Perihan Ergun

Gülsen Tuncer’e Saygı ve Sevgiyle

07 Ağustos 2014 Perşembe

Cumhuriyet gazetesinin 13 Temmuz 2014 günlü ‘Pazar Eki’nde Sevgili Gülsen Tuncer’in o huzur verici tebessümlü fotoğrafını görüp röportajını okuduğumda şahsen kişisel ve toplumsal vefasızlığımızın utandırıcı duygularını elimde olmaksızın tekrar yaşadım. Toplumumuzda asker, sivil, tarihi, sosyal, kültürel, sanatsal ve daha birçok konuda yıldızlaşan insanlarımıza borçlu olduğumuzu, onlara yaşarlarken sunmayı bir türlü dile getirememişizdir. Ancak o değerler Hakk’a yürüdüklerinde, o da ancak cenaze törenlerinde dualarla methiyelerimizi utanarak sunmaya çalışırız.
Yaratan’ın armağanlarından biri olduğuna inandığım Gülsen Tuncer’in çalışmalarının bir kısmını bilsem de kendisiyle hiç karşılaşmamıştım. Onu ilk görüşüm zemin ve zamanı uygun olmasa da 12 Eylül askeri darbe ateşinin dumanları içinde tutuklanmış olan bir yakınımın Metris Cezaevi’nin mahkemesindeki duruşmasını izlemeye gittiğim gün olmuştu. O da aynı gündeki Barış Derneği üyeliğinden suçlanarak açılan davanın duruşmasında bulunmak için oradaydı... Üzerinde lacivert, beyaz dantel yakalı sade bir giysiyle incecik, zarif, o ortamda bile çevresindekilere tebessümünü esirgemeyen görüntüsüyle bende hayranlık ve takdir uyandırmıştı. O günden bu yana da özellikle Atatürk Cumhuriyetinin laik, sosyal, demokratik ilkeleriyle geliştirilmiş olan vatandaşlık duygularıyla beraberliğimiz hep devam edegelmiştir.

***

Özetlemeye çalıştığım nedenlerle bir ara kitaplığıma koymak için kendisinden sinema ve tiyatro çalışmalarıyla ilgili bir özgeçmiş istemiştim. İşte o ‘Pazar Eki’ndeki söyleşiyi okuduktan sonra kendisinden ricayla almış olduğum kısa biyografisini tekrar elime aldım. Memleketimizdeki, özellikle de şu siyasi iç karartan, beyin uyuşturan ortam içinde sıkıcı bir yazı yazmaktansa Sevgili Gülsenimi elimden geldiğince kısaltarak anlatma gereğini duydum.
Adana doğumlu Gülsen, ortaöğrenimini İstanbul Kız Lisesi’nde, devamı olan liseyi de Tarhan Koleji’nde tamamlamış. Orada çok değerli aydınlarımız olan Melih Cevdet Anday, Ahmet Kutsi Tecer, Sabahattin Kudret Aksal, Samih Nafiz Tansu ve Yıldız Kenter’den feyz almış. Yükseköğrenimini İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde tamamlamış. Sonra da İstanbul Tepebaşı Belediye Tiyatrosu’nda ve Ankara Çağdaş Sahne’de yöneticilik, 37 filmde yönetmen yardımcılığıyla sinema eğitimini de geliştirmiş. Giderek,1968’de de tiyatro oyunculuğuna profesyonel olarak başlamış. İlk uzman tiyatro oyunculuğu Gülriz Suriri – Engin Cezzar tiyatrosunda “Zilli Zarife,”oyunuyla başlar. O tarihten sonra Kenter, Ulvi Uraz, Levent Kırca, İstanbul Birlik Sahnesi, Nisa Serezli-Tolga Aşkıner, Ankara Çağdaş Sahne, Erkal Yücel Sahnesi, Ali Poyrazoğlu-Korhan Yurtsever Tiyatrosu, Sadri Alışık Çevre Tiyatrosu, Hadi Çaman Yeditepe Oyuncuları, Tiyatro Zeytin Dalı ve Nâzım Oyuncuları. Görüldüğü ve anlaşılacağı gibi bunca usta tiyatro grupları içinde yetişen Gülsen Tuncer’in seçkin ve özenilen tiyatro becerisinin kökeni bunlardır ve o nedenle de bulunmazlarındandır.

***

Sinema ve tiyatro çalışmalarının yanı sıra yurtiçi ve yurtdışında (Alm, Frn, İng, Yun, Avst, Hold, İsviçre) da tek kişilik, metnini kendi hazırladığı okuma oyunları, şiir resitalleri, müzikli gösteriler sunumunu da alkışlar içinde yapmıştır. Bunların dışında 70’li yıllardan bu yana 300’ün üstünde politik, sanatsal, kitlesel, gösterimlerin yönetmenliğini ve sunuculuğunu yapmıştır.
Örneğin; Ada Dostları Derneği’nin başkanlığını yaptığım yıllarda 30 yıla yakın süreyle her yıl Burgaza’da sevdalısı, övüncümüz, öykücümüz Sait Faik Abasıyanık’ın ölüm günü olan, 1954 Mayısı’nın ikinci haftasındaki pazar günlerinde kitlelerin katılımıyla oluşturduğumuz anma günlerinde Sevgili Gülsen Tuncer, eğer İstanbul dışında değilse, kesinlikle toplantımıza katılarak eşsiz sunumuyla katılımcıları aydınlatır, aldığı alkışlarla Uluslararası Mark Twain Derneği’nin onur üyeliğine seçilmiş olan Sait Faik’i gömütünde çiçekler içinde nurlandırırdı. Sayısız izlenimlerimi yer darlığı nedeniyle yazamadığım için üzgünüm.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Torbadan Öcü Çıktı 18 Eylül 2014

Günün Köşe Yazıları