Özdemir İnce

Sen halt etmişsin!

21 Haziran 2022 Salı

TDK’ye göre “halt etmek” fiilinin anlamı şöyle: Sıklıkla kullandığımız kalıplaşmış ifadelerden biri olan halt etmek, uygunsuz davranışlarda bulunmak ya da kırıcı konuşmak, densizlik etmek anlamına gelir. Bu açıklama Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecit Tebbun’la (Abdelmadjid Tebboune) ilgili. Anıtkabir’i ziyaret eden bu zat, Anıtkabir Özel Defteri’ne şu zırvaları yazıp altını imzalamış:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yüzüncü (100) yılı eşiğinde ve yıldönümünde ebedi lider, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu - Allah rahmet eylesin, Mustafa Kemal Atatürk yönetiminde çağrıştırdığı mücadele, fedakârlık, bina ve inşanın değerleriyle birlikte Türkiye topraklarında kendisine rahmet diliyor, kardeşim ve dostum Türkiye Cumhurbaşkanı -Allah onu korusun, Recep Tayyip Erdoğan’ın ferasetli liderliğiyle doğru yürüyüşün ve yöntemin süreceğine gönlüm mutmain şekilde şahitlik ediyorum. Allah’tan, kendisine hükümet ve halk olarak Türkiye’nin yönetiminde daha fazla başarı diliyor, tarih boyunca kurulmuş, günümüze uzanan ve yenilenen, barış ve huzur içinde halkların milletlerin ihtişamını koruyacak bir geleceği bekleyen kurulu bir medeniyet olarak ülkeyi daha ileriye götürmesini istiyorum.”

Abdülmecit Tebbun Cezayir’i özgürlüğüne kavuşturan Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN = Front de Libération Nationale) partisinin mensubu hiç de nazik olmayan bu kuraldışı satırları neden yazdı?

Hatırlayalım: 14 Haziran-7 Temmuz 1830 tarihleri arasında Fransa Krallığı’nın Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı Cezayir’i işgal etmiş ve böylece Cezayir’de 300 yıldan fazla süren Osmanlı egemenliği sona ermişti. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra FLN önderliğinde Cezayir ayaklanmış ve Fransızları bozguna uğratmıştı. Daha sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na Asya ve Afrika’daki bazı ülkelerin getirdiği, Cezayir halkına bağımsızlık verilmesi önerisine karşı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyesi olan Türkiye, ABD ile birlikte çekimser oy kullanmış, oylamada Sovyetler Birliği ve Yunanistan ise evet oyu vermişti. Bu da yine bir NATO üyesi ülke olan Yunanistan’ın Kıbrıs sorununda teklifi getiren ülkelerden ve Araplardan destek görmesine zemin hazırlamıştır.

 Aslında ayaklanma sırasında FLN’ye silah yardımı yapan Türkiye bu gizli yardıma karşın Türkiye’nin BM’de milletler Cezayir halkının mücadelesinin Genel Kurul gündemine alınmasına 1955’te olumsuz ve 1958’deki Cezayir’in bağımsızlığına çekimser oy kullanması iki ülke arasında daha sonra yaklaşık 20 yıl sürecek soğukluğa yol açmıştı. Aradan 27 yıl geçtikten sonra 4 Şubat 1985’te Turgut Özal, Cezayir ziyareti sırasında 1958’deki BM kararından dolayı Cezayir’den özür dilemişti.

 Abdülmecit Tebbun acaba bunun intikamını mı almak istedi, karşısında saygı duruşu yaptığı Atatürk’ten? Cezayir bütün Arap ülkeleri gibi laik bir ülke değil, anayasasında devlet dininin İslam olduğu yazar. Başlangıçta FLN Arap milliyetçisi, antikolonyalist, halkçı, sosyalist ama İslamı ulusal bilincin ve Cezayir kimliğinin temeli sayan bir hareketti. O günlerden bugüne köprülerin altından çok sular geçti. Parti hâlâ antikolonyalist ilkelere sahip ama artık yöneticiler iktidara alıştılar ve kadın siyasetlerinin tanıklık ettiği gibi toplumsal planda iyice tutucu (muhazakâr) oldular.

Yani, Abdülmecit Tebbun ile AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın kanka olabileceklerini düşünebiliriz. Adı geçen şahsın Atatürk’e karşı aldığı tavır, devletleri laikleşmeden Arapların çağdaşlaşamayacağını göstermektedir. Yoksa Türkiye’ye geldiği günlerde Atatürk Hava limanını yıktıran R. T. Erdoğan’ın başarılı olmasını Allah’tan dileyebilir miydi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları