\n

27 Mayıs’tan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) önemli bir çekidüzen verildi. Demokrat Parti döneminde ordunun tepesindeki general ve albayların olağandışı bir sayıya ulaşması ile “hiyerarşi” bozulmuş, “piramit” ters dönmüştü. \n

TSK, tarihte görülmemiş bir biçimde doğrandı, biçildi. Askerler kendi sınıf arkadaşlarına da kıyacak biçimde 6-7 bin subayı bir anda emekliye ayırırken kurunun yanında yaş da yakıldı… Bu olaya kısaca “Eminsu” denildi.\n

Sonrasında orduda yükselmeler, temel kurallara bağlandı. Ağustos aylarında Yüksek Askeri Şûra’da “emeklilikler, terfiler, atamalar” bu kurallara uygun yapılınca, TSK, olması gereken çağdaş “piramidine” kavuştu.\n

***\n

“Ergenekon”, “Balyoz”, “Casusluk” gibi yargılamalarda 21 general, 12 amiral tutuklu subay bulunuyor. 400 kadar tutuklu askerin 263’ü ise muvazzaf subay ve astsubay. \n

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ başta olmak üzere içeri tıkılarak TSK’nin tepesindeki “üçgen” komuta kademesi makaslanarak “piramit” bir “yamuğa” dönüştürüldü.\n

Çarşamba günü, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ağustosta 1 numaralı adayı Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner, tepki olarak istifasını açıkladı. \n

Perşembe günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, genelde ayrı ayrı görüştüğü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile alışılmışın dışında “üçlü doruk” düzenledi.\n

Cuma günü Başbakan bu konuda özetle şöyle dedi:\n

“Komuta kademesine gönderilecek subayımız kalmıyor. Böyle şey olmaz! Bakın şu anda içeride 400’e yakın emekli-muvazzaf subay ve astsubayımız var. Casusluk ve örgüt üyeliği suçlamaları hele hele Genelkurmay Başkanı’nı, kalkar bu şekilde değerlendirirsen, bütün morali altüst eder. O zaman terörle nasıl mücadele edecek bu insanlar?”\n

Anlaşılan Genelkurmay Başkanı, “Yamuk Silahlı Kuvvetleri”ne dönüştürülen TSK’deki rahatsızlıkları dile getirmişti. Bu olay, bana Mustafa Balbay’ı içeriye tıktıran “Genç subaylar rahatsız!” haberini anımsattı. Özel de benzeri rahatsızlıkları dile getirmiş olmalı… Ama o Balbay gibi içeri tıkılmayacak, “Ben bu olayların savcısıyım” diyen Başbakan şimdi nabza göre şerbet verme zorunda kalacaktı.\n

Basında Gölcük Tersane Komutanı Tuğamiral Şevki Şekerefeli’nin yanı sıra başka subayların istifa haberleri de yer alıyor. “Piramit” gereği Deniz Kuvvetleri’nde ancak 2 oramiral bulunması gerekirken, ağustosa kadar Güner’e bir koramiralin vekâlet edeceği bildiriliyor. Cumhuriyet, cuma günü “Oramiral aranıyor” başlığı ile bu vahim duruma en güzel tanıyı koydu!\n

Suriye’den Türkiye’ye sığınanların sayısı 160 bine ulaşıyor. Türkiye sınırına Patriot füzeleri yerleştiriliyor. Rusya, Doğu Akdeniz’de son yılların en kapsamlı deniz tatbikatını yapıyor. İran ile İsrail arasındaki füze tehdit düelloları yoğunlaşıyor. \n

***\n

“Ergenekon”, “Balyoz”, “Casusluk” olayları bahanesi ile TSK’nin YSK’leştirilmesine doğru tanıyı koyalım! AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, cumartesi günü Ankara’da Feto bağlantılı bir toplantıda bakın ne diyor?\n

“Mukaddes bir dava ve onun hamallığını yüklenmiş, insanlık erdeminin farkında olan insanlar var. Burada çile var, burada gurbet var, burada hakikaten zehirle pişmiş aştan yemek ve tatmak var. Ve bütün mal varlığı 26 Türk Lirası’ydı. Sırtını Allah’a dayayan, o büyük kudrete dayayan insanların, kulların önünde eğilmesi bükülmesi söz konusu olamaz. Hasretle hepimiz onunla Türkiye’de kucaklaşmayı özlüyoruz!”\n

Çelik kiminle kucaklaşmak istiyor? 1999’dan bu yana 26 lira ile tedaviye gittiği ABD’de görkemli bir çiftlikte yaşayan Feto Efendi’yle… “Yamuklaşma” olayları Feto’nun dönüşü için önüne serilen “kırmızı halıdan” başka bir şey değildir!

Vatana İhanet!\n

\n

PKK’nin “Dede Hasan” takma adlı “eroin ve silah tüccarı” Ermeni kökenli Aslan Usoyan’ın cenazesi, doğduğu Gürcistan’da gömülmek üzere uçakla Moskova’dan yola çıktı. Gürcüler iniş izni vermeyince, uçak döndü. Usoyan, Moskova’da gömüldü. \n

30 bin kişinin ölümüne neden olan APO’nun “vatan haini” çetesi PKK’nin kurucularından ve kasası olduğu söylenen Sakine Cansız, iki yandaşı kadınla Paris’te öldürüldü. Hükümet, “vatana ihanetten” Interpol aracılığı ile kırmızı bültenle aranan üç maktulenin “insancıl nedenlerle” Türkiye’de gömülmelerine izin verdi!\n

Cenazeler Diyarbakır’a getirildi. “Vatana ihanetten” arananlar “törenle” ve tabutlarının üzerleri “PKK bayrakları” örtülü olarak doğum yerlerinde toprağa verildiler. Törenleri TBMM’de görev yapan bazı BDP milletvekilleri de onurlandırdılar.\n

İstanbul Mısır Çarşısı davası 14 yıldır sürüyor. Sanıklardan Pınar Selek bir süre tutuklanmış, iki kez aklanınca serbest bırakılmıştı. Ancak Strasbourg’da yaşayan Selek, perşembe günü “Devletin hâkimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak” suçundan bu kez “ağırlaştırılmış müebbet” cezasına çarptırıldı.\n

Türkiye’deki hukuksal ve siyasal uygulamalara çelişkili örnek vermek istedik!\n

\n

TTNET Faturaları!\n

\n

TTNET’e elinizi verdiniz mi kolunuzu alamıyorsunuz! (1806003629) numaralı aboneliğimizden ayrıldığımızı, martta bildirdik. Haziran başında, “kesilmiş bağlantı” için mart-nisan-mayıs aylarını kapsayan bir fatura geldi. Derdimizi anlatamayınca 150.87 TL ödemek zorunda bırakıldık. O gün “hattın kesilmesi” için “Yenişehir Telekom’a” yeniden dilekçe verdik.\n

Hat yine kesilmemişti. 12 Aralık’ta yeni bir dilekçeyle durumu bildirdik. 20 Aralık’ta da kesilmediğini anımsatınca 25.88 TL istediler. Ödedik… 27 Aralık’ta da yine kesilmediğini saptadık. Bu kez para istemeyip “hattın kesildiğine” ilişkin bir bilgisayar çıktısı verdiler.\n

Önceki gün postadan 1 Ocak tarihli bir fatura ile “hizmet açma ücreti” olarak 22.98 TL istenmez mi? Yenişehir Telekom’a en az beş kez gidip zemin katı ile 2. kat arasında mekik dokuduk! Cuma günü yeniden gittiğimizde “durumun incelenip bildirileceği, hafta başında yeniden gelmemiz” istendi…\n

Aman okurlar Telekom-TTNET konusunda ipinizi sağlam kazığa değil kazıklara bağlayın, yoksa o kazıklar size fatura olarak geri dönüyor…