Siyasetin gündemi “başörtüsüne güvence” ve sansür düzenlemesi. AKP anayasada yapılacak değişikliğin nasıl olacağına henüz karar veremedi, ortağıyla müzakereleri sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukuk dilini, futbol diline çevirerek muhalefete “gol atmaya” çalışıyor.

Sansür düzenlemesi ise TBMM’de protestolar eşliğinde görüşülüyor. Düzenleme yasalaşırsa dünyada bir ilk olacak. Meclis, tanımını yapmadan “yalan haber”i yasaklamış olacak. Bu sosyal medyanın yanı sıra tüm medya kanallarında üretilen haberler için uygulanacak bir baskı aracına dönüşebilir. “Kime göre yalan olduğu” tartışmalı olabilecek birçok haberi yapan gazeteciler için hapis cezası gündeme gelecek. AKP ve MHP’siyle iktidar, “Seçim sürecinde sosyal medya üzerinden kendilerine yönelik operasyon yapılabileceği” beklentisini taşıyor, kendilerince buna önlem alıyorlar. Ancak düzenleme, genişletilebilecek kapsamı açısından büyük riskler taşıyor.

Kılıçdaroğlu’nun “başörtüsü” çıkışı, siyasal olarak “amacına ulaştı” şeklinde değerlendiriliyor. CHP kulislerinde, “Bu aşamadan sonra bir şey yapılması gerekmiyor. Genel başkan, başörtüsü yasağı getirilmeyeceğini, bu konuda bütün tepkileri göze alacağını, böyle bir hedefin olmadığını net olarak ortaya koydu. Parti tabanından bir kesimin tepkisi göze alınarak bu yapılınca, hedeflenen seçmene de gerekli ve yeterli mesaj verilmiş oldu” değerlendirmeleri yapılıyor.

Altılı masanın DEVA Partisi’nin evsahipliğinde 8. toplantıyı ne zaman yapacağı henüz netleşmedi. Ancak partiler arasında oluşturulan komisyonlar çalışıyor. Toplantı gününün belirlenmesi için de liderlerin takviminin ortaklaşması bekleniyor. Bu konuyla partilerin genel sekreterlerinin ilgilenmesi kararlaştırıldı.

Komisyonlarda yapılan tartışmalar liderler düzeyine taşınacak ancak altılı masanın kurmayları yeni döneme ilişkin birtakım senaryoları da tartışıyor.

Bunlardan en önemlisi, seçim öncesinde parti liderlerinin topluma verecekleri garantilere seçim sonrasında hangi pozisyonda sahip çıkacakları konusu. Bu konu ilk olarak her genel başkanın cumhurbaşkanı yardımcısı olması, seçim sonrasında sorumlulukların en üst düzeyde en güçlü şekilde üstlenilmesi şeklinde gündeme geldi.

Kurmaylar yeni bir senaryoyu daha tartışıyor. Buna göre altılı yapının paydaş partilerinin liderleri cumhurbaşkanı ile birlikte oluşturulacak başkanlar kurulunda yer alacak. Bu kurul devletin yönetimine ilişkin kararlar alacak, her parti en üst düzeyde temsil edilecek ve sorumluluk üstlenmiş olacak. Bu kurulda oluşacak uzlaşılar sonucunda geçiş dönemindeki kabinenin de uygulama alanları belirlenmiş olacak. Parti liderleri hem geçiş dönemini hem de Türkiye’nin her alanına ilişkin kararları ortak almış olacak.

Altı partinin kurmayları, senaryolar üzerinde kafa yorarken bir şeye dikkat ediyorlar. Geçmişte olumsuzluklarla özdeşleşmiş koalisyon anılarıyla yeni yapının benzeşmemesi. Bu noktada hantal, çok başlı, yavaş çalışan, hızlı kararların alınamayacağı bir yapı izlenimi verilmek istenmiyor.

Altılı masanın mutfağındaki çalışmalar hızlandı.