Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tahıl
Konya Ovası’nın tahıl ambarı, ülkemizin de tarımda kendi kendine yeten ülke olduğu ilkokullardaki derslerde anlatılırdı bir zamanlar. Son 25 yıldır Ege’de tütün, İç Anadolu’da tahıl, Türkiye’nin birçok yerinde şeker pancarı üretmekten vazgeçildi. Tarımda üretmeyene destek veriliyor artık.
Çok bilinen başka gerçekler de var. Örneğin Türkiye, kendi çiftçisinin ürettiği buğdaya verdiği fiyatın daha fazlasını yurtdışından ithal ettiğine veriyor. Yıllardır, çiftçinin feryadını kimse duymadı. Yurtdışından tarım ürünlerini ülkemize getiren firmalarla iktidarların ilişkileri de pek sorgulanmıyor. Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, bir söyleşimizde, konunun uluslararası boyutuna şöyle dikkat çekti:
“Türkiye ve birçok benzer konumdaki ülke, dünyada az sayıda tarım tekeli firmanın insafına terk edilmiş durumda. Kimse bunları sorgulamıyor. Niye, diye sormuyor.”
Rakamların anlattığı gerçekler çok dramatik. 20 yıllık AKP iktidarının ilk yarısında tarım ürünlerine ilişkin dışarıdan aldığımızdan çok dışarıya sattığımız gerçeği var. Ancak ikinci yarıda tohumdan her türlü tarım ürününe varana kadar yurtdışından alım furyası almış başını gitmiş.
Salgının ardından Ukrayna-Rusya savaşı başlayınca özellikle tahıl konusunda kendi yetersizliklerimizle baş başa kaldık. Ukrayna ve Rusya’dan tüm dünyaya olduğu gibi, Türkiye’ye de tahıl ihracatı durdu. Verim düşüklükleri ortaya çıkarken dünyanın en büyük tüketicisi Çin tahıl stoklamaya başladı. Buğday satan son ülke Hindistan da sonunda ihracata yasak getirdi.
Tarım Bakanı Vahit Kirişçi, “Türkiye’nin buğday sorunu yok. Hasadın başladığı dönemde kıtlıktan bahsetmek akıl kârı değil” diyor.
Ancak BM’den küresel kıtlık uyarıları peş peşe geliyor. İktidar, bu uyarıları bile kötü niyetli olarak değerlendiriyor, bu yönde açıklamalar yapıyor.
İki yıl önce babadan kalma geniş arazide tarım yapmak için doktorluğu bırakıp memleketine giden bir Cumhuriyet okurunun bütün hevesi kırılmış. “Ne oldu” diye sorunca şu karşılığı verdi:
“Bir hevesle girdim bu işe, varımı yoğumu harcadım. Ancak ürettiğim badem ve cevizlerle ancak bir ton gübre alabildiğimi görünce Türkiye’de üretim yapılamayacağını yaşayarak öğrendim. Şimdi bıraktım tarımı, emekli maaşımla geçinmeye çalışıyorum.”
Örnek çok. Erzurum’da hayvan yemi satan bir tacir son bir yılda sattığı yemi bir önceki yılla karşılaştırmış. Yem taciri önceki yılın yüzde 25’i kadar yem satabilmiş son bir yılda.
Sanki bir kısırdöngü içine giriyoruz gibi. Alan yok, satışlar düşüyor, üretim düşüyor, kazanç azalıyor. Kazanç azalınca alım gücü düşüyor, yine üretim azalıyor.
Türkiye, susamı Afrika’dan, mercimeği Kanada’dan almaktan artık vazgeçmeli. Hasadı zor diye susamı ekmiyoruz. Çalışma ve üretme, kendi gereksinimlerimizi karşılayabilme yeteneklerimiz iyice körelmeden yeniden geliştirmeliyiz. Bu kısırdöngüden çıkmanın tam zamanı. Uluslararası tarım tekellerinin şu aşamada söyleyebileceği bir şey yok. Çünkü hiçbir ülkenin tarım ihtiyacını karşılayabilecek durumda değiller.
Kriz fırsata dönüştürülebilir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama