıkıyönetim kapatma kararları ile Cumhuriyet’in cezalandırılması yöntemleri gündeme sokulmuştu. O kadar çok sayıda yargılama, kapatma kararları ile yüzleşildi ki, tek tek anlatmak bu köşeyi boşuna işgal olabilir. Okurlara, gazete çalışanlarına yönelik yılgınlık yaratmayı unutun, direngenliği, dayanışmayı, dik duruş sınavlarında, moral değerler katkılı işlevleri oldu. Nadir Nadi, Konsey’den yapılan toplantı çağrılarına hiç katılmadığı gibi, Evren gazeteyi ziyaret ettiğinde de karşısına çıkmadı. DİSK davasından MHP yargılamasına, solsağ her kimlikten örgütlenmeler çatısında haksız-hukuksuz suçlamalar, işkencelerle, darbe hukuku yargılamalarında, on binlerin cezaevlerinden geçiş sürecinin en soluksuz insan hakları savunuculuğunda Cumhuriyet bağımsız gazetecilik yapma sınavını verdi.

1. Silivri, İktidarlarının sivil darbe hukuksuzlukları sürecini günümüz Cumhuriyet okurları yakından izlediler. Şimdilerde Cemaatle ortaklık içinde işlenen ağır insan hakları suçlarının sorumluluğu FETO’cuların sırtında. Gerçekte Ortak İktidarları paylaşım sürecinin iç dinamiklerini bilemediğimizden yargısız infaz yapabilecek konumda değiliz. Ancak Cumhuriyet ve okurlarına ödetilen bedellerin ağırlığını yaşadık. İlhan Selçuk simge, en çok medyatik damgalama teröründen çektik. Cumhuriyet, ödünsüz ilkeleri arasında yer alan laik Cumhuriyet, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni savunuculuğuna aykırı suçlamalarla yaralanmak, karalanmak istendi. Danıştay tetikçileri, kendi gazetesine atılan bombaların tetikçi suçluları ile aynı örgütlenmenin, Ergenekon yargılanmalarının damgalanmasıyla vurulmaya çalışıldı. Kaderin cilvesi mi? İktidar ortaklığı Liderlik-Cemaat ayrışması, iç paylaşım savaşlarında, kıyasıya aynı mezhep kökenli siyasal İslamcılık yol ayırımında çatışınca.. 17 Aralık, derken 15 Temmuz darbe süreçleri yaşandı. 2. Silivri yargılamalarına henüz geçildi sayılamaz. Cumhuriyet kuşkusuz yine bağımsız, tarafsız hukuk devleti düzeni, insan hakları, demokrasi savunuculuğu ile hedef tahtasında...

                                                      

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları