Sinan Meydan
Sinan Meydan sinan.meydan@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kadınlar Halk Fırkası’ndan Türk Kadınlar Birliği’ne

13 Mart 2024 Çarşamba

"Türk kadını! Büyük Atatürk, yüce önder, Türk kadınının (milletvekili seçme ve seçilme) hakkını verdi... Layık olduğun siyasi hak sana verilmiştir. Bu mesut günü bugün hep beraber kutlayacağız. Saat 10'da Beyazıt Cumhuriyet Meydanı'na gel." (Türk Kadınlar Birliği, 7 Aralık 1934)

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü geride bıraktık. Ben de bugünkü yazımda, Türkiye’de kadın hakları tarihi söz konusu olunca ya göz ardı edilen veya çarpıtılan bir konudan; Kadınlar Halk Fırkası’ndan ve Türk Kadınlar Birliği’nden söz edeceğim.

KADININ SEÇİM HAKKI TARTIŞMASI

Türkiye’de ilk kez, 15 Kasım 1921’de, TBMM’de, “Köy ve Bucak Yönetimi Kanun Tasarısı” görüşülürken kadınların siyasal hakları Meclis gündemine geldi. O Meclis oturumunda Hüseyin Avni Bey (Erzurum), kadınların hayata katıldığını ve vergi verdiğini, dolayısıyla Meclis’e de girmeleri gerektiğini söyledi. Bu sözler üzerine Meclis’te tartışma çıktı. Tunalı Hilmi Bey, Hüseyin Avni Bey’i destekleyerek kadınlara seçim hakkı verilmesini savunurken bazı milletvekilleri “şeriat hükümlerinin buna izin vermediğini” ileri sürerek kadınların seçim hakkına karşı çıktılar. Sonunda 1921’de, tamamı erkeklerden oluşan Meclis, kadınlara seçim hakkı verilmesini kabul etmedi. (1)

Bu tartışmalardan yaklaşık iki yıl sonra, 1923’te, Kadınlar Halk Fırkası kurulacaktı. 

ATATÜRK ETKİSİ

16-17 Ocak 1923’te İzmit Basın Toplantısı’nda, Vakit gazetesi yazarı Ahmet Emin Yalman’ın, “Halide Edip Hanımefendi’yi milletvekili görecek miyiz?” sorusuna, Atatürk şöyle yanıt verdi: “Kanunlara göre şimdiye kadar 50 bin erkek nüfusa 1 milletvekili çıkmıyor mu? Şimdi genel olarak 50 binde 1 milletvekili dersek o zaman bu şekilde erkeklerle birlikte kadınlar da söz konusu olur. Bu tabir ile kadınlara da seçim hakkı verilmiş olur.”

Bunun üzerine Halide Edip Hanım, “Paşam, bu kararı bu Meclis mi verir, yoksa ikinci bir Meclis mi verir?” diye sordu. Atatürk, Halide Edip Hanım’ın bu sorusuna da şu yanıtı verdi: “Bu noktayı ben bazıları ile konuştum. Buna henüz itiraz edenler var. Fakat er geç olacaktır. (...) Bizde her yerde fazla mı taassup vardır, nedir?” (2)

KADINLAR HALK FIRKASI

TBMM, 1 Nisan 1923’te seçim kararı aldı. Milletvekili Seçimi Kanunu’na göre “18 yaşını dolduran 20 bin erkek nüfus için 1 milletvekili seçilecekti.” (Daha önce 50 bin erkek nüfus 1 milletvekili çıkarıyordu.) Osmanlı’da, II. Meşrutiyet’in özgürlük ortamında bazı öncü kadınların liderliğinde bir kadın hareketi ortaya çıkmıştı. Bu hareket, 30 Mayıs 1923’te Nezihe Muhittin Hanım’ın öncülüğünde bir kongre düzenledi. 

Daha Halk Fırkası kurulmadan, cumhuriyet ilan edilmeden, Medeni Kanun ortada yokken ve kadınlar hiçbir siyasi hakka sahip değilken, 16 Haziran 1923’te, İstanbul’da Darülfünun’da toplanan kadınlar şûrasında, Kadınlar Halk Fırkası kuruldu. Nezihe Muhittin’in başkanlığında kurulan partinin ikinci başkanı Nimet Remide Hanım’dı. Partide, Latife Bekir, Şükufe Nihal gibi isimler de görev aldı. (3) Partinin, 27 maddelik kuruluş bildirisinde kadınların, toplumsal, hukuki ve siyasi haklarını elde etmek için mücadele edileceği belirtiliyordu.

O zamanki Milletvekili Seçimi Kanunu’nda kadınların seçme seçilme hakkı olmadığı için Kadınlar Halk Fırkası tescil edilmedi. Ayrıca Atatürk, 6 Aralık 1922’de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni siyasi parti haline getireceğini, adının da “Halk Fırkası” olacağını ilan etmişti. Dahası, Kadınlar Halk Fırkası, “cinsiyet temelli” bir parti olarak düşünülmüştü. Oysa Atatürk, hiçbir ayrım yapmadan halkın tamamını kucaklayan bir “Halk Fırkası” kurmak istiyordu. (4)

Atatürk, Türk kadınlarının medeni ve siyasal haklara kavuşmalarını istiyor, bunun için kadınların mücadelesini önemsiyordu. Bu nedenle hükümet, o sırada yasal olarak parti kurmaları mümkün olmayan kadınlara, cemiyet kurmalarını önerdi. 

HER ERKEK TÜRK 

Bu arada 1924 Anayasası hazırlanırken oluşturulan anayasa taslağında -Atatürk’ün, 1923’te İzmit Basın Toplantısı’nda dile getirdiği formülle- anayasanın 10. ve 11. maddeleri, “18 yaşını dolduran her Türk milletvekili seçme, 30 yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilme hakkına sahiptir” biçiminde düzenlenerek kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmek istendi. 16 Mart 1924’te Meclis’te bu maddeler bu haliyle tartışılmadan oybirliğiyle kabul edildi. (5) Fakat daha sonra “Her Türk” denilerek kadınlara da seçme ve seçilme hakkı verilmek istendiği fark edilerek buna itiraz edildi. Tartışmalardan sonra anayasa taslağının 10 ve 11. maddelerindeki “Her Türk” ifadesi çıkarıldı, yerine “Her erkek Türk” ifadesi konuldu ve maddeler bu haliyle kabul edildi. (6)

Atatürk’ün isteğine rağmen 1924’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilemedi. (7) Bunun için daha 10 yıl mücadele etmek gerekecekti.

8 Aralık 1934 tarihli Akşam gazetesinde Türk Kadınlar Birliği'nin Beyazıt mitingi fotoğrafından.

TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ

7 Şubat 1924’te, Kadınlar Halk Fırkası’nın tüzüğü değiştirilerek yine Nezihe Muhittin başkanlığında, Türk Kadınlar Birliği kuruldu. 23 maddeden oluşan tüzüğe göre Türk Kadınlar Birliği, kadınlığı “fikri ve sosyal alanlarda” yükselterek ileri bir düzeye ulaştırmayı amaçlıyordu. 28 Haziran 1925 kararnamesi ile kamuya yararlı dernek sayılan Türk Kadınlar Birliği, 1924-1927 yıllarında İstanbul dışında da örgütlenerek Denizli, Afyonkarahisar ve Diyarbakır’da şubeler açtı. Üye sayısı kısa sürede 500’ü buldu.

Türk Kadınlar Birliği, “Türk Kadın Yolu” adlı bir dergi çıkardı. Kadınlara yönelik bilgilendirici kurslar açtı, konferanslar yaptı. Kadınların çeşitli meslekleri yapabilmeleri için girişimlerde bulundu. Anadolu’dan İstanbul’a okumaya gelen genç kızlara yardım etti. Fakir ve kimsesiz öğrencilere yemek verdi. Yabancı dil öğrenmek isteyen kadınlar için kurslar açtı. Kadınları çağdaş kılık kıyafete özendirdi. Balolar düzenledi. (8)

1926’da Türk Medeni Kanunu kabul edildi. Böylece Türk kadını en temel medeni haklarına kavuştu. Şimdi sıra, siyasal haklara gelmişti. 

Türk Kadınlar Birliği, 1927’de tüzüğüne bir madde ekleyerek kadınlara siyasi haklar sağlamayı temel amaçlarından biri haline getirdi. Birlik, bir kadın adayla 1927 seçimlerine katılmak istediğini bildirdi. Ancak anayasaya ve seçim kanuna göre “sadece erkek Türklerin seçme ve seçilme hakkı” olduğu için bu istekleri gerçekleşmedi. Bunun üzerine birlik, feminist olduğu gerekçesiyle, İstanbul Vilayeti Hukuk İşleri Müdürü Kenan Bey’i kadınlar adına Halk Fırkası’na aday olarak önerdi. Bu süreçte Türk Kadınlar Birliği, Ankara’ya bir heyet gönderip Atatürk’le görüştü. (9)

3 Nisan 1930’da kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı tanındı. Türk Kadınlar Birliği, bunu kutlamak için 11 Nisan 1930’da İstanbul’da bir miting düzenledi ve seçimlere katılma kararı aldı. Eski başkan Nezihe Muhittin Serbest Cumhuriyet Fırkası’ndan, yeni başkan Latife Bekir ise Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan İstanbul Şehir Meclisi’ne aday gösterildiler. Seçim sonucunda Eminönü’nden Rana Sanıyaver ve Refika Hulusi Behçet, Beyoğlu’ndan Nakiye Elgün ve Latife Bekir, Beykoz’dan ise Seniye İsmail Hakkı Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan İstanbul Şehir Meclisi üyesi seçildiler. (10)

26 Ekim 1933’te kadınlara köy ihtiyar heyeti ve muhtar seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı.

5 Aralık 1934’te de kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanıdı.

Türk Kadınlar Birliği, Beyazıt Meydanı’nda düzenlediği bir toplantıyla bunu kutladı.

Kadınlar, Cumhuriyetin verdiği bu hakkı ilk kez 8 Şubat 1935’teki milletvekili seçimlerinde kullandılar. 1 Mart 1935’te toplanan TBMM’ye 18 kadın milletvekili girdiğinde henüz İsviçre, Belçika, Fransa gibi ülkelerin parlamentolarında hiç kadın milletvekili yoktu. 

ULUSLARARASI KADINLAR BİRLİĞİ KONGRESİ

Cumhuriyet hükümeti, Türk Kadınlar Birliği’nin uluslararası toplantılara katılmasını destekledi, bu konuda birliğe gerekli yardımı yaptı.

Türk Kadınlar Birliği, 1926 Paris Kongresi’nde Uluslararası Kadınlar Birliği’ne kabul edildi. 1929’da Berlin’de toplanan 11. Uluslararası Kadınlar Birliği Kongresi’nde Türkiye’yi Türk Kadınlar Birliği adına Eyzayiş Suat temsil etti. Türk Kadınlar Birliği’nin davetiyle Uluslararası Kadınlar Birliği, 12. kongresini 1935’te İstanbul’da toplamaya karar verdi. Bunun nedeni Türkiye’de 1934’te kadınlara siyasal hakların verilmesiydi.

Atatürk, Türk Kadınlar Birliği’nin ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenen bu kongreye büyük önem verdi. Birlik üyelerinin İstanbul’da konaklama, ulaşım, haberleşme gibi tüm ihtiyaçlarını Türk hükümeti karşıladı. Türkiye Cumhuriyeti konsoloslukları kongreye katılacak delegelere ücretsiz vize verdi. (11) Ayrıca hükümet, kongre anısına özel posta pulları (15 çeşit) çıkardı. (12) Gazete ve dergiler “feminizm kongresi” dedikleri kongreye geniş yer ayırdı. 

40 kadar ülkeden 500’e yakın temsilcinin katıldığı 12. Uluslararası Kadınlar Birliği Kongresi, 18-24 Nisan 1935’te İstanbul’da toplandı.

Kongrede, Uluslararası Kadınlar Birliği delegeleri, kadınlara siyasal haklar veren Türkiye’den övgüyle söz ettiler. Mısır Heyeti Başkanı Hoda Şaravi, “Şark’ta kadınlığın kurtuluşunu Atatürk’e borçluyuz” dedi. Türk Kadınlar Birliği Başkanı Latife Bekir ise “Son zamanlara kadar yalnız erkeklere mahsus olan medeni ve siyasal bütün haklardan büyük şefimiz Atatürk sayesinde bugün yararlanan Türk kadınlığı adına söz aldığını” belirtti. Bekir sözlerini, “Türk kız kardeşlerimizin dileklerini yerine getiren dâhi (Atatürk), bizim için yalnız bir vatan kurtarıcısı değil, aynı zamanda Türk kadınının kurtarıcısıdır” diye bitirdi. (13)

1935’te birlik başkanının, “Kadın Birliği ülkülerine kavuşmuştur. Türk kadınlığına bütün haklar tanınmıştır. Bundan sonra Kadın Birliği’ne ihtiyaç yoktur” sözleri ile Türk Kadınlar Birliği kapatıldı. Bu konudaki boşluk Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kadın kolları şubesinin oluşturulmasıyla doldurulmaya çalışıldı. (14)

Türk Kadınlar Birliği, 1949’da yeniden kuruldu. 

***

Atatürk Cumhuriyeti, 10 yıl içinde kadınlara önce medeni, sonra siyasal haklarını verdi. Bu süreçte Türk Kadınlar Birliği, kadın hakları konusunda farkındalık yaratılmasına, kamuoyu oluşmasına katkıda bulundu. Cumhuriyet hükümeti de genelde birliğe destek oldu. Türk kadını haklarını, -o haklar için mücadele eden öncü kadınların hep hatırlanacak çabasıyla birlikte- Atatürk’e ve Cumhuriyet Devrimi’ne borçludur. Bu gerçeği Türk kadın hareketinin öncülerinden Nezihe Muhittin şöyle ifade etmiştir: “Cumhuriyet hükümetimiz bu ihtiyacı hissetmiş ve kadınlara bu hakkı vermiştir. Bu hak, alınmamış verilmiştir.”

Dipnotlar:

  1. TBMM Zabıt Ceridesi, D1, C.14, s. 221-224.
  2. Arı İnan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 Eskişehir-İzmit Konuşmaları, Ankara, 1982, s. 85.
  3. Zafer Toprak, “Türkiye’de Siyaset ve Kadın: Kadınlar Halk Fırkası’ndan ‘Arşıulusal Kadınlar Birliği Kongresi’ne (1923-1935)”, Kadın Araştırmaları Dergisi, Ocak 2012, s. 6.
  4. Toprak, s.8; Aliye Kaçar, Kadınlar Halk Fırkası’ndan Türk kadınlar Birliği’ne Kadın Hareketi ve Basına Yansıması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa, 2020, s. 48,56.
  5. TBMM Zabıt Ceridesi, D.2, C.7,İ.13, s. 540.
  6. TBMM Zabıt Ceridesi, D.2, C.7,İ.13, s. 542- 543.
  7. Ahmet Mumcu, Atatürkçülükte Temel İlkeler, İstanbul, 2000, s. 4.
  8. Toprak, s. 8.
  9. “Kadın Birliği Dün Gazi Hazretlerine Arz-ı Tazimat Etti, Milliyet, 4 Temmuz 1927, s.1.
  10. “Seçilen Belediye Azaları”, Cumhuriyet, 29 Teşrin-i Evvel 1930, s.1.
  11.  BCA, 30.18.01.02.49.79.14.
  12. BCA, 30.18.1.2.52.14.6.
  13. Toprak, s. 11-12.
  14. Toprak, s. 12; Kaçar, s. 124-126; Ayten Sezer Arığ, “Türk Kadınlar Birliği”, https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/

       



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları