Özdemir İnce

Orhan Kemal

01 Haziran 2021 Salı

“Böğün” 1 Haziran, “yarın” 2 Haziran... Mehmet Raşit Öğütçü emmimin ölüm günüdür. Benim emmim dünyada Orhan Kemal (15 Eylül 1914 - 2 Haziran 1970) olarak bilinir. Orhan Kemal’i “emmi” olarak atadım kendime. Ben de onun 4 kilo 200 gramlık bir toroman olarak doğan en “güccük” oğlu Işık’ın emmisiyim.

Bu gönüllü akrabalık nereden geliyor bakın: TC Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan Orhan Kemal (2012) adlı kitapta yer alan yazımdan (Cemile’deki Hayatım) aktarıyorum:

“Cemile benim gözlerimi yaşartır, yüreğimi dağlar! Cemile güzel Boşnak yani ‘mâcır’ kızı, işçi Cemile ile fabrika kâtibi Necati’nin aşk öyküsünü anlatır. Mekân Adana Milli Mensucat Fabrikası’dır. Cemile’nin ilk basımı 1952 yılında yapılmıştır. 1952 yılının yazında, cebimde Cemile’nin Varlık baskısı, Mersin’deki Çukurova Sanayi İşletmeleri İplik Fabrikası’na çalışmaya giderdim. On iki saatlik işgünü ve saatte 12.5 kuruş ücretle... Çırçır fabrikaları, iplik ve dokuma fabrikaları benim dünyamın parçalarıdır.

O zamanlar fabrikaya ‘palike’ ya da ‘pavlike’; ‘sendika’ya ‘sandûka’ denirdi. Ve Deveci Çopur Halil sigara değil ‘cuvara’ ya da ‘cüvere’ içerdi.”

Aynı ortamda çalışıp da kendimi Kâtip Necati yerine koymamamın imkânı var mıydı? 15 yaşımdaydım o yaz ve ikinci ekipte “mâcır gızı” gibi kız yoktu.

İhtiyarlık Sigortası Numaram: 418665.

***

14-19 yaş arası hayatımın en berbat dönemidir: Liseyi bitirsem ne olacaktı? Üniversiteyi nasıl okuyacaktım, bir şemsiye, bir valiz alacak paramız yoktu. Karşılığımı Orhan Kemal’in kitaplarında buluyordum. Bulduğum karamsarlık, umutsuzluk değildi, umut ve hüzünlü de olsa neşeydi. Gırgır ve karikatürdü. Orhan Kemal müthiş bir karikatürcüdür. Ne var ki öykücü ve romancı olmayı düşünmüyordum. Orhan Kemal’e hayrandım ama ona tutsak değildim. Büyük yazarlar okurlarını başka büyük yazarlara gönderir. Orhan Kemal beni Sabahattin Ali’ye, Sait Faik’e, Tolstoy, Gogol, Dostoyevski, Stendhal, Zola, Unamuno, Charles Morgan ve öteki büyüklere gönderdi. Dünyanın büyük yazarlarını okurken Orhan Kemal’i beğenmez olmadım, aksine daha çok sevdim.

***

“Bir  eşleştiri yapacak olursam, Orhan Kemal bizim Maksim Gorki’miz, İgnozio Silone’miz, Emile Zola’mızdır.

Buna karşın kimileri Orhan Kemal’in, Zola, Gorki ve Silone’nin kendi ülkelerinde sahip oldukları edebi makama sahip olmadığını ileri sürebilir. Yazınsal itibar ne işe yarar, nereden kaynaklanır ve etkinlik alanı nedir? Sanıldığı gibi çok okunmanın, okur nezdinde amigo sahibi olmanın yazınsal saygınlıkla hiçbir ilişkisi yoktur. Bu alanda, kişisel böbürlenmelere icazet veren, ‘Renkler ve zevkler tartışılmaz’ safsatası da geçerli değildir. Makine yağıyla sütü karıştırıp içeni ya da uyumsuz renkleri bir araya getiren hödük bulamaççıyı ‘zevk sahibi’ mi sayacağız?

O misal, ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’, ‘Eskici ve Oğulları’, ‘Cemile’ ve ‘Murtaza’nın yazınsal varlığından habersiz Âdem’e tanrılar bile yardımcı olamaz.

Gerçek yazarlar konusunda ‘Unutulmak’ fiili geçersizdir. Onlar ‘Var’dır. Öylesine vardırlar ki bütün moda yazarların yok oluşlarını görürler.” (Hürriyet Pazar, 19 Mayıs 2002)

Orhan Kemal bu durumun çok taze örneğidir.

***

4 kilo 200 gramlık bir toroman olarak doğan en “güccük” oğul Işık’ın babasının kitaplarının bütün dünya dillerine tercüme edilmemesine bozulduğunu çok iyi biliyorum. Bir “hayırlı evlat” olarak bozuk çalmasını haklı buluyorum. Halkı buluyorum da nafile bir haklılık. Önemli olan kendi halkının dilinde şöyle bir şey yazmaktır:

 “Birlikte merdivenleri çıkarlarken ağa birden durdu, peşi sıra gelmekte olan kâtibe, ‘Gözlerine barnaklarımı dahtığım gibi ikiciğini birden alırım kosnük!’ dedi, ‘palikemi mi yakdıracan? Ne dimeye söylemiyon palike içinde cuvara içmenin yassah olduğunu?” (*)

 Okuduğunuz satırları İstanbul Türkçesine çevirin, elinizde mısırın koçanı kalır emmi oğlu! Yerel şiveyi atlayın, bu cümlenin söylendiği anın yer aldığı sayfayı bulup okuyun, Ağa’nın ne denli bir “p......k” olduğunu görürsünüz! “P......k” sıfatını özellikle yazdım. Sözcük gücünü göstermek için!

 Orhan Kemal Emmim’in, “Hayırlı oğul”u Toroman Işık Öğütçü’nün derlediği bir kitabı yayımlandı: Eşe Dosta Selam  (Everest Yayınları). Güzin Dino, Orhan Kemal’e yazdığı mektuplarda kitaplarını çevirmenin zorluğunu anlatıyor.

***

Not: Herkül Millas’ın romanına (Aile Mezarı) Orhan Kemal Ödülü’nü vermişler. Aferin!

 (*) Cemile , Epsilon Yayıncılık. S.16



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları