Özdemir İnce

Toplumun milli ve manevi değerleri 2

08 Eylül 2023 Cuma

5 Eylül 2023 günü yayımladığım birinci yazıyı, şimdi okuyacağınız yazıya giriş olarak yazdım. Çünkü Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), ben ve emekli Amiral Türker Ertürk’ün katılımcı olarak konuştuğu, 15.07.2023 günü TELE1’in Hafta Sonu programına üç kez durdurma ve para cezası verdi. Cezanın dayandırıldığı yasa 6112 sayılı kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “Toplumun milli ve manevi değerlerine ... aykırı olamaz” ilkesinin ihlali. 

RTÜK’ün TELE1’i cezalandıran karar metnine göre, yaptığım konuşmanın “toplumun milli ve manevi değerlerine aykırı” saydığı bölümü şöyle: 

“Amiralin de dediği gibi bu ayaklanmayı asker bastırdı. Asker bastırmasaydı... Milli iradenin zaferiymiş. Hayır efendim milli iradenin yok edilmesidir ve tek adam rejiminin efendim yelken açmasıdır okyanusta.

Yahu İslamda başörtüsü diye bir şey yok. 31. ayetin ben bütün dillerdeki karşılığını yazdım. Başlardaki örtü binlerce yıldır Arapların başında olan şey ya. İndir diyor. Göğsü açık çünkü Arap kadınların o sırada göğüslerini falan örtecek bir örtüleri yok. İndir de diyor o görünmesin. Vaziyet bundan ibaret. Bunu şey için söylüyorum, CHP için söylüyorum, diğer muhalefet partileri için söylüyorum. Biraz okusunlar, donanım sağlasınlar ve karşılarına bilgi ile çıkıp ve tarumar etsinler bu zırvalıkları. Bunlar zırva ya Türkiye 2023’te yaşıyor... 4 yaşındaki kızcağızları, çocukcağızları alıp efendim elif üstünde bilmem ne diye zart zurt şeyler, aklı sıra, aklı sıra gelecekteki seçmenlerini devşiriyor o yaşta. Anlatabiliyor muyum bazı sıfatlar kullanmak istiyorum ve o sıfatları kullanmama özgürlüğümü de ilan ediyorum. O sıfatları kullanmayacağım.

Bu kadar budalalık olmaz yahu! Dünyadan haberdar değiller, neler oluyor dünyada, neler oluyor? Peki kadınlar edepsiz diyelim. Erkekler p... mi? (Bu sırada ekranda mayolu, bikinili Arap prensesler ve mayolu erkekler gösterilmekte. Ö. İnce) Peki kadınlar edepsiz. O erkekler, Müslüman erkekler o rezalete nasıl tahammül ediyor? Yani mesele bu, mesele bu kardeşim ülkeye yalan söylüyorlar.” 

Bu sözlerimde, Arap kadın ve erkekleri kınama, ayıplama gibi bir niyet yok. Hedefim, bu görünümdeki kadınlara fahişe, erkeklere de pezevenk muamelesi yapan bizim İslamcılara bir eleştirel soru. Ayrıca bir meslek adı olan “pezevenk” ne zaman müstehcen oldu da “p...” şeklinde yazılıyor? 

İktidar ve medyasının, Fethullah ayaklanmasının halk tarafından ezildiği iddiası gerçeğe aykırıdır: Darbe girişimini Silahlı Kuvvetler bastırmıştır. Gerçek budur! Gerçekle ilgisi olmayan bir yorumdan “milli irade örneği” çıkarmak mümkün değildir. Bu sözlerimin neresi toplumun milli ve manevi değerlerine aykırı? Durum böyleyken RTÜK dayanak bulup göz boyamak için dört sayfalık ilgili ilgisiz referans kaynağı listelemiş. 

RTÜK, anladığım kadarıyla, halkın dini duygu ve inancına aykırı, rencide edici konuşmakla suçluyor beni. Oysa, TELE1’de yaptığım konuşma Cumhuriyet gazetesinde 4 Temmuz 2023 günü yayımlanan “Ürdün prensi evlendi” başlıklı yazımın görüntü (Başları açık, bikinili, dekolte giyimli Müslüman Arap prenseslerin görüntüleri) destekli tekrarıdır. Bu iki yayının da ortak amacı kökten İslamcı çevrelerin düşünceye saygısız zorbalığını ve sıradan bir örtü olan “türban”ı kutsallaştıranların yalanlarını kanıtlamak ve böylece laik ve demokratik Cumhuriyetimizi savunmaktır. Arap ve Müslüman prensesler ve kadınlar istedikleri gibi giyinirler. Saygı duymak gerekir. 

Ama bu kadınların giyinişleri ülkemizdeki kökten İslamcı Cumhuriyet düşmanlarının başta türban olmak üzere kadın giyimiyle iddialarının dinsel dayanağı olmayan bir yalan olduğunu kanıtlamaktadır. Konuşmamda bunu anlatmak istedim. 

Yukarıdaki cümleleri başta TELE1 olmak üzere yıllardır televizyonlarda söylemekteyim. Bu sözleri 2000 yılından bu yana Hürriyet, Aydınlık ve Cumhuriyet gazetelerinde yazdım ve bu yazılar bazı kitaplarımda (Demokrasisiz Demokrasi, Din İman Masa Kasa, Başyücelik Devleti, Ortak Akılsızlık Halleri vb.) da yer aldı. 

Ancak RTÜK tarafından cezalandırılan sözlerim için cumhuriyet savcıları dava açmadı, yargıçlar mahkûm etmedi. Çünkü RTÜK’ün başörtüsü, benim “türban” dediğim “örtü”nün Kuran’da ve hadislerde yeri yoktur. Evrensel siyasal İslam zorbalığının simgesidir. 

İslamdan önce Arabistan çöllerinde her türlü inançtan (Putatapar, Musevi, Hıristiyan vb.), her türlü kökenden (Arap, İsrailli, Filistinli,) erkek, kadın, yaşlı, çocuk bütün insanlar güneşe ve kum fırtınalarına karşı başlarında “hımar” adlı bir örtü taşımaktaydılar. Bu bez parçası kutsal değildi. Nur Suresi 31. ayet, “Başınızdaki hımarın ucunu göğsünüze indirin de memeleriniz örtülsün, görünmesin!” demektedir. Çünkü kadınların başında zaten çöl iklimi yüzünden insanlık kadar eski hımar var. Yani efendim, şimdi “türban”a dönüşen “hımar” kutsal değildir. 

4 yaşındaki kızcağızlar”ın Kuran kurslarında işkence görmesine gelince: Yanlışlığını kanıtlamak için ne anayasaya ne de yasalara gideceğim. Ancak pedagoji dersinden sınıfta kalır. Bu uygulamanın HÜDA PAR’ın programında yer aldığını söyleyeceğim. HÜDA PAR’ın sapkın hayalleri toplumumuzun milli ve manevi değerleri(!) payesi ile taçlandırılamaz. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları