Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Özel-toplumsal kâr çelişkisi
Bir yatırımın, bilançosuna yansıyan mali sonuçları dışında da dışsal etkileri, kâr ve zararları vardır. Yatırımın özel kârlılığı, geçerli muhasebe kurallarına göre, dış etkileri dikkate alınmadan hesaplanan kârdır. Yatırımın toplumsal kârı ise bilançosunda görülmeyen, dışsal olarak yarattığı, kâr veya verdiği zarar da göz önünde tutularak hesaplanmasıdır. Bir iki tür kârlılık arasında, çevreye, diğer işletmelerin kâr veya zararına yaptıkları etki nedeniyle, özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyük farklılık hatta çelişki vardır. Bir yatırımın özel kârlılığı, yarattığı çevre kirliliği, neden olduğu doğa yıkımı, piyasa gücü kullanarak ucuz girdi alımı nedeniyle tedarikçilerin uğradığı gelir kaybı, fiyat yükselişi yaratması ve tüketicilerin refah azalışı dikkate alındığında, toplumsal zarara dönüşebilir.
Özel olarak kârlı gözükmeyen bir yatırım; eğitim olanakları, spor alanları, sanat gösteri salonları, arıtma tesisleri, çevre temizliği, girdi alımlarıyla işletmelerde kapasite kullanım oranının yükselmesiyle sağladığı gelir artışı, tüketicilere görece daha uzun ve kaliteli mal sunumu gibi yarattığı dışsallıklarla, kalıntı değerlerinin yüksekliğiyle toplumsal açıdan çok kârlı olabilir.
Kaz Dağları’nda altın arama, çıkarılma projesi özel girişimci için çok kârlı olabilir; ancak doğayı tahrip, yarattığı çevre kirliliği, yoksun bıraktığı gelirler nedeniyle toplumsal açıdan son derece zararlı bir yatırımdır. Özel-sosyal kârlılık çelişkisinin de somut örneğidir.
Yatırımların yanlış seçilen finansman yöntemi de özel kârlılığı artırırken, topluma gereksiz külfet yüklemektedir. Yap-işlet-devret (YİD) özel, toplumsal yarar çelişkisine örnektir.
“YİD modeli ile toplum, cebinden tek kuruş çıkmadan tesislere, yollara, köprülere, havaalanlarına sahip oluyor” yanılgısını, ayartısını bir yana bırakmak gerekir.
Toplumsal açıdan YİD maliyeti en yüksek finansman yöntemidir. Bu model (built-opera-transfer) BOT İngiltere tarafından XIX. yy’da sömürgeleri sömürme aracı olarak kullanılmıştır.
YİD, girişimci açısından finansman riskleri taşımayan bir yöntemdir. Girişimciye, sermaye maliyetinin çok üstünde kâr garantisi sağlamaktadır. Yatırıma yüksek getiri sağlayacak şekilde geçiş, alım, yolcu, hasta garantisi verilmekte, toplum; gelirden yoksun kaldığı gibi, fiili geçiş, alım, yolcu, hasta bakımı garanti düzeyinin altında kaldığında, aradaki farkı yararlanmasa da ödemek zorunda kalmaktadır. Ayrıca girişimcinin, yüklenicinin kredi sağlamasını kolaylaştırmak için Hazine garantisi verildiğinde, girişimci finansman riskinden kurtulurken, Hazine koşullu olarak yükümlülük altına girmektedir. “Her şey beklendiği gibi geliştiğinde tesis, altyapı bedelsiz toplumun olacaktır” savı da yanıltıcıdır. Aradan 25-49 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra normal teknik, ekonomik ömrü dolmuş tesisi, altyapıyı yenilemek, esaslı tamir bakımını yapmak gerekecektir. Kalıntı değerinin de kârlılığa bir katkısı olmayacaktır. Altyapı, sosyal geliştirme yatırımlarının kamu tarafından uzun süreli kredilerle gerçekleştirilmesi YİD’e göre daha sağlıklı ve ucuz finansman seçeneğidir.
KİT modeli, özel, sosyal kârlılık farklılığını nesnel olarak yansıtır. Kaldı ki KİT’ler hükümetlerin ödemedikleri görev zararları dışında topluca zarar da etmemişler, kârlı olmalarına karşın, mali sonuçları ya bilgi ya iyi niyet eksikliğiyle yanıltıcı şekilde kamuya sunulmuştur. Devletçilik aslında başarılı sonuçları olan sosyal kalkınma projesidir.
Yaşadığımız sosyal ve ekonomik sorunların ağırlaşmasında yanlış kararlar, gösteriş yatırımları, kaynak savurganlığının yanı sıra özelleştirme, KİT’lerin yok edilmesi de etkili olmuştur.
İktisat, kaynakların akılcı, rasyonel kullanılarak toplumsal refahı ençoklama bilimidir. Sosyal amaçlı devletçilik yanı sıra, öncü, girişimci yeteneğine sahip iş insanlarının da sosyal amaçlı yatırım projeleri desteklenerek, özel, sosyal kârlılık çelişkisi giderilerek kalkınma hızlandırılır.
Sorun, tasarruf yetersizliğinden değil, birikimlerin yanlış, keyfi, savurganca toplumsal kârı yüksek yatırımlarla kullanımından kaynaklanmaktadır.
Kamu yararı amaçlayan yetenekli yöneticilerle, mevcut kaynaklar, verimli kullanılarak hatta kaynaklar artırılarak sorunlara çözüm bulunabilir, en azından hafifletilir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı