Devlet işleri

02 Haziran 2023 Cuma

Seçim tamamlandı, AKP kadroları ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ülkeyi 5 yıl daha yönetecek. Uzun bir süreç yaşandı. Muhalefetin 1.5 yıl önceden başladığı 6’lı masa çalışmaları ülke gündemini uzun süre siyasete kilitledi. Seçim yaşandı bitti. Bu Türkiye’nin iç gündemiydi. Türkiye yakıcı dış gündeme dönmek zorunda. Hem ekonomi hem dış politika boyutuyla...

Ekonominin gidişatını Erdoğan da beğenmiyor. Türkiye’nin on yıllardır çıkamadığı, “kabul edilebilir faizle dış borç bul, ülkede yalancı bahar yaşanmasını sağla” mantığı yine uygulamaya konmak üzere. Türkiye’ye borç verecek “yabancılara güven verebileceği” düşünülen Mehmet Şimşek’in yeniden kabineye alınma arayışları bundan. Borsaya yabancı para gelecek. Gelen döviz yalandan da olsa Merkez Bankası’nın ekside olan rezervlerini düzeltecek, ihracatçının ara mal ithal etmek için kullanabileceği ABD Doları ve Avro olacak. Bu çarkı yeniden işletmeye AKP iktidarının da razı olduğu gözleniyor. Türkiye’nin cari açığını kapatması, ara mal ithalatını azaltması yönünde yine kimse kafa yormayacak. Ne de olsa “Küresel ekonomi ile entegre olmuş” durumdayız...

Dış politikanın bölgesel sorunları da köklü. Suriye’den başlayalım. Bütün Arap dünyası, ABD’ye karşın Esad yönetimi ile ilişkilerini bir aşamaya getirdi. Esad, Arap Ligi’ne davet edildi ve katıldı. Türkiye Suriye’nin meşru yönetimiyle öyle bir düşmanlaştı ki geri dönüp durumu toparlaması kolay olmuyor. Seçim sürecinde Rusya’nın arabuluculuğunda yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamamıştı. Esad yönetimi de Türkiye’deki seçimi bekledi doğal olarak. Muhatap belli olduğuna göre daha gerçekçi aşamalara geçilebilir. 2011’de Suriye’ye ABD gözlüğüyle bakan Türkiye, şimdi Rusya gözlüğüyle bakmaya, bu kanaldan işbirliği geliştirmeye çalışıyor. ABD ise Rakka’da YPG ile ortak üs oluşturuyor.

Suriye’nin bir de Türkiye’nin içindeki boyutu var: Göçmenler. Türkiye’nin bu konuyu da Suriye ile birlikte çözmesi gerekiyor. Anlaşılan o ki bu süreç çok sancılı geçecek.

Sancılı geçecek bir diğer konu ise Türkiye’nin ABD ile olan ilişkileri olacak. ABD’de yönetimde bulunan Demokratlar ve Başkan Biden’ın AKP iktidarına sıcak yaklaşmadıkları herkesin bildiği bir gerçek. En azından Demokratlar döneminde Türkiye’yle ilişkilerin net bir şekilde, “al-ver” düzeyinde olacağının işaretini Erdoğan’ı arayan Biden verdi: F-16’lara karşı İsveç’in NATO üyeliği... Gelen işaretler, ABD’nin Suriye’de Türk tezlerine uzak durmayı sürdüreceği yönünde. Oysa iki ülke arasındaki en temel sorun Suriye’deki YPG. En azından Türkiye için bu böyle.

Türkiye’nin Rusya ile ilişkileri her geçen gün boyutlanıyor. Ukrayna, Suriye, Kafkasya ve doğalgaz bunlara örnek verilebilir. Türkiye’nin cari açığının patladığı ve döviz kıtlığı yaşadığı dönemde Rusya ertelenen 20 milyar dolarlık doğalgaz faturasının hemen tahsilini ister mi? Suriye’nin Türkiye ile uzlaşması için Esad yönetimine ne kadar baskı uygular? Bu soruların yanıtları iki ülke arasındaki ilişkilerin toplamında yapılacak müzakerelere bağlı.

Kafkasya, özelde de Karabağ konusuna ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Ermenistan ile Azerbaycan arasında, Paşinyan’ın olumlu yaklaşımı nedeniyle önemli bir noktaya gelinmiş durumda. Ama şöyle bir sorun gözlemleniyor. Oluşacak statünün, “barışın sahibi” kim olacak? Rusya’nın halen Karabağ’da askeri birlikleri bulunuyor ve oluşacak barış konusunda en azından Karabağ Ermenilerinin haklarının garantörü olmak isteyecektir. ABD ve Batı ise “barış”ın tamamen Moskova’nın elinden alınmasını ve kendilerinin kontrolünde gerçekleşmesini sağlamaya çalışıyor. Lavrov’un tepkilerinden Rusya’nın bu konudaki rahatsızlığını görmek olası. Türkiye’nin oluşacak mekanizmaya hızla kendisini dahil etmesi gerekiyor. Ankara ve Bakû bu konuda başarılı olursa 44 gün savaşındaki zaferin diplomasi masasında da karşılığını alması sağlanabilir. Ermenistan artık, Türkiye ve Azerbaycan için düşman olmaktan çıkıp komşu olmalı. Ermeniler kadar Türklerin de buna ihtiyacı var.

Seçim bitti, Türkiye için devlet işlerine dönme zamanı...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Öldüren eğitim 10 Mayıs 2024
AKP hâlâ uyanmadı 3 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları