Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Hayaller ve gerçekler
1 Mayıs akşamı TELE 1 televizyonunda bir DEVA Partisi yöneticisi konuşuyordu. DEVA Partili olarak gittikleri yerlerde AKP taraftarlarının DEVA adlı bir partinin kurulduğundan haberleri yokmuş. DEVA’lı siyasetçileri hâlâ AKP’li sanıyorlarmış; durumu öğrenince şaşırıyorlarmış.
Yukarıda “taraftar” sözcüğünü bile bile kullandım. Geçmiş seçimlerde “seçmen” olarak oy veren vatandaşlar, AKP’nin gelip dayandığı yerde artık oy verilecek bir parti olmadığını düşündükleri için kendilerine oy verilecek bir parti bulmuşlar ya da bu partiyi aramaktalar; AKP’yi bekleyenler ise artık seçmen değiller, bunlara “taraftar” denir. Tıpkı Fenerli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı ya da Trabzonlu gibi. Trabzon taraftarları şampiyon olmadıkları bilmem kaç yıl takımlarını tutmaktan vazgeçmediler. AKP’nin de artık taraftarları var, sayılarını önümüzdeki seçimde öğreneceğiz. Hiçbir seçmen kendisini yoksullaştıran, aç bırakan ve onursuzlaştıran bir partiye bir daha oy vermez. Benim bu insanları “geçirimsiz” (empermeable) ya da “teflon” olarak adlandırdığım bilinir.
Ülker, şu günler J.M. Coetzee’in Giving offense, Essays on censorship (Sansür Üzerine Denemeler) adlı kitabını çevirmekte. İyi olacak hastanın ayağına doktor gelir misali çeviriden bir bölüm gönderdi. Sansür üzerine yazdığı denemelerden oluşan kitabında Coetzee, Güney Afrikalı romancı, deneme yazarı ve şair André Brink’ten söz eder ve alıntılar yapar:
“Sağlıklı bir toplum yazarın saptadığı hastalıklarla yüzleşme yeteneğine sahiptir ama toplum hastaysa (yazarın) kendisine sunduğu kendi imgesiyle yüzleşmekten korkabilir. Bu durumda öldürücü bir hastalığa tanı konmamış olur.” “Bir toplumda büyümenin, gelişmenin ve sağlığın güvencesi yaratıcı zihindir” öte yandan sansür “aşırı, kanserli bir toplumda toplumsal organizmanın korumacılık düzeneklerini ve süreçlerini simgeler” . “Muhalifi, isyancısı, yazarı olmayan bir devlet un ufak olur: oysa yönetici onlara izin vererek kendi yazgısını da belirler. (George Orwell’ın 1984’ünde) Hiç değilse üstü örtülü olarak Büyük Ağabey muhalifi yok etmek istediği ancak o muhalif olmadan bu işi yapamadığı için onun o güçlü sistemi yok olur.”
“Brink’in daha önceki daha basit modelinin altında yatan eğretileme bir kavga eğretilemesiyken daha sonrakinin altında yatan eğretileme hastalık eğretilemesidir. Toplum, işlevi toplum bütününün sağlığıyla ilgili tanılar koymak olan bir organ geliştirmiş olan bir gövdedir. Gövde makul ölçüde sağlıklıyken o organın işlevini yerine getirmesine izin verir ve ondan yararlanır. Ama aşırı derecede artmış baskı ortamında, devlet temsilcileri aracılığıyla, kendisine ait olan ama kendisine en fazla rahatsızlık veren organlarını yadsır, kötü haberleri getiren ulakları öldürmeye çalışır. Ama bu işi bir kez başarmaya görsün, engellenmeyen hastalığın yol açacağı çöküş için artık geçmiş ola...”
TRT’nin TRT olduğu dönemde yasal ve zorunlu görevi “Kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için kamuoyunu ilgilendirecek konularda yeterli yayın yapmak; tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlarına alet olmamak” idi. Ki bu ilke, meslek ahlakı söz konusu olduğu zaman, özel radyo ve televizyonları, dergi ve gazeteleri de kapsar. Ama ne yazık ki birkaç gazete, birkaç radyo ve televizyon (Tele1, HalkTV, KRT) dışında ve en başta TRT olmak üzere bu kurala uyan gazete, radyo ve televizyon yok. Bunlar haberlere sansür uyguluyorlar; cehenneme dönüşmüş bir ülkeyi cennetmiş gibi sunuyorlar. Tıpkı Hasan Sabbah’ın Alamut Kalesi’nde yapay haşhaşi cenneti yaratması gibi.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!