Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir dev bilgeyi yitirdik...
Prof.
Dr. Mümtaz
Soysal
hakkında en güzel
tanıyı Mustafa
Balbay
“Tek
kişilik
ordu!” başlığı
ile koydu.
Soysal’ı, 1956’da Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (SBF) 1. sınıfta okumaya başladığımda tanımıştım. O da, aynı yıl SBF’ye asistan olmuş, daha sonra yurtdışında doktora çalışmaları yapmış ve 1971’de fakültenin dekanı olmuştu.
Soysal ile yollarımız çeşitli tarihlerde ve değişik ortamlarda kesişti. En yakından tanışmamız, Kurucu Meclis’te 1961 Anayasası’nın hazırlanma sürecinde olmuştu. O, gerek Anayasa Komisyonu’nda ve gerek Genel Kurul’da başroldeydi. Özgürlükçü, demokratik 1961 Anayasası’nın “baş mimarlarından” biriydi. Ben de 1 yıllık gazeteci olarak, Kurucu Meclis’te 1961 Anayasası tartışmalarının tüm sürecini izlerken Soysal ile yakın dostluğumuz başlamıştı.
Aynı dostluk ilişkimiz, siyasal yaşamı boyunca, Dışişleri Bakanlığı sırasında ve sonrasında gazete yazarlığı döneminde pekişti...
Düşünebiliyor musunuz, 29 Mayıs 1960 darbesini yapan askerler yeni anayasanın hazırlanmasında başrolü, henüz profesör olmayan Dr. Soysal’a veriyorlar, buna karşılık 12 Mart Muhtırası darbesinden sonra, 18 Mart 1971’de dekanlığı esnasında, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı’nca gözaltına alınıp tutuklanıyor!
1968’den beri okuttuğu “Anayasa’ya Giriş” ders kitabında “komünizm propagandası” yapmakla suçlanmış, 6 yıl 8 ay ağır hapis, 2 ay 20 gün Kuşadası’nda emniyet gözetimi altında bulundurulmaya ve kamu haklarından sonsuz olarak mahrumiyete mahkûm edilmişti!
Bugün KKTC varsa, Rauf Denktaş’ın yalnızca anayasa değil uluslararası görüşmelerinin baş danışmanıydı. Eğer bugün KKTC varsa, Denktaş’ın yanı sıra, onun katkıları asla unutulamaz...
Babası, donanmada görev yapmış, İstiklal Savaşı Gazisi ve İstiklal Madalyası sahibi idi... Bilge, dürüst, vatansever, “Tek kişilik ordu!” idi... Yeri kolay doldurulamayacak bir aydındı...
Ata ve RTE!
Bugün makam koltuğunda oturduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 81. ölüm yıldönümünde konuşan, AKP Genel Başkanı, Reisi Cumhur Recep Tayyip Erdoğan hazretleri “Ata’yı övdü mü, yerdi mi?” anlayamadık! Sanki O’nu dışlayıp “Ya ya, şa şa, Osmanlı çok yaşa!” der gibi konuştu!
Osmanlı’ya yönelik eleştirilere tepki gösteren Erdoğan, “Son günlerde yine birileri ağızlarına sakız ettiler. Osmanlı’da okuma yazma oranı çok düşükmüş!” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Harf devrimiyle, adeta her şeyin sıfırlandığını eklediğimizde, elbette ülkemiz okuma yazma oranının çok düşük olduğu bir dönem yaşadı ama bunun suçunu Osmanlı’ya yüklemek bir bühtandır!”
İstatistiklere bakalım:
Türkiye İstatistik Yıllığı’na (TİSK) göre Türkiye’de okuryazar oranları şöyleymiş:
1927’de yüzde 10.7,
1936’da yüzde 19.2,
1941’de yüzde 22,
1946’da yüzde 29,
1951’de yüzde 33.6,
1960’ta yüzde 39.5,
2008’de yüzde 85.7.
TİSK’in 2008 verilerine göre, 6 ve üstü yaştaki 64.2 milyon kişilik nüfusun 4.9 milyonu, yaklaşık yüzde 7.7’si, kadınların yüzde 8’i okuma yazma bilmiyor...
AKP Genel Başkanı daha neler söyledi?
“Cumhuriyetimizi, Osmanlı’dan kurtarabildiğimiz miras üzerinde kurduk. O olmasa, kök olmazsa, ağaç olur mu? Olmaz. Onun üzerinde yükseldik. Bu mirasa sadece topraklarımız değil, kurumlarımız da, geleneklerimiz de dahildir.
Gazi Mustafa Kemal, Samsun’a, bir Osmanlı subayı olarak çıkmış, Ankara’daki Meclis’i yine Osmanlı adına faaliyete geçirmiştir. (Pes...) Cumhuriyetin inşası da Osmanlı’dan devralınan mevcut idari sistem üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu hakikatler, apaçık ortadayken sürekli olarak Osmanlı’ya hakareti ve aşağılamayı bir siyaset tarzı haline getirmek ya cehalettir ya gaflettir ya da art niyettir!”
Sizler bu sözlere neler söylersiniz?
Ayrıca şöyle konuştu:
“Bugün Afrika’nın derinliklerinden, Balkanlar’ın uçlarına kadar Osmanlı coğrafyasının neresine giderseniz gidin, derin bir muhabbetle karşılanıyorsanız ortada sıkı sıkıya sahiplenilecek bir miras var demektir.”
Kendisini de Küba’da “muhabbetle karşılayan!” Atatürk büstünden başka şu ülkelerde de Atatürk heykelleri sizi muhabbetle karşılar:
1- Canberra, Avustralya.
2- Be’er Sheva, İsrail.
3- Vellington, Yeni Zellanda.
4- Meksico City, Meksika.
5- Kuşimoto, Japonya.
6- Santiago, Şili.
7- Caracas, Venezüella.
Dünyada başka hangi cumhurbaşkanlarının başka ülkelerde heykelleri var?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!