Öztin Akgüç

Atatürk Sevgisi!

13 Kasım 2011 Pazar
\n

\n

Halkımızın hem de azımsanmayacak bir bölümünün Atatürk sevgisi, bende kuşku uyandırmıştır. Ülkede Atatürkü bir lider, bir kurtarıcı, bir kumandan, büyük bir devlet adamı olarak gören, seven, inanan bir kesim olduğu gibi, nefret sözcüğü ağır kaçabilir ama en azından sevmeyen, resimlerine, büstlerine, sözlerine dahi tahammül edemeyen bir kesimin olduğu da gerçektir.

\n

Hemen her konuda olduğu gibi, İstanbulun trafik karmaşasında zaman zaman taksi sürücüleri ile Atatürkle ilgili konuşmalar yapmak, onların düşünce ve eğilimlerini öğrenmek olanağı oluyor. Sevgi ve sevgisizliğin bir arada yaşandığı, bana anlatılan iki olayı aktarayım.

\n

Taksi durağımızda Atatürk sevgisinden, Atatürke bağlılığından kuşku duymadığım bir sürücü arkadaş, aslen Orta Anadoluya komşu bir Karadeniz kasabasından, ancak geçen yaza kadar gitmek nasip olmamış, memleketine gittiğinde, ilçeyi tanımaya çalışırken Atatürk Müzesi’ni görmüş. Atatürkün ilçeyi ziyaret ettiğinde kaldığı ev müze haline getirilmiş ve arkadaşın ifadesi ile önüne de bir bekçi dikilmiş.

\n

***

\n

Arkadaş müzeye girmiş, etraf, hatta Atanın yattığı yatağın üstü bile tozla kaplı, yıllardır tozu dahi alınmamış, o tozlu ortamda nefes almakta bile zorlandım, diyor arkadaş. Müzeden çıktıktan sonra bir konuşma sırasında sürücü arkadaş Atatürkün yattığı ev müze yapılmış ama toz-toprak içindediye yakınmış. Biri arkadaşın kulağına Atatürkü burada pek sevmezlerdiye fısıldamış.

\n

Yine bir sürücü arkadaş anlattı. Arabasına sakallı, acayip giysili biri binmiş ve aralarında şöyle bir konuşma geçmiş. Yolcu parmağıyla işaret ederek sormuş:

\n

O ne?

\n

Dikiz aynası.”

\n

Onu değil üstündekini soruyorum.

\n

Atatürkün resmi.

\n

Ne lüzumu var?

\n

Senin adın ne?

\n

Ömer.

\n

Atatürk olmasaydı, seni adın Ömer olamazdı, baban bile belki belli olmazdı.”

\n

Konuşmanın bir tür ağız kavgasına dönüşme üzerine, aracı durdurdum, yolcuya inmesini söyledim, diyor arkadaş.

\n

Evet, Atatürkü ülkede sevmeyenler var. Niçin sevsinler ki?

\n

Atatürk, onları kulluktan, tebaalıktan kurtarıp özgür vatandaş yapmak istemiş; egemenliğin kayıtsız-şartsız onların olmasını amaçlamış; yabancıların buyruğuna girmelerini önlemiş, kanun karşısında eşitliği sağlamaya, imtiyazları ortadan kaldırmaya uğraşmış, itibarlı, onurlu bir ülkenin bireyleri olmalarına çabalamış; bağımsız, kalkınmış bir ülke idealini gerçekleştirmek savaşımı vermiş... Atatürke, cumhuriyetin ilanı, laiklik nedeniyle duyulan tepkiyi, nankörlük olarak nitelendirmek bile hafif kalıyor.

\n

***

\n

Atatürkün açtığı yoldan, getirdiği düzenden yararlanarak günümüzde belli orunlara gelmiş, yaşam düzeyleri yükselmiş, ekonomik güç edinmiş olanlar, vicdanlara da şunu sorgulamalıdırlar. Atatürk ve silah arkadaşları olmasaydı, onların öncülük ettiği milli mücadele yapılmasaydı biz bugün ne olurduksorusunun yanıtını aramalıdırlar. Bırakın o işgal ettikleri mevkileri, taşıdıkları sıfatları, isimleri bile sürücü arkadaşın uyardığı gibi bugünkünden farklı olabilirdi.

\n

Atatürk, Nutuktan da anlaşıldığı gibi, iki tür davranıştan, iki gruptan yakınır. İlki bazı cemaat ve tarikatların dış emperyal güçlerin desteği ile de başlattıkları iç isyanlar, diğeri mütareke basını diye nitelenen basının, fikir adamı ve entel geçinen bazı kişilerin milli mücadeleye ve cumhuriyete karşı tutumları...

\n

***

\n

Aslında aradan birkaç kuşak geçse de cumhuriyet karşıtları bellidir. Emperyal güçlerin yerli uzantıları, sesyayarları, dış güçlerle iç içe girmiş uzaktan kumandalı cemaat ve tarikatlar, cumhuriyet ve laiklik nedeniyle çıkarları azalmış, toplumdaki statüleri bozulmuş kişiler, mütareke basınını aratmayan yazar-çizer takımı, ikinci cumhuriyetçi, liberal aydın gibi sıfatlarla kamuya tanıtılan kişi ve gruplar... Milli mücadele sırasındaki ayrım, sıfatlar değişik de olsa günümüz için de aynen geçerli olmaktadır.

\n

Bir yanda Atatürke minnet duyan, yol gösterici olarak tanıyan, onun idealleri uğrunda yürüme savaşımını veren, Türk bayrağını sallamaktan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyan bir kesim, öte yandan bu yazıda özetlemeye çalışılan karşıt gruplar.

\n

Bence bizim en büyük toplumsal ayıbımız, yüzkaramız Atatürkü Koruma Kanunudur. Atatürkü kanunla korumak, utanç vericidir. Gerçi Atatürk mü yoksa onun büstüne, resmine, eserlerine saldıran meczuplar mı korunuyor? Bu da ayrı bir sorudur.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları