Başlığa bakıp konunun İYİ Parti’yle ilgili olduğunu sanmayın lütfen. Konu İstanbul, konu Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum. Güya iki aday baş başaymış da ilerleyen dönemde yarış daha da kızışacakmış. Son bir haftadır, İstanbul seçimlerinin dengelendiği ancak İmamoğlu lehine dengelendiği haberleri geliyor. Murat Kurum, biraz patinaja düşmüş durumda sanki.

İddia o ki Ekrem İmamoğlu, geçen seçimde yaptığı gibi bu seçimde de sandıklara sıkı sıkıya sahip çıkarsa seçimi alma şansı ciddi ciddi doğdu. Kurum niye patinaja düştü?

Öne çıkarmaya çalıştığı ve İstanbullunun yaşamını kolaylaştıracağını söylediği projelerin tamamını, devlet bütçesiyle yapacağını söylüyor. Yollar, kavşaklarla trafiği rahatlatacak. İyi de 21 yıldır iktidarsınız niye yapmadınız da şimdi vaat ediyorsunuz? İmamoğlu, sadece 4.5 yıldır belediye yönetiyor.

Yurttaşın zihninin altına işlenmeye çalışılan düşünce şu: Sizi depremde ürkütücü bir şekilde ölmekten biz kurtarırız çünkü devlet kaynakları bizde.

1) 6 Şubat’ta gördük, deprem hiçbir ayrım yapmadan insanlarımızı ürkütücü bir şekilde topluca öldürdü. 20 yıldır yönettiğiniz kentlerde yurttaşları kurtaramadınız.

Ayrıca, AKP zengini mutlu azınlığın dışındaki yurttaş kitlesi, yarattığınız bu ekonomik cenderede zaten azar azar ölüyor. Erdoğan’ın emekliler konusundaki itirafı, çaresizliği, yanlışları ortaya koyuyor.

2) İnsanlarımızı korkutucu ölümden nasıl koruyacaksınız? Ev yaparak. Yani? Zeminin üzerine kum, çimento, demir, su karıştır dik binayı olsun sana depreme dayanıklı ev. “O kadar kolay değil” diyeceksiniz. Hayır işte bu kadar kolay. Nereden öğrendik bu kadar kolay olduğunu? 21 yıllık iktidarınızdan, sizden... “Yatay yapılaşma” sözcüklerinin anlamını bile değiştirdiniz. Sizin için yapılaşma bu kadar basit çünkü sonunda rant var.

Bir de Kurum, “Üç beş bin bina yapmamış biri bize akıl veriyor” diye caka satıyor. Siz kaç bina yaptınız, kaç binanın yapımına izin verdiniz? Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay gözlerimizin önünde. 21 yıldır niye yapılanları denetlemediniz? Yetmedi üstüne imar affı çıkardınız. İkincisine hazırlanırken 6 Şubat depremi olmadı mı?

Şimdi çıkmış, İstanbul’da depreme dayanıklı konutları biz yaparız diyorsunuz. İtiraz ediyoruz, yukarıda satırlarda “kolay” dedik ama yapamazsınız. Nereden mi çıkarıyoruz, şuradan: 6 Şubat depreminden sonra vaat ettiğiniz konutları yapamadınız, her şey ortada. Konteyneri bırakın, çadırda yaşayan depremzedeler var. Ve çıkıp şunu söylediniz: Oy vermediniz hizmet gelmedi.

Bütün 6 Şubat depremi mağdurlarını kandırdınız. Bölge halkı yoksul ve mazlum olduğu için sesini çıkarmıyor. Bütün medya gücünüzle, yapılan az sayıda binaları, “bütün depremzedelerin mutlu hali” diye tüm Türkiye’ye dayadınız.

Ayrıca İstanbul’u, depremden koruyamayacağınızın başka gerekçeleri de var. Mesela ekonomi. Genel seçim öncesi uyguladığınız “nas ekonomisi” sayesinde, çalışanlara, emeklilere verdiğiniz maaşların anlamı kalmadı. Ekonominin sizin anladığınız anlamda “toparlanabilmesi” için bile “mutlu azınlığınız” dışındaki yurttaşların çok acılar çekeceği en az bir 3-4 yıla ihtiyaç olduğu söyleniyor.

Hatay’a, Kahramanmaraş’a, Adıyaman’a vaat ettiğiniz binaların ancak yüzde 10’unu tamamlayabildiniz. O zaman hangi parayla İstanbul’u depreme dayanıklı hale getireceksiniz?

Yaklaşımlarınız inandırıcılıktan yoksun, tıkanmış gibisiniz. Ekonominin ayarlarını öyle bozdunuz ki emekliye üç kilo sucuk fiyatı verdiğiniz harçlık da kimsenin işine yaramıyor. Tam bu ortamda İmamoğlu’nun kampanya yürütme gücü ve başarılı iletişimi etkisini göstermeye başlamış gibi.

Yani anlaşılan, şu an birileri için işler iyi gitmiyor. Sonra buyruklar yağıyor: Herkes Kurum’a destek versin...