Özdemir İnce

‘Laiklik tartışması artık kalmamıştır’

19 Temmuz 2022 Salı

2 Temmuz 2022 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki haberden aktarıyorum:

“Zirve sonrası uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Erdoğan, dün İstanbul’da Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) mezuniyet törenine katıldı. Muhalefeti 6’lı masa üzerinden hedef alan Erdoğan, ‘Onların ne yaptığı ne ettiği bizi pek ırgalamıyor. Ne Kılıçdaroğlu ne Akşener siyaseti hâlâ öğrenmiş değiller’ ifadesini kullandı. Erdoğan, Pınar Gültekin cinayetinde verilen haksız tahrik indirimi sonrası devam eden idam tartışmalarına da değindi. Erdoğan, ‘Adalet Bakanlığımızın yaptığı çalışmada parlamentonun böyle bir karar alması halinde ben onaylarım’ dedi. Erdoğan, İsmailağa cemaati ‘şeyhi’ Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesinde laikliğe uyulmadığı gerekçesiyle Atatürkçü Düşünce Derneği’nin yaptığı suç duyurusuna ilişkin soru üzerine ‘O söylediğiniz derneklerin zaten tarzlarını biliyorsunuz. Bu ülkede artık laiklik tartışması diye bir şey kalmamıştır’ yanıtını verdi.”

***

Aralarında nokta var ama anlamak için o iki cümleyi birbirinden ayıracağız:

“O söylediğiniz derneklerin zaten tarzlarını biliyorsunuz.”

- Atatürkçü Düşünce Derneği ne tarz işler yapıyormuş?

- İsmailağa cemaati “şeyhi” Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesinde laikliğe uyulmadığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuş. Cumhuriyeti ve laiklik ilkesini korumak için bir kez daha girişimde bulunmuş. R. T. Erdoğan, bu girişimlerinden dolayı ADD’ye ve “eski” Cumhuriyeti savunan bütün dernek ve sivil toplum kuruluşlarına karşıdır..

 “Bu ülkede artık laiklik tartışması diye bir şey kalmamıştır”. 

ADD, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun cenazesinde laikliğe uyulmadığı gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunduğuna göre, demek ki laiklik tartışması devam etmektedir. Aynı şekilde ben bu yazıyı yazmak zorunda kaldığım için R. T. Erdoğan ve partisi AKP’nin yarattığı sorun devam etmektedir. Daha da önemlisi: Laiklik ilkesi, anayasanın başlangıç ilkelerinde ve değiştirilmez ikinci maddesinde yer aldığı sürece dünün ve bugünün sanıkları sanık kalmaya devam edecektir.

***

Soruna Erdoğan açısından bakacak olursak: AKP’nin 15 yıl içinde “laiklik karşıtı” eylemleri cezasız kaldığı için “Bu ülkede artık laiklik tartışması diye bir şey kalmamıştır”. Ama ne olmuştur da böyle olmuştur? 

1-18 Kasım 2003-28 Ağustos 2007: A. N. Sezer’in cumhurbaşkanı olduğu ve Erdoğan ile AKP’nin denetlendiği normal dönem.

2- Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olduğu 28 Ağustos 2007-15 Temmuz 2016 (FETÖ darbe girişimi): AKP & FETÖ koalisyonunun yani yürütmenin, yasama (TBMM) ve yargıyı (Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, mahkemeler) işlevsiz hale getirdiği 3 Erk (Kuvvet) dengesine son verdiği dönem.

3- 9 Temmuz 2017 referandum: Anayasanın, yasaların yok sayılmasının doruğa çıktığı yeni bir dönemin başlangıcı.

4- 9 Temmuz 2018 Erdoğan’ın başkanlık dönemi.

5- 17 Mart 2008 tarihinde AKP’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç 30 Temmuz 2008 tarihinde 18.00’de başlayan basın toplantısında AKP’nin kapatılmamasına ancak laiklik karşıtı eylemlere odak olmaktan Hazine yardımının yarısının kesilmesine karar verildiğini açıkladı. Laiklik karşıtı eylemlerin kaynağı olan parti kapatılmadığı için mi, “Bu ülkede artık laiklik tartışması diye bir şey kalmamıştır”?

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından sonra, AKP’nin Atatürk Cumhuriyetini yıkma davasının önü tamamen açıldı ve ohlokrasi (l’ochlocratie) dönemi tam olarak başlamış oldu. Gelecek yazıda ohlokrasi’nin nasıl bir yaratık olduğunu anlatmaya çalışacağım..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları