Özdemir İnce

Necati Doğru’nun bir yazısı

16 Kasım 2021 Salı

Türkiye her yıl giderek kuraklaşmakta. Eski Türkiye’de(!) yağmur ve kar bu kadar kıt değildi. İklim bilginleri, hava sıcaklığının yükselmesi yüzünden önümüzdeki 50 yıldan itibaren kutup buzullarının eriyeceğini ve denizlerin yükselip kıyı kentlerini yutacağını söyleyip yazıyorlar. Aynı bilginler iklim değişikliği ve kuraklık yüzünden su kıtlığı yaşanacağını ve yerkürenin bir bölümünün çölleşeceğini açıklıyorlar. Türkiye de çölleşecek topraklar arasındaymış.

 Zaten kuraklık ve hoyratça, bilgisizce su kullanımından dolayı ülkemizin bazı gölleri kurumakta. Ülkenin geri kalanı yağmur ve kar hasreti çekerken Karadeniz Bölgesi sular altında boğulmakta. Ben de aklım havalarda olmadığı için bu durumdan kaygılanmaktayım.

Birkaç yıl önce ve yıllar sonra dedem Kör İbram’ın Toroslar’daki dağ köyüne (Demirışık, Mersin) gittiğimde köyün tek çeşmesinin kuruduğunu öğrenmiştim. Bu nedenle ahali köyü terk etmiş, birkaç kilometre beride yeni bir köy kurmuştu. Köyde birkaç aile kalmıştı. Fındıkpınarı Yaylası ile köy arasındaki bölgede birçok kazılmış çukur görmüştüm. Çukurlar plastik örtüyle kaplanmıştı. Kar ve yağmur suyu biriktirmek içinmiş. Çevrede işe yarar akarsu olmadığı için çukurlarda biriken suları tarımda kullanıyorlarmış.

Bu örnekten esinlenerek Karadeniz’in taşkın sularını Orta Anadolu’ya yönlendirmek mümkün mü diye hayal kurmaya başlamıştım. Necati Doğru kardeşimin “Rant projesi değil can suyu!” (Sözcü, 6.11.2021) başlıklı yazısından onun da bu konuyla ilgilendiğini öğrendim. İktidar “bir rant projesi olan Kanal İstanbul”u gerçekleştirmek için harıl harıl çalışırken, okurları boşa akan nehir sularını göllere kavuşturacak “bir can suyu projesi” önermekteymiş.

 Mehmet Ali Akalın adlı bir okurun önerisi şöyle: “Sayın Necati Doğru, Anadolu’nun 186 milyar metreküp su potansiyeli var. Bunun sadece 52 milyar metreküpü içme suyu olarak kullanılıyor. Türkiye’de bir havzadan diğerine, havzalar arası aktarılan su 2.5 milyar metreküp. GAP’ın 56 milyar metreküp suyu Suriye ve Irak’a akıyor. Karadeniz’e 8 milyar metreküp, Akdeniz’e 18 milyar metreküp, Hazar Denizi’ne 4 milyar metreküp su boşa akıyor. Sular boşa akmayabilir, göller bugün kurumayabilirdi. Güneş, rüzgâr, hidrolik enerjisini kullanıp enerjide dışa bağımlılığı en aza indirerek, Anadolu’nun boşa akan sularını pompalar ile kuruyan göllere akıtabilecek bir planlama yapılabilirdi. GAP’ın sularını Kızılırmak üzerinden Konya Ovası’na akıtabilirdik. Konya toprağında obrukları doldurup yeraltı suyunun vahşice kullanımını önleyebilir, az suyla yetinebilen tarımsal üretim deseni yaratabilirdik. Türkiye, susuz dünyanın su zengini ülkesi olabilirdi.”

***

İkinci mektubu Trabzon’dan Metin Tosun göndermiş:

 “Sayın Necati Doğru. Su ile ilgili yazınızı dikkatli bir şekilde okudum. Kaleminize sağlık. Ben 12 yıl önce başbakana bu konuda mektup göndermiştim.

Ayrıca Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs’e konuyu TBMM’de gündeme getirmesini de rica ettim. Özeti: Kuruyan ve kurumakta olan göl ve göletlere boşa akan nehirlerimizden boru hatları ile su naklinin yapılmasıdır. Bu proje Kanal İstanbul projesinden çok daha önemlidir. Bu proje ile ülkemizin gelecek 200 yılı kurtulur. Sizden gazete yazarı olarak ricam bu konuyu devamlı gündemde tutmanızdır. Ben beklerdim ki muhalefet Kanal İstanbul’a karşı bu projeyle halkın önüne çıksın. Gündeme getirseydi halktan büyük destek alırdı.”

***

Necati Doğru kendisine gelen iletilerden dördünü yazısına aktarmış. Bunlardan ikisini okudunuz. Öteki iki iletide de İstanbul Kanalı fantezisine karşı çok gerçekçi ve yararlı öneriler yapıyorlar.

Necati Doğru’nun yazısı şöyle bitiyor:

“Kanal İstanbul.

Rant projesi.

Göle can suyu projesi.

Hayat projesi.

Halk rant projesi değil, hayat projesi istiyor. İktidar rantkolik oldu. Kanal İstanbul’u takıntı yaptı. Halk muhalefete sesleniyor. Anadolu ‘su boru hatlarıyla’ suyunu boşa değil, kuruyan göllere akıtan ülke olmalıydı. Mektuplardan anlaşılıyor ki halk ‘Su akar, Türk bakar’ atasözünü terse çevirecek projeler bekliyor.”

***

AKP Genel Başkanı geçenlerde 404 millet bahçesi yaptırmayı planladıklarını muştuladı. Bu, doğaya karşı sevgi yoksunu kadronun üretime ve istihdama katkıda bulunmayan, artı değer yaratmayan cafcaflı proje merakından biri. Ülkenin ve yoksul halkın İstanbul Kanalı’na, millet bahçelerine gereksinimi yok. Gerekli olan, sanayi ve tarımında üretim, işsize iş!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları