Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında “Hodri meydan, çık karşıma” diye meydan okudu. CHP lideri Kılıçdaroğlu da hızla yanıt verdi: “İstediğin bir televizyonda çık karşıma.”

Kılıçdaroğlu, birlikte olduğu 6’lı masa nedeniyle daha ileri bir söylemle yanıt vermedi. Ancak verdiği yanıt, adaylıktan geri durmadığını, doğrudan Erdoğan’ı hedef aldığını gösteriyor.

Gelinen aşamadan sonra, “Kim aday” sorusu üzerinden tartışma sürer mi?

Bu sorunun yanıtını arayalım...

Altı lider, yedi kez toplandı. Partiler arasında komisyonlar kurulması ve çalışmalar yapılması kararlaştırıldı. Liderler ve komisyonların çalışması; partilerin yol haritasına ilişkin düşüncelerini, parlamenter sisteme dönüşün ölçütlerini belirleyecek. Partilerin farklı düşüncelerini tek metinde birleştirilecek ve bununla seçmenin karşısına çıkılacak. Bunlar için ciddi bir masa başı çalışması gerekiyor. Partilerin kırmızı çizgileri ortaya çıkacak. Çelişkiler üzerinde uzlaşma aranacak ve ortak metinlere, uygulama yöntemlerine ulaşılacak.

Parti sayısı altı olunca farklı düşünce sayısı da artacak. Uzun, yorucu bir birliktelik arayışı başlamış durumda. Liderlerin önce sistem değişikliğinde, ardından ortak aday konusunda kamuoyuna açık metinlerin altına imzalarını atıp iradelerini koymaları çalışmaları da kolaylaştırıyor. Liderler her görüşmede gündemdeki konuları görüşüyor. Birbirlerini daha yakından tanıyorlar. Aralarında bir diyalog gelişiyor ve hukuk oluşuyor. Bu aynı zamanda altı liderin birbirine güven konusunu da giderebilecek bir süreç olarak görülmeli.

DEVA Partisi lideri Babacan’ın deyimiyle, görüşmeler, parti kadrolarının da birbirini tanımasını ve sorunların nasıl çözüleceğine yönelik altyapı oluşturmasına zemin hazırlıyor.

Bu sürecin başarılı ilerlemesi, doğaldır ki adayın da altı lider arasından çıkması fikrini güçlendirir. Bunca altılı toplantı yapıldı. Bundan sonra en az bu kadar daha yapılması bekleniyor. İkili görüşmeleri de bu sürece kattığımızda liderlerin birbirlerinin hassasiyetlerini öğrenme, birbirlerine güven verme ve birlikte yürüme noktasında önemli aşamayı geride bırakmış olacaklar.

En başta parlamenter sisteme geçme, yol haritasını uygulama ve altı partinin de duyarlılıklarını hesaba katarak bunların yürütülmesi kritik nokta. Seçim öncesi süreci yürüten liderler ve kadroların seçim sonrasında da bir arada olması ve süreci yürütmesi en doğal konu olacaktır. Bu yaklaşım, seçimden başarıyla çıkılması durumunda çıkacak sorunları da en aza indirme anlamında önemli.

6’lı masanın toplantıları ilerleyecek, seçime makul bir süre kala aday açıklanacak. Burada küçük ancak önemli bir ayrıntı var. Parti kulislerinde az sayıda kişinin dikkatini çekiyor. Ama sonuçta etkili kurmaylar bu boyutu vurguluyorlar. O da şu:

Partiler arasındaki çalışmalar hem 6’lı masada hem de komisyonlarda bir aşamaya geldikten sonra dışarıdan bir kişinin aday gösterilmesi bazı sorunları gündeme getirir. Bu 6’lı masaya yedinci ortağı almak gibi bir şey olabilir. Yapılan tüm çalışmalar için dışarıdan gelecek adayın da istekleri olabilir. En küçük istekte bile her şeyi sil baştan başlatmak gerekebilir. Bu da yeni sorunlar çıkarabilir, güvensizlikler oluşabilir. Altı lider hazırladıkları bir uzlaşmayı dışarıdan gelecek bir adayın üstlenmesi yerine her şeye başından beri hâkim birine daha sıcak yaklaşacaktır.

İşte tam bu noktada, her dönemeç dönüldükçe Kılıçdaroğlu’nun adaylığı güçleniyor.

CHP’ye gelince... Kılıçdaroğlu’nun bu aşamadan sonra geri dönüşünün olabileceğine inananlar gittikçe azalıyor.