Özdemir İnce

R.T. Erdoğan ve din işleri

23 Nisan 2024 Salı

R.T. Erdoğan’ın “İkinci Cumhuriyet Tartışmaları” adlı kitapta yer alan söyleşisini üçüncü ve şimdilik son kez eşeliyoruz:

SORU: “Değişim taleplerini ve ikinci cumhuriyet tanımlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” (s.425)

RTE: Bu özellikleri ile ve radikal değişimcilerin söyleyiş biçimleri ile “değişim” yeni bir din söylemidir. Çünkü insanları kalın çizgilerle en üst belirleyici olarak “değişimden yana olmak” ve “değişime karşı çıkmak - statükoculuk” biçiminde ikiye ayırmaktadır. Oysa biz Müslümanlar için din “İslamdır”. En üst belirleyici İslamın ilkeleridir. Her şey ona göre belirlenir. (s.427)

“Değişim” genellikle “gelişim” ve “ilerleme” anlamında kullanılır. Olumlu bir anlamı vardır. Herhangi bir dinsel söylemle kesinlikle bir ilişkisi yoktur. Değişim ve gelişime karşı olmak kuşkusuz statükoculuktur. Değişim, gelişim ve ilerlemeyi de içerir. R.T. Erdoğan “Oysa biz Müslümanlar için din ‘İslamdır’. En üst belirleyici islamın ilkeleridir. Her şey ona göre belirlenir diyor. “Oysa”  diyerek değişim ve ilerlemeye karşı olduğunu işaret ediyor. Değişim ve gelişime karşı olmasının nedeni Müslüman olmasıymış. En üst belirleyici İslamın ilkeleri yani şeriat imiş. Refah Partisi’nin İstanbul il başkanı dinin din olduğu gün, kitaplaştığı an saatinin durduğunu söylüyor ve ondan medet umuyor.

İslamın dogmatik ilkeleri dünya ile ilgili hiçbir konuda belirleyici değildir ve olamaz. Bunun böyle olduğunu İslamın “nass”ına bağlayarak ve “Faiz sebep, enflasyon sonuç” saplantısıyla ülke ekonomisini tarumar ettiğini anımsayalım. Din, dünya işlerinde din adamlarının, hoca ve üfürükçülerin dışında kullanışlı değildir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 21 Aralık’ta politika faizini 250 baz puan daha artırdı. Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Refah Partisi’nin İstanbul il başkanı Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuç” sözleriyle başlayan faiz indirimlerinin üzerinden aylar geçti. 23 Eylül 2021’de başlayan indirimlerle yüzde 19’dan yüzde 8.5’e kadar düşen faiz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in göreve gelmesinin ardından sert bir politika değişikliği ile son yedi ayda yüzde 42.5’e yükseldi. Ama ekonomi komadan çıkamadı hâlâ. “Ortak Akıl” sanıldığı gibi demokratik akıl değidir; tek adamın, başyücenin aklıdır. Aklını başyüceye veren onu geri almadıkça ülke düştüğü çukurdan kurtulamaz. Müslümanlar için din elbette “İslamdır” ama İslam ülkelerinin oynadığı lig İslam ilkelerinin (dogmalarının) üst belirleyici olamadığının kanıtıdır.

SORU: “Peki son olarak konu dağılacak ama demokrasi ve İslam hukuku noktasında bir şeyler sormak istiyorum. İnsanların benimsedikleri hukuk anlayışını terk etme gibi bir şansları var mı?” (s.431)

RTE: “Biz Türkiyelilere ve insanlığa diyoruz ki bu konuda gerek teorik gerekse pratik referanslarımız sayılamayacak kadar çoktur. Uzun bir süredir Müslümanlar bir fetret devri yaşamışlardı. Bu nedenle Müslümanlar inançlarını, düşüncelerini çağın diline uygun bir söylemle ve çağdaş bir insanın algılayabileceği bir biçimde ortaya koyamamıştır. Buna belki de iç fetretten daha çok dış dayatmalar, tuzaklar, hileler etkili olmuştur. Burada sırf Müslümanlara reva görülenleri hatırlatmak yeterlidir: İstiklal Mahkemeleri vasıtası ile kurulan darağaçlarında kimlerin ve hangi suçlamayla idam edildiğini nasıl izah edecekler.” (s.432)

İlk soruyu yanıtlarken İslamın değişmezliğini savunan R.T. Erdoğan ikinci soruyu yanıtlarken “Uzun bir süredir Müslümanlar bir fetret devri yaşamışlardı. Bu nedenle Müslümanlar inançlarını, düşüncelerini çağın diline uygun bir söylemle ve çağdaş bir insanın algılayabileceği bir biçimde ortaya koyamamıştır” diye hayıflanmaktadır. Yıllardır İslamda Selefi görüşü savunan R.T. Erdoğan aynı anda Selefi anlayışın fetrete yol açtığını söylemektedir. Çok doğal ve çok şaşırtıcı! Çok doğal çünkü bir Selefinin bugünü ve yarını yoktur. Çünkü “dün”ü ezberlemiş, geçmişi kutsallaştırmış ve yaşadığı andan korkup ondan nefret eden Selefi, bir hortlaktır! Çağının çağdaşı olmak için o çağda yaşayacaksın ki kendini çağdaş bir söylemle ve çağdaşlarının anlayabileceği bir dille anlatasın!

“İstiklal Mahkemeleri, kurulan darağaçları ve idamlar” konusundaki suçlamanın cevabı 23 Nisan iradesindedir. Bayramımız kutlu olsun!... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları