Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir Köstebek... Bir Arkeolog...
Bir “köstebeğin” tarihi nasıl aydınlatabileceğini, bırakın aklınızdan geçirmeyi, hiç hayal edebilir misiniz?
Burdur’un Hacılar köyünde 1956 yılında Şevket Çetinkaya tarlasında çalışırken her zaman olduğu gibi, köstebekler bir delikten çıkıp ötekine girerlerdi. Şevket bu duruma alışıktı.
Yine bir gün, telaş içindeki bir köstebek bir delikten çıktı, ötekine yönelirken boynundan garip bir şey düşürdü. Bu durum Şevket’in dikkatini çekti. Nesneyi eline aldığında bunun deniz hayvanı kabukları gibi bir şeyden yapılmış, kolye gibi bir şey olduğunu gördü.
Sonraki yıllarda bu öyküyü bana anlatmayı şöyle sürdürmüştü: “Deliği ellerimle genişletip derinleştirdiğimde bir kadın heykelciği ile testicik parçaları çıktı. Bunları alıp köyün öğretmenine gösterdim!”
Öğretmen de bunları görünce şaşırmış, “Şevket bunlar eski, tarihi şeyler… Ne olduklarını bilmiyorum. Bir bilene soralım” demiş. Yakında, Çivril ilçesinde Beycesultan Höyüğü’nde kazı yapan İngiliz arkeologlara danışmaya gitmişler.
Bu nesneleri gösterdikleri, kazının ve Ankara’daki İngiliz Arkeoloji Enstitüsü’nün başkanı Seton Llyoyd gözlerine inanamamış! Çünkü bu nesneler, avcı ve toplayıcı insanların “paleolitik (yontma taş)” dönemini yaşadıkları mağaradan çıkıp göl, nehir kıyılarında yerleşerek tarımda üretime ve hayvanları evcilleştirmeye geçtikleri “neolitik (cilalı taş)” günlerden kalma imiş…
İşin en önemli yanı o ana kadar Anadolu’da böyle bir yerleşmenin varlığı bilinmiyormuş! Bunun üzerine Llyod, o anda kazısında yardımcısı olan Hollanda kökenli İngiliz arkeolog James Mellaart’a (1925) Türk hükümetinden kazı izni alarak Hacılar’da bilimsel çalışmayı 1957’de başlatmış.
Mellaart, kazı buluntularını “Türkiye’de Hacılar’da ilk kez bir neolitik yerleşmenin varlığı saptandı” içerikli makalesi ile duyurunca, olay arkeoloji dünyasında bomba gibi patlamıştı. Mellaart, Hacılar’da dört yaz boyu sürdürdüğü kazılarında olağanüstü sonuçlara ulaştı.
***
Mellaart bu arada, çevrede de çeşitli yüzey araştırmaları yaptı. Bunlardan en ilginci Konya’nın Çumra ilçesindeki Çatalhöyük’tedir. Hacılar kazısını noktalayan Mellaart 1961’de Çatalhöyük’te kazıya başladı.
Orada bulduğu “ana tanrıça” heykelciği Hacılar “ana tanrıçalarından” 1-2 bin yıl daha yaşlı ve daha görkemlidir. İki leopar-aslan arasında, bir tahtta oturan, topraktan yoğrulmuş ana tanrıça bugün Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin en önemli yapıtı olarak ziyaretçilerin karşısına çıkar.
Mellaart, “Hacılar” ve “Çatalhöyük” buluntuları ile “ana tanrıça kültü kavramının” da kurucusu olarak dünya arkeolojisinde başköşeye otururken ününe ün katar. Ancak, bu ana tanrıça ile aynı alanda bulunan taştan yontulma, cinsel organı yerinde bir leopar-aslan başı tutan “baba tanrıyı” her nedense ihmal eder! Bu parça da aynı müzemizde yan vitrinde sergilenmektedir.
Kuşkusuz Mellaart’ın Çatalhöyük’teki en önemli buluntuları arasında evlerin kerpiç duvarlarında günümüzden 9-10 bin yıl öncelerine giden, çok renkli resimler yer alır. Bu resimler o dönem insanlarının yaşam ve inançlarına ışık tutmaları açısından da önem taşırlar.
***
Bu görkemli işlerin ve makalelerin yanı sıra Mellaart, İngiltere’de yayımlanan “The Illustrated London Nevs” adlı derginin 28 Kasım 1959 tarihli sayısında “Dorak Kraliyet Hazinesi” başlığı altında Türkiye’de bulunan bir hazinenin tanıtımını çizimlerle yapar.
Mellaart’ın öyküsüne göre, 1958’de Ankara’dan İzmir’e trenle giderken aynı vagonda yolculuk yapan Anna Papastrati adlı bir Rum kızla tanışır. Kızın kolunda tarihsel bir bilezik vardır. Mellaart bileziğe ilgi duyduğunda Anna, İzmir Karşıyaka’daki evinde aileden kalma başka mücevherlerin de olduğunu söyler, İngiliz arkeoloğu evine davet eder.
Yanında o gün fotoğraf makinesi olmayan Mellaart, gece kızın evinde kalarak bu parçaların resimlerini çizer ve söz konusu dergide yayımlar. Makale büyük ilgi uyandırır. Ancak 1963’te Milliyet gazetesi, o anda nerede olduğu -hâlâ-bilinmeyen bu “gizemli hazineden” dolayı Mellaart’a karşı bir kampanya başlatır.
Ne var ki Mellaart’ın İzmir’de verdiği adreste, ne öyle bir sokak vardır ne de çevrede öyle bir Rum kızı yaşamıştır. Türk yetkililer bu konuda Mellaart’tan istedikleri aydınlatıcı bilgileri alamayınca, kazı iznini iptal ederler.
***
Eylül 1998’de, “Çatalhöyük Dostları Derneği’nin” kazı alanına düzenlediği bir gezide Mellaart ve eşi Arlette ile tanışmıştım. O gezide gerek Mellaart’tan ve gerek şimdiki kazı başkanı Ian Hodder’dan pek çok şey öğrendim. Mellaart, pazar günü Londra’da öldüğünde, arkasında Anadolu arkeolojisi ve uygarlığı hakkında eğrisiyle doğrusuyla, olumlusuyla olumsuzuyla pek çok bilgi ve soru bıraktı!
Teravih Namazı Kaçtı mı?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, nasıl yurtiçinde ve yurtdışındaki temsilciliklerde 29 Ekim’de törenlerle kutlanırsa, yabancı ülkeler de kendi ulusal günlerini başkent Ankara’da kutlarlar.
Son yıllarda yabancı ülkelerin kutlamalarında “Türkiye’yi bir bakanın temsil etmesine” özen gösteriliyor.
Yazın son kutlaması İsviçre’den ve uzun bir aradan sonra sonbaharda Federal Almanya elçiliklerinde gerçekleşir. 1 Ağustos 1291’de üç “kanton”la kurulan İsviçre devletinin kutlamasına büyükelçi Raimund Kunz bir konuşmayla ev sahipliği yaptı.
Balkonda büyükelçinin yanında duran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da konuşmasında, Türk hükümeti adına iki ülke arasındaki işbirliğini ve dostluğu övdü.
Konuşmalar tamamlandığında saat 20 civarındaydı. Bakan, büyükelçinin elini sıkıp önemli bir işi olduğunu söyledikten sonra oradan ayrılmaya yöneldi. Büyükelçi şaşırmıştı. Balkondaki görevliler araya girip bakanı uyardılar. Ancak ulusal marşlar çalındıktan sonra ayrılabilirdi. Bakan, tekrar yerini aldı. Marşlar söylendi. Bakanın teravih namazına yetişip yetişemediğini öğrenemedik!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!