Özdemir İnce

Meteoroloji ve keçi kuyruğu

15 Mart 2022 Salı

10 Mart 2022 günü saat sabahın yedisi, perşembe... Yazı masamdan bakıyorum, karşı evlerin damları görünüyor, hepsi kar beyazı. Kar “Elif, Elif!”(1) diye diye yağmakta ve terasın duvarı üzerinde birkaç martı dolaşmakta... Dün (9 Mart Çarşamba), meteorolojinin tahminlerine dayanarak okullar pazartesiye kadar tatil edildi. Televizyonun dediğine göre İstanbul Valisi, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı’nı davet ederek birlikte kriz toplantısı yapmış. İBB Başkanı da toplantı düzenleyerek alınan önlemleri açıkladı. 

Pencereden bakarken bunları düşündüm ve meteorolojinin tahminlerine güvenip uyarak gereken önlemleri alan yetkili ve sorumlulara “Aferin!” dedim, alkışlayarak. Ama nedense mel’un aklıma Mersin Lisesi’ndeki (1949-1955) tarih öğretmenimiz Salih (İdikut) Ağa’nın sözleri geldi. Osmanlı paşaları keçi kuyruğuna bakarak hava tahmini yaparlarmış. Bilgisayarın başındayım ya Hacı Google’a “Keçi kuyruğuna bakarak hava tahmini yapmak” diye yazdım. Karşıma Cevat Kulaksız’ın bir yazısı(2) çıkmazmı… Bizim Salih Ağa’nın söyledikleri meğer gene doğruymuş…

 Yazıyı okuyalım ve ardından kıssadan hisse çıkaralım:

Yıl 1839’dur. II. Mahmut ile Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa kuvvetleri arasında meydana gelen ‘Nizip Savaşı’nda Osmanlı ordusuna Hafız Ahmet Paşa komuta etmektedir. Hafız Ahmet Paşa tecrübesizdir ve de komutasındaki generallerden çok, ulemanın düşüncelerine önem vermektedir. Osmanlı ordusunda danışman olarak Prusyalı üç kurmay subay bulunmaktadır.

Bunlardan biri de Moltke’dir. Moltke’ye göre Nizip’te Osmanlı ordusunun önemli birliğini yayalar (piyade) teşkil etmektedir. Erlere çarçabuk bazı şeyler öğretilebilmiştir. Subaylar ise subaylıktan hiçbir şey anlamamaktadırlar.

Mısır kuvvetlerinin başında İbrahim Paşa bulunmaktadır. Onların da durumu pek iyi değildir. Sayı bakımından iki ordu aşağı yukarı eşittir. Nizip alanında bu iki ordu harp kurallarına uygun olarak yerleştirilmiştir.

Prusyalı kurmay subaylar Osmanlı ordusunun Mısırlıları yenecek bir durumda iken hemen muharebeye girişilmesi için Başkomutan Hafız Paşa’ya tavsiyelerde bulunmuşlardır. Ancak ordu içinde bulunan ulema, o gün cuma olduğundan harp yapılmasının şeran caiz olmadığını ileri sürmüşlerdir.

Bir gün sonra Prusyalı subaylar bir gece baskını yapılmasını önermişler. Ulema bu defa da haydut gibi ansızın gece baskını yapılmasının padişah askerlerinin şanına yakışmayacağını bildirmişlerdir. ‘Peki, ne zaman hücum edeceğiz’ sorusuna da. ‘Keçinin kuyruğundan gelecek işareti bekleyeceğiz’ cevabını vermişlerdir. Osmanlı komutanı, yarın yağmur yağıp yağmayacağını bir neferin keçinin kuyruğuna bakarak yağmurun yağacağını veya yağmayacağını söyler. Mareşal Moltke bu cahilce uygulama karşısında şaşar kalır. ‘Keçi kuyruğundan hava raporu alan orduya benim yapacağım bir şey yok’ diyerek hayretini gizleyemez; ümitsizliğe kapıldığı için o yıl ayrılır gider.

(…)

Buna rağmen, Moltke yazdığı anılarına, ‘Benim taarruz planımı müdafaada durdurabilecek bir tek millet vardır, o da Türklerdir’ demiştir.”(3)

***

Mareşal Moltke’nin son cümleyi neden yazdığını şimdi bilemeyiz: Gönül almak mı, yağ çekmek mi yoksa öte dünyaya inanmanın verdiği saçma cesaretin saptanması mı… ben bilemem. Siz ne dersiniz onu da bilemem… Ama son 24 saat içinde, devlet ricalinin meteoroloji bilimine inanıyor olmaları… Bu umut verici! Ne var ki hava durumu konusunda bilime inanan hükümet ve Saray ricalinin başka konularda bilimin kurallarından çok “keçinin kuyruğu”na inanmaları var.

***

Uçuşlara kar engeli:THY, İstanbul’da beklenen kar yağışı nedeniyle İstanbul ve Sabiha Gökçen havalimanlarında 10 Mart’ta sefer iptalleri yapıldığını duyurdu. Buna göre İstanbuI Havalimanı’nda 114’ü iç hat, 71’i dış hat toplam 185 sefer iptal edildi. Sabiha Gökçen’den ise 20 Anadolujet seferi iptal edildi. THY, 11 Mart’ta da İstanbul Havalimanı’ndan 179, Sabiha Gökçen’den de 34 olmak üzere 213 seferini iptal etti…” (DHA)

***

Ne olacak şimdi, iki meydanın işletmecilerine tazminat ödenecek mi, ödenecekse kim ödeyecek? Doğa mı, yoksa kim? Ödenecekse, bana sorarsanız “havaalanı” yerine “Hava Alanı” yaptıran AKP şirketi ödemeli!

Haaa, bir de Zihni Sinir procesi var: Üstü ve pistleri kapalı hava meydanı yaptırmak! 

  

(1) Karacaoğlan’ın şiiri: “İncecikten bir kar yağar/ Tozar Elif, Elif deyi...”

 (2) “Abdülmecit zamanında bazi ilginç olaylar” (Bölüm 4)

(3) Cemal Kutay, Yazılmamış Tarihimiz, Aksoy Yayıncılık s. 230-231-232



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları