Özdemir İnce

İkinci Birinci Meclis

12 Ağustos 2022 Cuma

“Kendi kişisel çıkarları için yabancılarla işbirliğine giren ve gücünü halktan almayan küçük bir azınlığın dışındaki tüm güçler; Aralarındaki Etnik, Dini ve Siyasi ayrımları erteleyerek Ulusal Kuruluş Mücadelesi yolunda birleşmelidir.”

M. Kemal ATATÜRK (İrade-i Milliye, 1921)

***

Tarihçi (Prof. Dr.) Şaduman Halıcı ile sohbet etmekteydik. Bana “altılı masa” hakkında ne düşündüğümü sordu. “İkinci Birinci Meclis” çıktı ağzımdan. O ana kadar hiç düşünmemiştim bunu ama kulağım duydu. Hiç de içi boş bir remil değildi. Altı ayaklı masa, Atatürk’ün “Aralarındaki Etnik, Dini ve Siyasi ayrımları ERTELEYEREK Ulusal Kuruluş Mücadelesi yolunda birleşmelidir” sözlerini doğrular nitelikteydi: 

 - CHP, merkez sol

- İYİ PARTİ, milliyetçi merkez sağ

- SAADET PARTİSİ, dindar muhafazakâr

- DEMOKRAT PARTİ, liberal demokrat merkez sağ

- DEVA PARTİSİ, dindar muhafazakâr

- GELECEK PARTİSİ, dindar muhafazakâr

23 Nisan 1920’de açılan Birinci Büyük Millet Meclisi’nde, Sivas Kongresi’nde karar alındığı için siyasal parti yoktu ama iktidar ve muhalefet  vardı: İttihatçılar (İttihat ve Terakki), İtilafçılar, Bolşevikler, dinci muhafazakârlar, tarikatlar ve şeyhleri gibi çok farklı düşünsel ve inanç tabanının temsilciler vardı.

Birinci Meclis’teki gruplar: İstiklal grubu, Tesanüt grubu, Müdafa-i Hukuk zümresi, Halk zümresi, Islahat grubu.

Bu gruplar arasında yarışma Meclis’te kargaşa yaratınca Mustafa Kemal Paşa duruma müdahale etmiş ve 10 Mayıs 1921 tarihinde Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Grubu’nu kurmuş, bunun üzerine Meclis’teki üyeler üçe bölünmüş ve Meclis’te şöyle oturmuşlardı:

1- Hükümete yakınlar sağda. 

2- Hükümete karşı olanlar solda.

3- Yaşlılar ve tarafsızlar ortada.

 Birinci Grup sayılan  Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti (ARMHC) örgütlü hareket etmiş, bu grubun dışında kalan milletvekilleri “Biz de Anadaolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk’tan geliyoruz” diyerek İkinci Grubu kurmuşlardır. Bu iki grubun dünyaya bakışları farklıdır. Kurtuluş’tan sonraki devlet düşünceleri birbirine zıttır, ekonomi politikaları ayrıdır.

Ama ikisi de vatanın kurtuluşu ve Türklüğün özgür ve bağımsız yaşaması konusunda birleşmişlerdir. Birinci Meclis’i demokratik yapan bu özelliğidir.

Şu anda, Birinci Cumhuriyet AKP sayesinde yıkılmış ve altılı masa şu anda ikinci kurucu meclis durumunda. 2023’ten sonra ne olacak? Altı parti, İkinci Cumhuriyeti yeniden kuracak mı kurmayacak mı?

Güçlendirilmiş parlamenter sistemi mutlaka kuracaklarını ilan ettiler. Bunun anlamı şudur: Kuvvetler ayrılığı ilkesini mutlaka işler hale getirecekler. Hukuk devletini mutlaka onaracaklar. Anayasanın ikinci maddesine mutlaka itaat edecekler. Başta Öğrenim Birliği (Tevhidi Tedrisat) olmak üzere Devrim Yasalarını ödünsüz uygulayacaklar. Şeyhülislamlığa özenen Diyanet İşleri Başkanlığı’nı mutlaka laik Cumhuriyete uygun hale getirecekler. Merkez Bankası, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay, TRT gibi anayasal kamu kuruluşlarını hükümetlerin etki ve saldırısına karşı donatacaklar... Ve bunları yapacak olurlarsa İkinci Cumhuriyetin kurucuları olarak tarihe geçecekler.

Altı partinin genel başkanları, benim çok partili rejime 25 yıl erken geçildiği görüşümü bilirler mi bilmezler mi, bilemem. Bu görüşüm 1950’de iktidara gelen merkez sağın temsilcisi Demokrat Parti’nin demokrasiye ihanet etmesine dayanmaktadır. Ondan sonra gelen merkez sağ partiler de “dini kullanarak” demokrasiye ihanet ettiler. Bu ihanetler olmasaydı, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz hareketleri olmaz, AKP diye bir İslamcı parti 20 yıl iktidarı işgal etmez, R.T. Erdoğan adlı biri siyaset sahnesine çıkamaz ve ülkemiz dünya taşrasında gecekondu olmazdı. 1950’den sonra büyük bir fırsat kaçtı bari 2023’te kaçmasın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları