Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Silkeleme...’
AKP iktidarının, yerel seçimlerde muhalefet partilerinin kazandığı belediyelerin başarılarını önleme merakı, malum, 2014 seçiminden itibaren, 2014, 2019, 20024 seçimlerinde, o yıllardaki adlarıyla DBP, HDP ve DEM’in kazandığı belediye başkanları ve meclis üyelerinin bir kısmı hakkında soruşturmalar açılmış, bazıları tutuklanmıştır. Seçilmiş başkanların yerine -çoğu mülki idare mensupları olmak üzere- kayyumlar atanmıştır.
2024’teki son seçimlerden sonra da hedefe, CHP’li belediyeler konulmuştur. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş hakkında soruşturmalar başlatılmıştır. İstanbul’un Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ise tutuklanıp hapsedilmiş ve görevden alınmıştır. Yerine kayyum atanmıştır.
Bu işlemlerle de yetinilmemiştir. Son seçimi kazanıp görevlerini teslim alan CHP’li belediye başkanlarına, daha önceki dönemden kalan bazı ödemelerin yapılmadığı öne sürülerek belediyelerinin varlıklarına haciz yoluyla el konulması uygulaması başlatılmıştır.
Bu uygulamaların demokrasinin temel ilkelerine tamamen aykırı olduğu bellidir. Bu zaten yıllardan beri, sadece muhalefet partileri tarafından değil, halkımızın da büyük bir çoğunluğu tarafından eleştirilmektedir. O eleştiriler, bir önceki İstanbul seçimlerinin sonuçlarıyla kendini belli etmişti. Son seçimlerde, Türkiye çapında çok belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Bundan sonraki seçimde o durumun daha da belirginleşeceği, deneyimli kamuoyu araştırma kurumlarının anketlerinden anlaşılıyor.
Ama iktidarın, muhalefet partilerinin kazandığı belediyeleri, baskıyla, suçlayarak, görevden alarak, hapis tehdidi altında tutarak, bütçesine darbe vurarak sürdürme merakından bir türlü vazgeçemediği görülüyor. Hatta, gündemindeki en önemli işinin “Suriye sorunu” gibi, tüm dünyayı da meşgul eden bir konu olması gerekirken belediyelerle uğraşmayı, daha öncelikli bir konu haline getirmekten kendini alamıyor.
Erdoğan’ın son defa dünkü gazetelerde manşet olarak yer alan konuşmasında söylediği bir söz var ki ben, bunu -hayli kıdemli bir gazeteci olduğum halde- bir siyasetçinin ağzından galiba ilk defa işitiyorum. Hem de o kelimeyi sosyal güvenlik bakanına talimat verirken kullanmış: “Borçlu belediyeleri biraz daha silkeleyin” demiş.
“Borçlu belediyeler” dediği -ilk harflerinin alfabetik sırasıyla- Adana, Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin Büyükşehir Belediyeleri ile İstanbul belediyelerinden Şişli Belediyesi.
Sosyal güvenlik bakanına verilen bu talimat üzerine de o belediyelerin iştiraklerine haciz koyma işlemleri başlatılmış. Ondan sonra da artık “haciz koyma” makamları tarafından daha da “silkelenecek” o belediyeler...
***
Peki, ülkenin merkezdeki siyasal iktidarın, yerel seçimleri kazanan muhalefet partilerine karşı bu şekilde davranmasının örnekleri, geçmiş dönemlerde var mıydı?
Demokratikleşme sürecine geçtiğimizde yapılan ilk yerel seçimlerde, merkezdeki iktidar partisinin, yerel seçimlerin bazısını muhalefetin kazanması halinde bundan pek hoşlanmadığını gösteren örnekler vardı.
1950’de iktidara geçen parti, Demokrat Parti’ydi. 14 Mayıs 1950’deki genel seçimde, o zamana kadarki iktidar partisi CHP’yi yenmiş, rahat bir çoğunluğa ulaşmıştı. İlk yıllarda fazla bir sorun çıkmadı. Ama 1954’teki yeni seçimden sonra, iktidarla-muhalefet partisi arasında her alanda sorunlar çıktı. Bu yerel seçimlere de yansıdı. 1960-61’deki askeri yönetimden sonra yeni anayasayla başlayan “yeniden demokrasi” döneminde ise merkezi yönetimle yerel yönetimler arasında tartışmalar oldu, bazı seçimlerde de itirazlar ortaya çıktı. Fakat onlar “seçim kuralları” yoluyla, ya da adaletin kararıyla halledilebiliyordu. Ayrıca, o konuda, merkezi ve yerel yönetimler arasındaki ilişkiler, yasalarla düzenlendi. Özellikle vergi gelirlerinin, gerek merkezi hükümet ve yerel yönetimler arasında, gerekse yerel yönetimlerin kendi aralarında paylaşılmasıyla ilgili kurallar oluştu. Onlar yürürlüğe girdikten sonra tartışmalar daha da azaldı. 1990’ların sonlarında ve 2000’lerin başlangıcında ise o dengeler sarsılmaya başladı. Fakat askeri müdahale dönemi hariç, bugünkü gibi “kayyum”lu, “haciz”li, “ceza”lı, “tutuklama”lı, “tehdit”li, “baskılı” olaylar yaşanmadı.
***
Hele, böyle sınır komşularımızda, ülkemizin dış politika ve savunma açısından hayli önemli olayların çıktığı zamanlarda, iktidar partisinin o konulardan da öncelikli saydığı “muhalefetin kazandığı” yerel yönetimlerin çalışmalarını engelleyecek “silkeleme”lerle uğraştığı hiç görülmedi.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- '4 kez makineden geçirdim, dördünde de...'
- 'Esad'ın kara kutuları Kandil Dağı'nda!'
- 'Bu tonu hatırlıyor musunuz?'
- Tartışmaların odağındaki otel hakkında flaş gelişme
- Ünlü iş insanı evinde ölü bulundu!
- İstanbul ve İzmir'de dikkat çeken reklam panoları
- Melih Gökçek'ten AKP'li Tuna'ya ağır salvo!
- Başkent'te 'Korkutata' saltanatı
- CHP'den istifa eden 12 kişi AKP’ye geçti
- 'Bu yazının izahati yoktur!'