Özdemir İnce

Tanıklı mucizeler

11 Kasım 2022 Cuma

Atatürk öldüğünde iki yaşındaydım ve henüz bir mucizeler evrenin(d)e doğduğumun farkında değildim. Ama birkaç yıl içinde artık ben de yaşayarak tanık olmaya başlayacaktım. 1902 doğumlu babamın harika bir el yazısı vardı, 26 yaşında halk mekteplerinde yeni Türk alfabesini öğrenmişti. 1914 doğumlu annemin okuma yazması yoktu; geceleri yatarken bile başındaki yağlığı çıkarmazdı. Cumhuriyet Devrimlerinin tamamına tanık ve “taraf” olmuşlardı. Cumhuriyet ve devrimleriyle hiçbir sorunları yoktu. Oturduğumuz Mahmudiye Mahallesi’nin, Mersin’in, ailemin iki tarafının yaşadığı Çavuşlu ve Demirışık köylerinin de Cumhuriyet ve devrimleriyle herhangi bir sorunu yoktu. Demirışık’ta hem imam hem muhtar olan dedem Türkçe ezan okurdu.

Cumhuriyeti ve devrimlerini hiçbir devrimle karşılaştırmanın olanağı yoktur. 1917 Ekim Sovyet Devrimi’nin arkasında, Osmanlı’nın “Deli” dediği 1. Petro’nun reform ve devrimleri; adlarını saymakla bitiremeyeceğim bilimciler, yazarlar, sanatçılar, düşünürler vardı. Bunu bilen Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş’tan sonra “Biz Bolşevik olamayız, bizim Maksim Gorki gibi yazarımız yok” demişti. (Bu cümleyi okuduğum kaynağı bulamıyorum.) Sovyet Devrimi’nden önce Çarlık İmparatorluğu’nun anayurdunda her türlü maddi ve düşünsel altyapı vardı. Lenin’in uğraşı uygarlık sorunu değil, rejim sorunuydu. Sovyet Devrimi, Lenin’in dediği gibi, yıktığı yapının tuğlasıyla kendi rejimini kurdu.

Kemalist Devrim, ne 1789 Fransız Devrimi’yle ne Sovyet Devrimi’yle ne Mao’nun Çin Devrimi’yle karşılaştırılabilir. Onlar sadece rejim devrimidir. Yıkılan, çöken devletin yerine yeni bir devlet kurulmamış, köklü toplumsal ve kültürel devrimler söz konusu olmamıştır. Oysa Cumhuriyet ve devrimleri bir tek mucize değil, mucizelerin arı kovanıdır. Devrim fabrikasının bir kapısından Doğu’nun ortaçağı girmiş öteki kapısından yirminci yüzyıl çıkmıştır. Çıkışın yamuk yumuk olduğunu iddia edenlerle tartışmam, kendilerince haklı olabilirler ama kapıdan çıkan şu “toplama” TOGG otomobili değildi.

Benim için anayasanın en önemli maddelerinden biri 174’üncü maddedir:

“Madde 174- Anayasanın hiçbir hükmü Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılap kanunlarını anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, anayasaya aykırı olduğu şekilde anlaşılamaz ve yorumlanamaz:

1- Tevhidi Tedrisat kanunu; 2- Şapka giymek hakkında kanun; 3- Tekke ve Zaviyelerle türbelerin yasaklanmasına ve türbedarlıklar ile birtakım unvanların men ve kaldırılmasına dair kanun; 4- Evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair kanun; 5- Uluslararası sayıların kabulü hakkındaki kanun; 6- Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkındaki kanun; 7- Efendi, bey, paşa gibi lakap ve unvanların kaldırıldığına dair kanun; 8- 2596 sayılı bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun.”

1924-1934 yılları arasında TBMM’nin 10 yılda çıkardığı 8 yasa, 8 toplumsal mucize ve bunların yanı sıra okullar ve üniversite devrimi. Bu mucizeler olmasaydı Türk toplumunun Afganistan’dan farkı olmazdı.

Bunun böyle olduğunu 1943 yılında ilkokula başladığımda gördüm. Sınıfımızda erkekten çok kız öğrenci vardı. Sıralarda birlikte oturuyor, birlikte oyun oynuyorduk. Hiçbir kız öğrenci babası sınıf kapısına dayanıp “Benim kızımı erkeklerle oturtamazsınız” demiyordu. Şimdiki gibi CİMER’e şikâyet etmiyordu. Oruç tutana tutmayana kimse karışmıyordu. İkinci Dünya Savaşı sırasında karneyle satılan ekmeği herkes alıyor, Sümerbank mağazalarında karneyle de olsa basma ve pazen ölçtürebiliyordu.

14 Mayıs 1950 günü seçimi kazanan Demokrat Parti, hükümeti kurdu: İnönü gidip yerine Celal Bayar geldi. Şemsettin Günaltay başbakanlık mührünü Adnan Menderes’e hırgürsüz teslim etti. Ama Demokrat Parti’nin 1946 yılında kurulmasıyla dirilen irtica AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal diliyle bir kez daha saldırıya geçiyor.

Dün bir kez daha 10 Kasım’dı. Önümüzdeki 10 Kasım’da Anıtkabir’de gönülsüz de olsa saf tutamayacaklar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları