Bu yazı, çürümüş bir azı dişi gibi beynimde zonklamaktaydı. 7 Ağustos 2023 gecesi Halk TV’de bakmakta olduğum bir tartışma programında Gelecek Partili bir yönetici, “muhafazakâr seçmenin CHP alerjisi”nden söz edince o dişi çekmeye karar verdim. Bereket versin yazar Necdet Saraç, “CHP alerjisi Cumhuriyet alerjisidir” dedi de biraz ferahladım ve 8 Ağustos 2023 günü yayımlanan “İkinci pişmanlığım” adlı yazımın son cümlesini mırıldandım: “Şu muhafazakârlara bağlı eşek bile güvenilmiyor!”

İYİ Parti’nin nedensiz kostaklanması bu yazıda başka bir planda yer alacak. Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi, CHP listesinde yer aldıkları için milletvekili seçiminde ne kadar oy aldığını bilemeyiz. Ancak bir yerde bir hesaplama gördüm. Bana inandırıcı geldi. CHP 2018 seçiminde yüzde 22.3 oranında, 2023 seçiminde ise 25.3 oy almış. Yani CHP’nin oyu yüzde 2.7 artmış. CHP’ye doğrudan gelen oy varsa bunu hesap dışı tutarak CHP listesinde yer alan Saadet, Demokrat, DEVA ve Gelecek partilerinin büyük katkısının yüzde 2.7 olduğunu söyleyebiliriz. Buna karşılık Demokrat Parti 10, DEVA 13, Gelecek 10 milletvekili çıkarmış. Bu hesaba göre kimilerinin enayi sıfatıya taltif edeceği Cumhuriyet ve demokrasi âşığı CHP’nin önünde saygıyla eğiliyorum ve “mayın katırı” Kemal Kılıçdaroğlu’nu saygıyla selamlıyorum. Niyetim hayvan pazarı pazarlığı yapmak değil. Şu alerji sözcüğüyle hesaplaşmak. Alerjinin hastalıkla ilgili anlamı: Alerji, bir kişinin herhangi bir alerjen maddeye karşı gösterdiği aşırı vücut reaksiyonu olarak adlandırılmaktadır.

Gelecek Partili zatın kullanımını bu bağlamda değerlendirebiliriz. O, yan anlamlarında, olumsuz tepki anlamında kullanmakta: Nefret, düşmanca duygu ve düşünce. Fransızca açıklamasından çeviriyorum: “Birine ve bir şeye katlanamamak, içgüdüsel düşmanlık.” O alerjiyi “içgüdüsel düşmanlık” anlamında kullanıyor. İçgüdüsel düşmanlığın mantıklı bir açıklaması yoktur.

Ruhbilim terimi olarak anlamı: Canlıları, araya akıl ve düşünce, bilinç girmeksizin, kendilerine yararlı ya da gerekli birtakım eylemlere yönelten doğal duygu. İnsiyak.

Felsefe terimi olarak anlamı: Bir hayvan türünün bütün bireylerine kalıtım yoluyla geçen ve yaşamın korunmasına yarayan bilinçsiz eylem ve davranış biçimi.

Gelecek Partisi yöneticisi “alerjiyi”, “içgüdüsel ve kalıtımsal düşmanlık” anlamında kullanıyor. Bu anlamda CHP düşmanlığı, bizzat kendisinde, partisinin yöneticilerinde, AKP’de, MHP’de, İYİ Parti’de, Gelecek ve DEVA partilerinde, İslamcı yobazlarda, muhafazakârlarda geleneksel olarak vardır. Kökü ta Batılılaşma hareketine, Hıristiyan ve Musevi, dahası başka din mensuplarına karşı düşmanlığa kadar gider ve buradan beslenir.

Daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum ve CHP dışında kalan beş partiye soruyorum: CHP’nin yanına gitmeden sizin de içinizde taşıdığınız bu alerjinin partinize oy veren kişilerde en ilkel haliyle yaşadığını bilmiyor muydunuz? CHP sizi yanına davet ettiyse ona bu alerjiden söz edip ortaklığın mümkün olamayacağını neden söylemediniz? Ben siz yöneticilerin bu saplantıdan kurtulabileceğinizi düşünerek ahmakça mutlu olmuştum. Yanılmışım, kendimden özür dilerim!

Size oy veren seçmenlerin bu ilkel içgüdüden kurtulamayacağını kesinlikle anladığınız zaman, neden ittifakta kaldınız? Buna ahlaksızlık denmez mi, buna CHP’yi kazıklamak denmez mi? Denir bayanlar ve baylar, denir ki nasıl denir.

Bu nedenle tarihin size vereceği sıfatları şimdiden tahmin edebilirsiniz. Çok yazık, çok yazık! Size değil, sizin yüzünüzden kaçan tarihsel fırsat için.

Daha fazla ayrıntıya girmek bu gazete sütununun yeri değil. Ama bitirmeden bir soru soracağım: Beş parti başkanının, bu yetmiyormuş gibi Ankara ve İstanbul belediye başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olmalarının inandırıcı bir anlamı var mı? Eğer genel başkanlar, seçimden önce böyle bir görev ve sıfatı ısrarla istedilerse buna “Mal bulmuş Mağribilik!” denir. Eğer bu görevleri Kılıçdaroğlu ikram ettiyse bu ikramı geri çevirecek kadar neden yüce gönüllü olamadınız?

Yitirilen iki seçimde de CHP ve “mayın katırı” yaptığınız Kemal Kılıçdaroğlu’nun hiçbir suçu yoktur. Kusurları, sizlerin cumhuriyetçi, laik ve demokrat olacağınızı sanmalarıdır. Tıpkı ben salak gibi!