Özdemir İnce

Özgür Özel’in mahcubiyeti

21 Kasım 2023 Salı

CHP’nin sekizinci genel başkanı Özgür Özel’in Anıtkabir defterine yazdıklarının bir bölümü bana pek dokunaklı geldi:

“Aziz Atatürk, sayın genel başkanım, 4-5 Kasım tarihlerinde düzenlenen 38. olağan kurultayımızda görev alan parti meclisi ve yüksek disiplin kurulu üyelerimizle birlikte huzurundayız. Cumhuriyetimizin 100. yılında, kurduğunuz ve bizlere emanet ettiğiniz partimizi iktidar yapamamanın mahcubiyeti içindeyiz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılındaki ilk kurultayımız bizlere iki büyük eserinizden biri olan partimizi iktidar yapma görevi verdi. Önce bu görevi yerine getirecek, ardından bizlere vasiyet ettiğiniz diğer büyük eseriniz Türkiye Cumhuriyeti’ni muasır medeniyetler seviyesine çıkaracağız.”

Bu yazıyı yazmamın nedeni yazının şu bölümü: “Cumhuriyetimizin 100. yılında, kurduğunuz ve bizlere emanet ettiğiniz partimizi iktidar yapamamanın mahcubiyeti içindeyiz.”

“Mahcubiyet” bir yana gerçek durum nedir? CHP 1950-2023 tarihleri arasında yapılan hiçbir genel seçimden birinci parti olarak çıkıp tek başına bir hükümet kuramadı. Bu bir gerçek ama 1924 yılına dönersek durumu çok daha iyi anlarız.

Bu ülkede Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) (17 Kasım 1924 - 5 Haziran 1925) ile Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın (SCF) (12 Ağustos 1930 - 17 Kasım 1930) kuruluş nedenleri ve kapatılma gerekçelerini irdelemezsek CHP’nin 1950’den sonra iktidar olamamasının gerekçesini anlayamayız. Cumhuriyet 29 Ekim 1923 günü kurulmuş, TCF ise 17 Kasım 1924’te kurulmuş. İki kuruluş arasında tamı tamına 386 gün var.

Amasya Tamimi ile Kurtuluş Savaşı’nı başlatan beş kişilik kumandan kadrosunun Mustafa Kemal Paşa hariç öteki üyeleri, TCF’nin kurucu ve liderleri arasında yer almıştır: Kâzım Karabekir, Rauf Bey, Refet Paşa ve Ali Fuat Paşa. Bu dört kişinin tamamı Cumhuriyetin ilanına kıskançlık ve megalomani yüzünden karşıdır.

TCF, programındaki “Fırkamız itikad-ı diniyeye ve fıkriyeye hürmetkârdır” (Partimiz, dini düşünce ve inançlara saygılıdır) maddesi gerekçe gösterilerek, Şeyh Sait isyanından sorumlu tutulmuş ve 5 Haziran 1925’te kapatılmıştır. Daha sonra Mustafa Kemal Paşa’ya düzenlenen İzmir suikastı olayında TCF kurucularının bir bölümü yargılanmıştır.

Mustafa Kemal Paşa, Söylev’in son sayfalarında TCF hakkında şunları söyler:

“Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın programı en hain kafaların eseridir. Bu parti, memlekette suikastçıların, gericilerin sığınağı ve ümitlerinin dayanağı oldu. Dış düşmanların, yeni Türk devletini körpe Türk Cumhuriyeti’ni yıkmayı hedef alan planlarının kolaylıkla uygulanmasına yardım etmeye çalıştı. Tarih, (gizli maksatlarla hazırlanmış, genel ve gerici nitelikteki) doğu isyanının sebeplerini inceleyip araştırdığı zaman, onun önemli ve belirli sebepleri arasında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın dini konularda verdiği sözleri, doğuya gönderdiği sorumlu sekreterinin kurduğu örgütü ve yaptığı kışkırtmaları bulacaktır.”

TCF’nin kurulması, kurucuların kıskançlık ve husumeti, halifeliğe bağlılığın yarattığı körlük ve Cumhuriyet düşmanlıkları hiç şaşırtmıyor beni. Beni şaşırtan halkın bu parti ardından kitle halinde koşmasıdır. Halk güya devlet memurlarının kötü davranmasından şikâyetçiymiş. İki yıl önce kul statüsünde olanların bu alınganlıklarına gel de gülme. Bu nazenin halk ekonomik sıkıntıların altında ezilmekten de şikâyetçiymiş. Bu halk bir eli yağda bir eli balda olduğu için mi AKP’ye oy veriyor?

Halkın TCF’nin peşinde koşmasının nedeni ne şudur ne de budur, parti programındaki “Parti, dini düşünce ve inançlara saygılıdır” cümlesidir.

TCF’nin öyküsü trajedi ise 98 gün ömürlü SCF’nin (12.8.1930- 17.10.1930) öyküsü bir komedidir. TCF’nin kapanmasından ve İzmir suikastından sonra yurtdışına kaçan, inlere sığınan kadrosunun Atatürk’ün ölümünden sonra CHP’ye dönüp görev almaları tam anlamıyla rezalettir.

CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel bu iki olguyu düşünerek teselli olabilir. Ancak CHP’nin rakibi hâlâ TCF’dir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları