Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Türkün doğuşu
Felsefeyle ilgili bir yazıda “Gözetilen amaç bir Türk yeniden doğuşunun (rönesansının) gerçekleştirilmesidir” cümlesini okuyunca, yıllardır kafamda gezdirdiğim yazıyı artık yazmam gerektiğini düşündüm.
Rönesans, yeniden doğuş anlamına gelir. Ne ölmüştü de yeniden doğmuştu? Ölmüş Antik Yunan ve Eski Roma yeniden doğmuştu. Antik Yunan ve Eski Roma’yı genç ve yobaz Hıristiyanlık öldürmüştü. Öyle ki bu iki uygarlığın özel isimlerini bile yasaklamıştı. Günümüzde bile yobaz Hıristiyanlar bu adları kullanmazlar, dince yasaktır. Kimi antik heykel başlarının ve büstlerin burunlarının neden kırık olduğunu hiç düşündünüz mü? Fail yobaz Hıristiyanlıktır. Avrupa’da dinde reform olunca yobaz Hıristiyanlığın katı yasakları kalktı ve sanat antik sanatla, düşünce ve felsefe Antik Yunan ve Eski Roma’yla buluştu. Sonuç olarak ölmüş olan(lar) dirildi. Bu ölünün dirilişine, yeniden kullanıma girmesine Rönesans yani Yeniden Doğuş dendi.
Dil dışında Türk kültürü, sanatı, edebiyatı, felsefesi yeniden doğmadı. Yeniden doğsa öldüğü tarihteki varlığıyla “çağdışı” doğardı. Yeni Türkiye, Büyük Selçuklu’nun ve Osmanlı’nın Arap ve Fars dilleriyle çağının çağdaşı ve ulusal olmayan bir anlayışla bilim ve öğretim yapan medreseleri kapattı. Dil ve tarih dışında İslam öncesinin malzemesini de kullanması mümkün değildi.
Türklerin Anadolu’ya yerleşmesinden, Haçlı Seferlerinden itibaren Anadolu’nun adı artık Türkiye’dir, yani Türklerin yaşadığı topraklar. Marco Polo (1254- 1324) gezi kitabında “Turcomanie” eyaletinden söz ederken, burada üç soydan insanların yaşadığını söyler: “İlkin Muhammed’e tapan Turcoman’lar. Basit insanlardır bunlar, kendi dilleri vardır. Hayvancılık yaptıkları için iyi otlakların bulunduğu dağlarda ve yaylalarda otururlar. Turquan adı verilen çok iyi atlar yetişir bu bölgede. Bölgenin öteki sakinleri Ermeniler ve Rumlardır ki karışık olarak kentlerde ve kasabalarda yaşarlar. Ticaret ve sanayi ile geçinirler: Dünyanın en zarif, en güzel halılarını dokurlar. Ayrıca bol miktarda çok çeşitli, çok değişik ve güzel ipek kumaş ve başka şeyler de üretirler. Belli başlı yerleşim yerleri Konya (Conie), Sivas (Savast), Kayseri’dir (Caserie).” (“Livre de Marco Polo”, Livre de Poche, s. 84).
Ama Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devletleri için Türkiye diye bir coğrafya adresi yoktur. Osmanlı için “Etrak-ı biidrak” (İdraksiz Türkler) diye bir insan yığışımı vardır. Kurtuluş Savaşı sırasında kendisinin Türk milletinden olmadığını ileri süren bir Türk, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’na “Biz İslamız, elhamdülillah... O senin dediklerin Haymana’da yaşar” demiştir.
Devrimci Cumhuriyet bu nedenle sıfırdan başladı ve 20. yüzyılın evrensel malzemesine yöneldi. Bu yönelimin ilk hedefi laik devletti ama devleti laikleştirmeden önce öğretim ve yargıyı laikleştirmesi gerekiyordu. Bu nedenle Cumhuriyeti ilan edip Devrim Yasalarını çıkarmakla işe başladı.
Türk, Cumhuriyetin okullarının ve yasalarının ürünüdür. Cumhuriyet, çağının çağdaşı Türkü yaratmaya 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun 3. maddesiyle resmen başlar: “Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur.”
Millet Meclisi, 23 Nisan
1923’te Ankara’da açılmıştı ve bu
tarihten itibaren Ankara Türkiye’nin
fiili başkenti idi ama bu durum
10.Ekim 1923’te kesinleşmiştir.
Bundan sonra yasalar birbirini izler:
1924 Anayasası; Hıyaneti Vataniye
Kanunu; Takriri Sükun Kanunu;
Osmanlı Hükümetinin 16 Mart
1920’den İtibaren Yaptığı Yasal
İşlemlerin Reddi Kanunu; Şeriye ve
Evkaf ve Erkânı Harbiyei Umumiye
Vekâletlerinin İlgasına Dair Kanun;
Tevhidi Tedrisat Kanunu (Öğretim
Birliği Yasası); Hilafetin İlgası ve
Osmanlı Hanedanının Yurtdışına
Çıkarılması Hakkında Kanun; Şeriye
Mahkemelerinin Kaldırılmasına Dair
Kanun; Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin
Kapatılması Kanunu; Şapka Kanunu;
Günün 24 Saate Bölünmesine Dair
Kanun; Türk Harflerinin Kabul ve
Tatbiki Hakkında Kanun; Efendi,
Bey, Paşa gibi Lakap ve Unvanların
Kaldırılmasına Dair Kanun; Bazı
Kisvelerin Giyilmeyeceğine Dair
Kanun; Soyadı Kanunu ve 17 Şubat
1926 tarihli Türk Medeni Kanunu
(Yurttaşlık Yasası) vb...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!