Serdar Kızık
Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Vicdan tutulması!..

24 Temmuz 2015 Cuma

Yeniden terör sarmalının girdabına tutulduk.
Gencecik yurttaşlarımızı yitiriyoruz.
Ölüm, yeni aktörleriyle üstümüze geliyor yeniden.
Küresel egemenlerin, yerli aktörlerin sahnesinde ülkemizde kanlı tragedyalarla sarsılıyoruz.
Bir hafta içinde PKK terörüyle Adıyaman’da bir asker öldürüldü, ardından ellerinde oyuncaklarıyla 31 gencimizi katletti IŞİD...
Emperyalizmin yarattığı, ülkeyi yönetenlerin desteklediği, en azından göz yumduğu vahşi örgüt IŞİD, sınır dışında değil artık, ülkenin içinde.
Daha sonra Ceylanpınar’da evlerinde uyuyan polis memuru iki genç, PKK infazında enselerinden kurşunlanarak yaşamları sona erdirildi.
Dün Diyarbakır’da gerçekleştirilen silahlı saldırıda bir trafik polisi öldürüldü..
Ardından Kilis’te bir asker daha..

***

Terörün, onları destekleyenlerin istediği gibi, kâbus senaryoları yine başladı ülkede; kaygı, korku, kuşku, geleceğe güvensizlik...
Bu tablo karşısında kimden gelirse gelsin teröre karşı çıkılması gerekirken, aklı tutulmuş kimilerinin, vicdanları sökülmüş.
Sosyal medyada insanlık dışı yorumlar, değerlendirmeler. “Benim teröristim haklı ve iyi, seninki kötü” yorumları.
Ölümleri kutsuyorlar. Terörü meşrulaştırıyorlar...
Ülkeyi yönetenlerin sözcüsünün, “Suruç katliamında onlar niye yoktu, niye ölmedi?” gibi dikkat çekici demeci, kan dondurucu.
Neden bu sarmaldayız toplum olarak?
Filmi geri saralım.
12 Eylül sürecinden sonra PKK terörü, salt ülkedeki iç dinamiklerin sonucu mu, uluslararası boyutu yok mu?
Emperyalizmin “demokrasi getireceğim” diye işgal ettiği, milyonların ölümüne ve bizim coğrafyamızı da sarsan teröre yol açmalarını göz ardı mı edeceğiz.
Irak’la birlikte Suriye’de din, mezhep ve etnik köken temelli çatışmalar, işlenen cinayetler kimin eseri, kimlerin işine yarıyor?
IŞİD, El Kaide ve benzeri örgütler hangi güçlerin aktörleri?
Küresel güçler yaratmadı mı onları?
Güney sınırımızdaki değişim nasıl sağlandı, “Büyük Kürdistan” ve IŞİD olgusu kendiliğinden mi doğdu?
Küresel güçlerin çıkarlarını görmeden, büyük fotoğrafı algılamadan coğrafyamızdaki terörü ve diğer gelişmeleri açıklamak olası değil...

***

Ülkemizin tüm coğrafyalarında doğaya karşı işlenen terör de durmak bilmiyor.
Tüm canlıların, doğanın, denizlerin, ormanın, dağların, derelerin varlığına yönelik vahşi girişimler, kıyımlar sürüyor.
Son olarak iki gün önce Erzurum’un Uzundere ilçesinde kuşaklardır yaşayan, ülkenin meyve veren tek anıt ağacı katledildi.
Kadınların düğünlerde, sohbetlerde yaşama katılabildiği park ve içindeki anıt ağaç, hükümet konağı yapılacak diye ortadan kaldırıldı.
Memleketini ziyarete giden bir arkadaşım, ağlayarak anlattı bu vahşeti. Onca boş alan dururken ilçenin tek parkına yönelik bu yok etme tavrına, halkın isyan ettiğini söyledi.
Ağacı kestiren AKP’li Belediye Başkanı Halis Özsoy, geçen dönem anıt ağacın önünde poz verirken “Erzurum’da Tortum Şelalesi’nden sonra büyük bir üne sahip olan dut ağacına gözümüz gibi bakıyoruz” demişti oysa.
Şimdi toplantıdalar, telefonlara çıkmıyorlar kaymakamla birlikte.
Kör olmuş gözler, vicdanlar kurumuş...
AKP’nin yanlış dış politikaları, ülkeyi terör sorununun ardından savaş belasına da sürüklüyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları