Özdemir İnce

Yerlilerin gözyaşları 2

15 Aralık 2023 Cuma

Bu yazı daha önce 19 Aralık 2010 günü Hürriyet gazetesinde yayımlanmıştı. Bazı yazılarımı tekrar yayımlamam elbette tembellikten değil. Tam tersine Türkiye’de pek bilinmeyen, pek önemsenmeyen hümanist değerleri yoksul sevmezlerin gözüne sokmak, topuklarına pıtrak yerleştirmek, kısacası uyuşuk ruh ve beyinleri rahatsız etmek. Önden buyurun efendim!

***

Öylesine çok nedeni var ki bu kitap yazısına nereden başlayacağımı bilemedim. Yazarı Bartoloméo de las Casas’tan mı? Tam adı “Yerlilerin Gözyaşları, Yerlilerin Yok Edilişinin Kısa Tarihi” (İmge Kitabevi) olan kitaptan mı? Yoksa, Bartoloméo de las Casas ve Dom Helder Camara’dan, Güney Amerika “Kurtuluş Teolojisi”nden habersiz, bu ülkede sol ilahiyattan (teolojiden) söz eden zevattan mı?

Önümüzdeki günlerde, haftalarda, aylarda Kurtuluş Teolojisi’ne, sol ilahiyat yanılsamasına gelmek için işe yazardan ve kitaptan başlayacağım.

“Latin Amerika’da sömürgeciliğe karşı direnen ilk gerilla önderi Kasik Hatuey, adaya çıkışlarından itibaren İspanyolların eline geçmemeye çalıştı. Çünkü onları tanıyordu ve neler yapabileceklerini biliyordu. Ama sonunda yakalandı ve diri diri yakıldı. Yakılma nedeni, zalim Hıristiyanların eline geçerek işkence ile öldürülmekten kurtulmak için kaçması ve kendini savunmuş olmasıydı. Kazığa bağlandıktan sonra, yanına yaklaşan Aziz Francisco tarikatından bir keşiş, Tanrı’dan ve Hıristiyan inancından bahsettikten sonra, celladın kendisine tanıdığı bu kısa zaman süresi içinde eğer Hıristiyanlığı kabul ederse günahlarından kurtulacağını ve öldükten sonra cennete gidebileceğini söyledi. Hatuey, keşişin söylediklerini dinledikten sonra bir an düşündü ve bütün İspanyolların cennete gidip gitmediğini sordu. Keşiş, ‘Evet, cennetin kapıları iyi İspanyollara açıktır’ dedi. Kasik Hatuey keşişe şu cevabı verdi: ‘O zaman ben cehenneme gideyim, çünkü cennette İspanyollarla karşılaşmak istemiyorum.’ (Kitaptan)

***

“Yerliler, kendilerini katletmeye başlayıncaya kadar İspanyollara hiçbir zarar vermemiştir” diye yazan Bartoloméo de las Casas (Sevilla, 1484-Madrid, 1566) Kristof Kolomb’un ikinci seferine katılan yol arkadaşlarından bir orta halli tüccarın oğludur. Salamanca Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi yaptı. 1502 yılında asker olarak Hispanyola Adası’na gitti. Bazı keşif seferlerine katılan İspanyollar gibi ona da encomedina (üzerinde yaşayan yerlilerle birlikte verilen toprak) verildi. Ve bu süre içinde gerçekleri gördü, toprağı devlete geri verdi. Ardından rahip olup Dominiken tarikatına girdi. Hayatı boyunca yerlilerin köleliğine ve kitle halinde öldürülmelerine karşı çıktı.

İspanyollar gelmeden önce Güney Amerika’da 30 milyon olan yerli nüfus 40 yıl içinde 4 milyona düşmüştü. Yüzlerce yıl önce yaşananları bugün Bartoloméo de las Casas’ın kitaplarından öğreniyoruz. Bu kitaplar yazarlarını da tanımlıyor: Tarihçi, Dominiken rahip, uluslararası hukuk ve insan haklarının ilk savunucusu ve köleciliğe karşı çıkan ilk Avrupalı. 19. yüzyılın başlarından itibaren Simon Bolivar ve bütün devrimciler las Casas’tan etkilendiler. Mayaların torunları, atalarının çektiği acıları insanlığa duyuran las Casas’a saygılarını, Meksika’daki Chiapas eyaletinin başkentine verdikleri San Cristobal las Casas adıyla dile getiriyorlar. Devrimci kiliseden devrimci politikacıya, köylü ve yoksul birliklerinden özgürlük savaşçılarına kadar her hareketin içinde ve önünde Bartoloméo de las Casas vardır.

***

Bizim tarihimizde de abdal, eren, ermiş, evliya, pir olmak üzere nice destansı âlim baba, dede ve veli var. Ama geçmişte ve günümüzde yoksulları, ezilenleri, işçi ve emekli haklarını savunan bir tek din adamı (hoca, imam, ulema) var mı? Bilen varsa haber versin!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları